Tedrici olarak yasaklanan hususlar(faiz)

ma'vera

Emektar
Özel Üye
İslam'dan önce faiz, Araplar arasında son derece yaygındı. Mekke'de, Taif'te, Medine’de faizcilik yaparak çalışmadan kazanan, halkın sırtından geçinen bankerler vardı. Bunlar, belirli süre sonunda verdikleri ana paraya ilave olarak belli bir fazlalığı da almak üzere ihtiyaç sahiplerine borç verirlerdi. Borçlu o belirli süre sonunda borcunu ödeyemezse vade uzatılır, buna karşılık faiz miktarı da artırılırdı. Böylece borçlu çoğu zaman aldığının kat kat fazlasını ödemek zorunda kalırdı. Bu uygulama o derece yerleşmiş ve kökleşmiş ti ki, Kuran’ın da ifade buyurduğu gibi, “...alış veriş de faiz gibidir...” (Bakara suresi, 275) deniliyor; faiz de tıpkı alışveriş gibi meşru sayılıyordu.

Bu sebepledir ki başta peygamberler olmak üzere bütün ıslahatçılar, insanları faiz gibi kökleşmiş adet ve inançlarından vazgeçirmek, için tedriç metoduna başvurmuşlardır.

Hz. Aişe validemizin şu sözleri bu gerçeği apaçık ortaya koymaktadır:
kur'an-ı kerim'in mufassal surelerinden ilk nazil olanları, cennet cehennem gibi konuların anlatılmış olduğu surelerdir. İnsanların kalpleri ısınıp İslam’ın emir ve yasaklarını takibe başlayınca, helal ve haramla ilgili hükümler inmiştir. Eğer 'içki içmeyiniz, zina yapmayınız.' gibi emirler, ilk inen hükümler olsaydı, mutlaka 'içkiyi ve zinayı asla terketmeyiz' derlerdi.”

Bu sebepledir ki islam'da içki, kumar, faiz gibi kökleşmiş adet ve uygulamalar birden yasaklanmamış; bunların haram kılınmasında, tedriç yolu takip edilmiştir.İçkinin yasaklanması 3 safhada gerçekleştiği gibi, faizin haram kılınması da 4 safhada gerçekleşmiştir.

Bu konuda ilk inen hüküm rum suresinin 39. Ayetidir. Mekke devrinde nazil olmuştur. “insanların malları içinde artsın diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Fakat Allah rızasını dileyerek verdiğiniz herhangi bir sadaka böyle değildir. İşte onlar sevaplarını kat kat artıranlardır.”

Bu ayet-i kerimede faiz yasaklanmamış, fakat faiz kazancında bereket olmayacağı beyan edilmiştir.

Medine devrinde nazil olan nisa suresinin 160-161. Ayetlerinde ise şöyle buyurulmuştur: “yahudilerin haksız davranışları, çoklarını Allah yolundan çevirmeleri, kendilerine yasaklandığı halde faiz almaları ve insanların mallarını haksızlıkla yemelerinden dolayı, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyleri onlara haram kıldık. Onlardan inkar edenlere elem verici bir azap hazırladık.”

Bu ayetlerde faizin Müslümanlara yasaklandığına dair açık bir hüküm olmamakla beraber, Yahudilerin kendilerine haram kılındığı halde faiz aldıkları, böylece ilahi azabı hak ettikleri beyan edilmiştir. Bu ifade ile, faiz almanın son derece kötü ve uzak kalınması gereken bir iş olduğuna işaret olunmuştur.

Faizin Müslümanlara ilk haram kılınışı, al-i imran suresinin 130. Ayeti ile olmuştur: “ey iman edenler, faizi kat kat alarak yemeyiniz. Allah'tan sakının ki başarıya ulaşasınız.

Bu ayetle, o devirde en çok uygulanan ve fakiri en çok ezen fahiş riba, yani bileşik faiz yasaklanmıştır. Basit faizin haram olduğu hakkında henüz kesin bir hüküm inmemiştir. Bu, tıpkı içkinin içilmesinin haram kılınmayıp sarhoş halde namaza yaklaşılmasının yasaklanması safhasına benzemektedir. İslam önce, fakirin belini iyice kıran kat kat faiz şeklini yasaklamış oluyordu.

Daha sonra nazil olan bakara suresinin 275-281. Ayetleriyle her türlü faiz kesinlikle haram kılınacaktır. Faizi kesinlikle yasaklayan bu ayetlerin mealleri şöyledir: “faiz yiyenler, mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların 'alış-veriş de faiz gibidir demelerindendir. Oysa, Allah alış-verişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vaz geçerse, geçmişi, kendisinedir, onun işi (bağışlanması) Allah'a aittir. Kim de faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir ve orada ebedi kalacaklardır.

Allah, faiz kazancını eksiltir, sadakaları ise bereketlendirir. Allah nankörlük eden hiçbir günahkarı sevmez.”

İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekat verenlerin rabları katında ecir ve mükafatları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de.

Ey inananlar, Allah'tan korkun; eğer inanıyorsanız, faizden arta kalan kısmı bırakın. Şayet böyle yapmayacak olursanız, bunun Allah ve rasulüne karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tövbe eder de (faizden vazgeçerseniz) sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.

Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar, ona mühlet verin. Eğer bağışlarsanız, bilesiniz bu sizin için ne kadar hayırlıdır.”

Allah'a döndürüleceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan herkesin kazancının eksiksiz kendisine verileceği günden korkunuz.”

Faizle ilgili en son nazil olan ayetler bunlardır ve bu ayetlerle her türlü faiz kesinlikle haram kılınmıştır. Hz. Ömer (r.a.):
faiz ayeti en son inen ayetlerdendir. Resulullah (a.s.m.) Bunu yeterince açıklamadan vefat etti. Bu sebeple faizi ve faiz şüphesi olan şeyleri bırakınız.” demiştir.

Bunun içindir ki: “kim şüpheli şeylerden kaçınırsa dinini ve ırzını korumuş olur; kim de şüpheli şeylere dalarsa sonunda harama düşer.”, “sana şüphe vereni bırak, şüphe vermeyeni yap”, Hadis-i şerifleri gereğince şüpheli şeylerden kaçınmak mendup sayıldığı ve takva işi kabul edildiği halde, faiz şüphesinden kaçmak İslam alimlerince vacip sayılmıştır.

Faizcilik, bu bakımdan en büyük günahlardandır. Kur'an-ı kerim'de faizcilik Allah ve resulüne karşı savaş olarak nitelenmiş, hiç bir haram için böylesine tehditkar bir ifade kullanılmamıştır. Nitekim Resulullah efendimiz de (s.a.v.) Toplumu helakete sürükleyen ve mutlaka kaçınılması gereken günahların arasında faizi de saymıştır.

Peygamber efendimiz, faiz yiyenlerin ahiretteki acıklı halini şu şekilde anlatmıştır: “miraç gecesi, bir insan topluluğuna rastladım. Bunların mideleri, dışarıdan bakıldığında içi görülen ve yılanlarla dolu olan bir eve benziyordu. -bunlar kim? Diye sordum. Cibril: -bunlar faiz yiyenlerdir, diye cevap verdi.

Yine hadis-i şeriflerde, “peygamber efendimizin faizi alana, verene, faiz senedi yazana ve iki tarafın şahitlerine lanet ettiği” de bildirilmektedir.

alıntı
 
Üst