Şimdi tasavvuf karşıtları okusun.

kalpteniman

KF Ailesinden
Özel Üye
Şimdi Tasavvuf karşıtları dinlesin

Şimdi tasavvuf karşıtları bana kızacak fakat ben bildiğimi yazacağım.

H.z Allah c.c her yarattığı kullarının kendisine samimi iman etmelerini,
çöl bedevilerinin inandıkları gibi sözde imanda kalmamalarını
ayeti kerimelerinde çeşitli misaller ile emretmiştir.
H.Z İbrahim a.s. puta tapan bir kavme gelmiş onların puthanelerini
yerle bir etmiş nemruta savaş açmış h.z Allah da ateşi ona gül bahçesi
yapmıştı.
H.z Allah c.c h.z ibrahim aleyhisselamı bu halde bırakmamış ona kabeyi inşa etmesini
emretmişti.
Kâbenin inşaatı bitince de etrafında tavaf başladı.
Her hareketi şirk kabul eden kişilere göre h.z Allah kullarına şirk yolunu mu
açmıştı.
Tasavvuf karşıtlarına göre islam dininde haşa şirk mi yapılıyor.

Hacca gidenler yandı çünkü orada taşın etrafında dönülüyor onların zihniyetlerine göre konuşuyorum.

Aslı şudur h.z Allah kullarının imanlarının tazelenmesi gerektiğini bildiği,
her kulunun taze imana kavuşması için feyz kaynağı olarak Kâbei muazzamayı
inşa ettirdi orayı ziyaret eden kullarının gönüllerine rahmet ve bereketini dolduruyor.

Dikkat ederseniz oraya halisane niyetle giden herkes İmanı kâmil olarak dönüyor.
Fakat Hacc tan gelen yanlış insanlarla ünsiyet ettiği anda sapıttığını eski alışkanlıklarına
döndüğüne şahit olduğumuz çok hacı müsveddeleri vardır.

Kişinin imanını koruyabilmesi için de dışarıdan desteğe ihtiyacı vardır.
İman eden kişi imanını taze tutabilmesi için kuran okuması hadis okuması
namaz kılması zikrullah ile meşkul olması diyeceğiz.
Fakat sözünü ettiğimiz ibadetlerin yapılmasına şiddetle muhalefet eden
nefs ve onu azdırmak için her an her saniye fırsat kollayan şeytan var.

Ve bu nefsin şerrinden gözümü açıp kapayıncaya kadar beni nefsimin eline
bırakma diyen bir Peygamber s.a.v Efendimiz var.

O muhterem nur peygamber Efendimiz ki Vahiy alan cebrail a.s. ile
sık sık görüşüyordu.

O bu haldeyken nefsinden böyle korkarken biz nasıl kormalıyız değil mi.

Bize de h.z Allahı hatırlatacak ruhumuzu diriltecek bir yardımcı gerekmiyor mu?

Resulullah s.a.v. Efendimizin desteği h.z Allah tarafından vazifelendirilen
Cebrail aleyhisselamdı.

Hadisi şeriflerde geçiyor, Ashabı kiram resulullah s.a.v. Efendimizin yanından
ayrıldıklarında İman zaafiyetine kapıldıklarını onun yanına geldiklerinde ise
İmanlarının kuvvetlendiğini söylediklerinde,
Sadıklarla beraber olun buyurmuştu.

O zaman karşımıza şu gerçek çıkıyor, Peygamber Efendimiz gibi yaşayan,
h.z Allah için nefsine karşı gelen her zaman O'nun ismi şerifini diline tesbih
eden salih bir kulun desteğine ihtiyaç vardır.

Kâbeyi kullarına feyz ve rahmet deryası yapan h.z ALLAH Celle celalehü,
özel olarak yarattığı salih ve sadık kulları ile de kalplere feyz ve rahmetini
akıtmaktadır.

Yani h.z. Allahı hatırlatan bir sadık bir arkadaş şart oluyor her kulun da h.z Allahı
hatırlatan bir veliye ihtiyacı var.
Bu, ihlaslı bir baba, ve ya ihlaslı bir anne, veya dede olur, anaanne olur.
Hane halkında böyle bir fert yoksa dışarıdan bir müşidi kâmil olur.

Daha doğrusu nasibinde olanı bulur.

Kesinlikle bilinmeli ki Hakk yolunu tarif eden, Peygamber sünnetine harfiyyen uyan
sadık salih kul, hazreti Allahın tayin ettiği bir vazifeli kuldur.
Onu inkar eden onu aşağılayan h.z Allaha karşı gelmiştir.
Bir gün gelecek cezasını çekecektir.

Müşriklere gelen Ayeti kerimeleri bu güzel insanlara yamayanlar ahirette yaptıklarının
yanlış olduğunu gördüklerinde bin pişman olacaklardır.
 
Üst