Suriye ve Halepin kurtuşu İçin Dua

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Halep için nasıl dua edelim sorusuna Siyer-i Nebi(sas)'den iki olay uygun örnek olarak görünüyor; Reci ve Bi'ri Maune hadiseleri..

Her iki olayla ilgili Rasulullah(sas)'in çok üzüldüğünü rivayet eden sahabe dualarını da bize aktarmışlar..

O dualardan örnekle; biz de şöyle dua ederiz,

*Allahım Rusya'yı, İran'ı ve onlara yardım ve destek olanları sana havale ediyoruz, onları kahret!*

*Allahım Esed ve destekçilerinin zamanlarını kıtlık yıllarına çevir ve herşeylerini daralt, başlarına belalar yağdır!*

*Allahım bu zalimlere karşı savaşan mücahidleri muhafaza et, attıklarını isabet ettir, saflarını sıklaştır ve ordularınla onları destekle..*

*Allahım bizlere bu veballerden kurtulacak amelleri nasip etmeden canımızı alma, intikamlarına bizi vesile kıl.*

Âmîn Âmîn Âmîn.


Ayrıca 129 Ya Latif ismi şerifi
11 Kureyş süresi
27 de ihlasi şerif okuyalım en azından.

Rabbimiz Allah Celle Celaluhü Samed. dir.
Es-Samed, hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan; izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider anlamlarına gelir.

Allah (c.c.) doğurmamıştır. Doğrulmamıştır. Bütün varlık âlemi O’nun “Ol!” emriyle yoktan yaratılmıştır. Nedenler zinciri ile varlıklar birbirlerine muhtaçtırlar. Canlı varlıklar yaşamak için birbirlerini yemek zorundadırlar. Biri diğerinin besin kaynağını oluşturur. Ayrıca her canlı varlık ölümlü olmasına karşın nesiller yolu ile varlığını devam ettirir. Ama Allah (c.c.) varlık dünyasına bağlı değildir. O’nun yemeye, içmeye, çoğalmaya ihtiyacı yoktur. O ezeli ve ebedidir. Zamanla kayıtlı değildir. Varlık dünyasının kanunları O’nu bağlamaz. Bundan dolayı O’nun varlığı ve varlığının devamı yaratılmış şeylere bağlı değildir. O hiçbir şeye muhtaç değildir.

Allah (c.c.) kullarının ibadetlerine de muhtaç değildir. Oysa varlıklar O’na ibadet etmeye muhtaçtırlar. Bazı insanlar, Allah’ın (c.c.) nasıl olsa bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur, düşüncesiyle hareket ederek ibadetlerinde ihmalkâr davranmaktadırlar. Bu büyük bir zulümdür. Zira tüm varlık âlemi insanın hizmetinde olarak yaratılmışken ve kendi hal dilleri ile Allah’ı (c.c.) zikrederken insan Allah’a (c.c.) ibadet etmeyerek tüm bu nimetlere karşı nankörlük etmektedir. Bu elbette büyük bir cezayı gerektirmektedir. Çünkü her nimet kendi hal diliyle Allah (c.c.) indinde öyle bir insandan haklı olarak davacı olmaktadır.

Es-Samed güzel isminin hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan anlamı dışında bir de izni olmadan hiçbir işin hükme bağlanmadığı ve ihtiyaçlar konusunda kendisine başvurulan lider anlamı da söz konusudur.

Kuran-ı Kerim’de es-Samed güzel ismi sadece bir yerde, İhlâs suresinde (Kulhu Vallahu Ahad Allahu’s-Samed…) geçer. İhlâs riyanın zıddı olan bir kavramdır. İbadetlerde Allah (c.c.) rızası dışında başka bir amaç gözetmemektir. Nasıl es-Samed güzel ismi ile Allah (c.c.) kimseye muhtaç değilse, herkes O’na muhtaçsa, kul da ibadetlerinde ihlâsla sadece O’na yönelir. O’ndan ister. Rızasını umar. Gösterişe düşmez. Allah (c.c.) dışında kimseden bir şey ummaz.

Son yıllarda es-Samed güzel ismindeki hiçbir ihtiyacı olmayan, kimseye muhtaç olmayan anlamı “som” kelimesi ile ifade edilmeye çalışılmıştır. Som bilindiği üzere maddenin katıksız olarak bulunduğu durumdur. Som altın örneğinde olduğu gibi. Yüce Allah (c.c.) varlıklara ait olan her şeyden uzaktır. O Kendi Kendi’sine vardır. Kimseye muhtaç olmadığı gibi her şey de O’na muhtaçtır.

Es-Samed güzel isminin kulda tecelli ettiği en önemli ibadet oruçtur. Oruç tutan bir Müslüman geçici de olsa belli bir süre yeme, içme, cinsel ilişki gibi nefsinin ihtiyaç duyduğu gereksinimlerden uzaklaşır. Bu hal Allah’ın (c.c.) es-Samed güzel ismine uygundur. Ayrıca oruç içine riyanın karışması zor olan bir ibadettir. Allah’la (c.c.) kul arasında adeta bir sırdır. En ihlâslı ibadetlerden birisidir. Bu açıdan da orucun anlamı, Allah’ın (c.c.) es-Samed güzel ismine yakındır.

Tasavvuf yoluna giren kişilerin ihlâsı yaşamaları ve insanlardan beklentilerini kırmaları için oruca değer vermeleri ve sünnet niyeti ile pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirmeleri onlara büyük yararlar sağlar. Bu günlerde işi olanlar, kaza niyeti ile tatil günlerinde oruç tutabilirler. Hadis-i şeriflere göre cuma ve cumartesinin tek olarak tutulmamaları, ikisi beraber veya bu günlerin önceki ve sonraki günlerinin de oruçlu olarak geçirilmesi gerektiğini de belirtelim. Yani bir kişi iki günü arka arkaya olmak üzere, cumartesi-pazar, perşembe-cuma veya cumartesi-pazar günleri de oruç tutabilir.

Orucu nafile niyeti ile tutmaktan ziyade kaza niyeti ile tutmak daha yararlıdır. Çünkü Kuran-ı Kerim’de orucun kazası da emredilmektedir. Dolayısıyla bu niyetle oruç tutanlar, hem borçlarını ödemiş olurlar hem de bir farzı yerine getirmenin sevabına kavuşurlar. Şayet üzerimizde oruç borcu yoksa da bazı oruçlarımız yara almış (gıybet, kötü söz, göz zinası vs. nedenleriyle) olabilir. İnşallah kaza niyeti ile tutulanlar bunların yerini alacaktır. İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s), Mektubat’ının çok yerlerinde bir farzın yerini binlerce nafile ibadetin tutamayacağını belirtmişlerdir. Sünnetler de elbette nafilelerden çok üstündürler. Çünkü peygamberi (s.a.s) taklitle yapılan ibadetler, hem çok sevap getirirler hem de çok faziletlidirler. Hadis-i şerifte ifade edildiği üzere bu ahir zamanda bir sünneti ihyanın yüz şehit sevabı getirdiği unutulmamalıdır. Ayrıca sünnet niyeti ile tutulan oruçlar, sevap ve faziletlerin dışında peygamberin (s.a.s) zor zamanlardaki şefaatlerini de kapsarlar. Onun için (eğer üzerimizde oruç borcu yoksa) pazartesi ve perşembe günleri tutulan oruçları sünnet niyeti ile tutmakta büyük fayda vardır.

Es-samed zikri kulda ihlâsı ve gönül tokluğunu oluşturur. Allah’a imanı yakinleştirir. Bu açıdan belaları önleyici olduğu gibi rızkı da celbedicidir. Aynı şeyler oruç için de geçerlidir.

Oruçlar, gelebilecek hastalılara da kefaret olurlar. Hadis-i şerifte oruç sağlıktır diye buyrulması bundandır. Ahirette cehennem ateşine engel olacak en başlıca ibadet oruçtur. Onlarca hadis-i şerif orucun cehennem ateşine kalkan olacağını ve siper vazifesi göreceğini belirtmektedir. Her insanın mutlaka cehenneme uğrayacağı ise ayet-i kerime ile sabittir (Meryem suresi, 71). Çünkü Sırat köprüsü cehennem üzerine kuruludur. Bütün insanlar bu köprüden geçmek zorundadırlar. Tıpkı bazı katlarda duran asansör gibi Sırat köprüsü üzerindekileri cehennemin bazı katlarında ve kısımlarında boşaltacaktır. Müminler cennete bu köprü ile değişik hızlarda varacaklardır. Cehennem Allahın (c.c.) izni ile mümine tuttuğu oruçlar sayesinde tesir etmeyecektir. Ayrıca oruç kullara muhtaç olmayı engelleyicidir. İnsana içerisinde bulunduğu toplumda manevi olarak büyük bir itibar da kazandırıcıdır.

Allah’ın bu güzel ismini zikrederken edebe çok dikkat etmelidir. Onun bu güzel ismini zikirle elde edilecek dünyevi yararlar düşünülmemelidir. Maksat bu güzel isme yaraşır bir şekilde yüce Allah’ı övmek olmalıdır. “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz. (Şûrâ suresi, 20).”

Farz olan oruç dışında bazı sair günleri kaza, sünnet ve nafile oruçlarla süsleyen bir kişi üzerinde Allah’ın Es-Samed güzel ismininin bu sözünü ettiğimiz faziletlerini Allah’ın (c.c.) izni ile tecelli ettirecektir. Bu açıdan oruçlu iken bir miktar Es-Samed güzel isminin zikrini çekip bu güzel ismin anlamı üzerinde düşünmek ve Allah’ı bu güzel ismi ile yürekten övmek dünya ve ahret yararlarına yol açtığı gibi oruç ibadetinin sır ve anlamlarını da kavramaya ve anlamaya yardımcı olacaktır.

Unutulmamalı ki, gerek oruç gerekse Es-Samed güzel isimlerinin manevi hediyelerinin en önemlisi ihlâstır. İhlâs ise tasavvufun elde etmek istediği temel amaçtır. İçerisinde bütün dünya ve ahret mükâfatlarını barındırır. Dinin temeli ihlâstır. Dinde ihlâs sahibi olmadığı zaman Allah korusun münafıklık tehlikesine düşeriz.

Allah’ı dünyevi maksatlar için öven kişiler, dinin gayesinin ahret olduğu gerçeğini unutmuşlardır. Onlar ihlâstan hisse alamamışlardır. Maalesef Yahudiler bu duruma düşmüşlerdir. Onlar dünya için ahretlerini az bir dünya menfaati karşılığı satmışlardır. Dinlerini tahrif etmişlerdir. Allah ümmet-i Muhammedi bu afattan korusun. Âmin. “En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na en güzel isimlerle dua edin. O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi, 180).”

Es-Samed güzel ismi ile kula düşen görev, Allah’ın (c.c.) hiçbir şeye muhtaç olmadığını, herkesin O’na muhtaç olduğunu düşünerek ibadetlere ihlâsla büyük önem vermektir.

Allah kendisini razı olacağı şekilde tanımamızı ve O’na ibadet etmemizi ve her şeyden önce ihlâsı bizlere nasip eylesin. Âmin.

El- Kahhar; düşmanlarını kahreden ve perişan eden, mutlak galibiyetin sahibi ve her an kahretmeye muktedir olan manalarına gelir.

Kahhar ismi bu manalarıyla; Allah’a isyan eden Ad kavmi, Semud kavmi, Nuh kavmi gibi bir çok kavimde tecelli etmiştir. Allah o kavimleri Kahhar ism-i şerifi ile kahretmiş ve mahvetmiştir.

Ya Samed ve Ya Kahhar ismi şeriflerini okuyup arkasına yukarıdaki duayı okuyabiliriz.
 
Son düzenleme:
H

Halil Sayan

Ziyaretçi
Allah zalimleri kahru perişan etsin masum ve mazlum din kardeşlerimizi bu fitneden kurtarsın, muhakkak bizim şefkatimiz cenabı hakkın önüne sürmemek gerek ancak bu hale arakan filistin haberlerini takip ettikçe yüreğimiz kavruluyor, rabbimiz de bu manzarayı görüp izin verdiğine göre mazlumlara daha güzel muhteşem ikramlar için cenneti vadediyor ve zalimleri de ancak cehennem paklar diye onların hesaplarını oraya tehir ediyor.
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Halep ve diğer zülüm altında inleyen nevi beşer vicdanı olanlara hayatı çok acılaştırıyor ve gönüllerini dağlıyor, ama unutulmamalıdır ki biz şefkatimizi Cenabı Hakk'ın şefkatinin önene sürmemeliyiz, buna benzer hususta bediüzzaman hz leri şöyle demiştir:
Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bu şiddetli kışta ve manevî, dehşetli ayrı tarz bir kışta ve nev'-i beşer içtimaî hayatında müdhiş, kanlı diğer tarz bir kışta çırpınan bîçarelere, rikkat-i cinsiye ve şefkat-i nev'iye cihetinden gayet derecede bir hüzün ve elem hissettim. Çok yerlerde beyan ettiğim gibi, yine Erhamürrâhimîn ve Ahkemülhâkimîn olan onların Hâlık-ı Kerim ve Rahîm'in hikmet ve rahmeti, benim kalbimin imdadına yetişti. Manen denildi ki: "Senin bu şiddetli teessürün, o Hakîm ve Rahîm'in hikmetini, rahmetini bir nevi tenkid hükmüne geçer. Rahmet-i İlahiyeden ileri şefkat olunmaz. Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, daire-i imkânda olamaz. Âsiler cezalarını; masumlar, mazlumlar zahmetlerinden on derece ziyade mükâfatlarını alacaklarını düşün! Senin daire-i iktidarın haricinde olan hâdisata, Onun merhamet ve hikmet ve adaleti ve rububiyeti noktasında bakmalısın!" Ben de o lüzumsuz, şiddetli elem-i şefkatten kurtuldum.
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
BU DUAYI HERKESLE PAYLAŞALIM, "AMİN"LERİN SAYISINI ÇOĞALTALIM İNŞAALLAH

EY RABBİM!
Bizler SANA gereği gibi kulluk yapamadık, üzerimize düşen görevi başaramadık.
Halep'te, Türkmen dağlarında, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Filistin'de ve bir çok islam ülkesinde zulme uğrayan kardeşlerimiz var, çaresiz ve aciziz.

Yüzümüz yok yakarmaya, yalvarmaya. Lakin Senden başka gidecek kapımız da yok.
SEN her şeye KADİR'sin. Göster kudretini YA RABB!
SEN CEBBAR''sın, SEN KAHHAR'sın, kahret düşmanları YA RABB!

Ebreheler üzerine Ebabil kuşlarını gönderdiğin gibi, sal küffarın üzerine ebabillerini.
Zalimlerin kasvetli kalplerine korku sal.
Onları birbirlerine düşür YA RABB!

Canını değil, namusunu düşünen bacılar hürmetine,
Öksüzlerin, yetimlerin çektikleri acılar hürmetine;

Hz Nuh'u koruduğun gibi tufandan,
Hz. Ibrahim'i kurtardığın gibi Nemruttan,
Hz. Yunus'u koruduğun gibi boğulmaktan,
Hz. Yusuf'u çıkardığın gibi kuyudan,
Hz. Eyyub'a şifa verdiğin gibi hastalıktan,
Hz. Musa'yı kurtardığın gibi Firavun'dan,
Hz. İsa'yı yükselttiğin gibi çarmıhtan,
Habibin Sallallahü Aleyhi ve Sellem'i koruduğun gibi müşriklerden, MAZLUMLARI kurtar zalimlerden YA RABB!

Sadece SANA arzediyoruz derdimizi,
Ölsek de biz, hıfzet ne olur milletimizi, islam alemini ve dinimizi.

Biz aciziz, SEN Aziz'sin,
Biz çaresiziz, çare SEN'sin,
SEN'in herşeye gücün yeter,
Ne olur, kudretini göster,
Mazlumların ahı için,
Sabilerin felahı için,
Yaşlıların feryadı için,
Ne olur yardım eyle bütün mazlum ve mağdur kullarına
YA RABB!
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Halebi ele geçiren mecusi iran ve haçlı destekli mescusi suriye yönetimi Halpte kafir bayram mı olan noel kutlamalarına başlamış kutlama alanına yerleştirilen bomba nedeni ile Mecusiler kutlama alanını terk etmiş. Şimdi duam şu rabbimden Yarabbi Mecusileri ve Haçlıları El Kahhar İsmi şerifinle kahru perişan eyle. Bu kafirlerin noellerini yok oldukları gün eyle. Firavun Esed in parça parça edildiğini göster . Ya Rabbi iranın dağıldığını göster irana ve dünyaya islamı hakim eyle. Haçlıların dağıldığını göster ve onları kahru perişan eyle.
 
Üst