Toplumda kardeşliği bozma fitnesi çıkaranlar!..

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Toplumda kardeşliği bozma fitnesi çıkaranlar!..
19 Temmuz 2011 Salı 07:20
Siyer tarihi bize fevkalade ibretli örnekler vermekte, toplumun birlik beraberliğinin önemi konusunda değerli bilgiler sunmaktadır.
Bu bilgilerden birine bir daha göz atalım isterseniz, yaşanan fitne olayları sebebiyle.
Efendimiz (sas) Hazretleri'nin maruz kaldığı eziyet ve cefaları gören sahabeler üzülerek:
- Ya Resulellah, bu zalimlere lanet okuyup beddua etseniz de layıklarını bulsalar.. diye teklifte bulunmuşlar. Ancak âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (sas) Hazretleri:
- Ben lanet okuyan bir peygamber değilim. Bana zulmedenlerin helak olmasını değil, ıslah olup imana gelmelerini diliyorum, buyurmuş, şahsına kötülük edenlere bedduaya yönelmemiş, sabredip hep ıslahlarına dua etmiştir.
Ancak şahsına yapılan bunca zulüm ve eziyetlere sabır gösterip tahammül ederek bedduadan hep uzak duran Efendimiz, toplumun birlik beraberliğini bozma fitnesi çıkaranlara karşı aynı şekilde sessiz kalmamış ve herkesin bildiği meşhur duasını yaparak:
- Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin!. demekten geri kalmamıştır.
Niçin toplum içindeki birliği bozma fitnesi çıkaranlara beddua etmekten çekinmemiştir? Çünkü kardeşçe yaşayan toplumu bölüp parçalama fitnesi öyle sessiz kalınacak basit bir fitne değildir. Bundan dolayı şahsına yapılan bütün zulümlere sabreden Allah Resulü, kardeşlerin birliğine kastedip beraberliğini bozmaya yönelen fitnecileri bedduaya layık görmüş, caydırıcı olması için de tarihi duasını yapmaktan çekinmeyerek:
- Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin! uyarısında bulunmuştur.
Bilinen bir gerçektir ki, Müslüman bir toplumun cephelere bölünüp de birbirine düşman hale getirilmesine ne Allah razı olur ne de Resulü. Nitekim Casiye Sûresi'nde Rabb'imiz farklı görüş ve anlayış içinde olanları dahi kaynaştırıp birleştiren ölçüyü şöyle vermektedir:
- Kim iyi düşünce ve davranış içinde olursa kendi lehinedir. Kim de kötü düşünce ve amel içinde olursa o da kendi aleyhinedir. Her ikisinin de hesabını ahirette Allah görecektir. Burada kimse kimsenin hesabını görmekle görevli değildir! Birbirinize düşman olup aranızda fitne çıkarmanıza sebep yoktur!..
Kardeşliğimizi bozup bizi birbirimize düşürme fitnesi çıkaranlara böyle beddua eden Efendimiz, küsleri barıştırıp kardeşliğimizi kuvvetlendirmeye hizmet edenlere ne buyuruyor acaba? Ona da bir göz atalım isterseniz. Ebu Davud'daki hadisin işaretinde buyuruyor ki:
- Size namaz, oruç, hac sevabı gibi büyük sevaplar kazandıran güzel bir iş ve amelden haber vereyim mi?
- Ver ya Resulellah, diyorlar. Bakın neleri dikkate veriyor güzel bir iş ve amel olarak:
- Aranızda küsleri barıştırın, kırgınları kaynaştırın, toplumun birlik beraberliğine hizmet edin, sevabınız bu saydığım yüce ibadetlerin sevabından az olmayacaktır.
Demek ki bizim namazımız, orucumuz, haccımız nasıl vazgeçilmez yüksek sevaplı ibadetlerimizden ise küsleri barıştırıp dargınları kaynaştırarak, toplumun birlik beraberliğine çaba sarf etmemiz de aynı derecede yüksek sevaplı ibadetlerimizdendir. Bu sebeple Müslüman hep barıştıran olur, ayrıştıran olmaz. Çünkü toplumu düşman kamplara bölmeye çalışanlar fitne çıkaran kimselerdir. Fitne çıkaranlar ise Resulüllah'ın bedduasına müstahaktırlar. Müslüman böyle bir bedduaya müstahak olmayı göze alamaz.
Nitekim Bakara Sûresi 208'deki ayetin ikazı da tüm Müslümanlara böyle barışçı olma emri vermektedir:
- Ey iman edenler! Topyekûn barışa girin, şeytanın peşine düşüp de birlik beraberliğinizi bozmayın. Unutmayın ki, birliğinizi bozmak isteyen şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır!..
Anlaşılan odur ki, bir ülkede şuurlu dindarlık kuvvetlenirse birlik beraberlik de kuvvetlenir, barış kazanır, fitne kaybeder. Çünkü Müslüman, Allah'ın lanetine müstahak olacak bir fitne faaliyeti içinde olmayı asla istemez. İnandığı Allah'ın emirlerine, iman ettiği Resûlullah'ın ikazlarına isyan etmeyi göze alamaz. Bunları göze alanlar başkaları olular.
Zaman
 
Üst