Sıkıntıların Gerçek Çözümü

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Dünyadaki en önemli sorunu yaşadığınızı mı düşünüyorsunuz? Dahası yüzleştiğiniz sıkıntının, bir insanın yaşayabileceği en büyük zorluk olduğunu?..

Her ne yaşıyor olursanız olun şunu asla aklınızdan çıkarmayın: Yeryüzündeki herşey ve herkes Allah’a boyun eğmiştir. Tüm varlıklar O’nun kontrolündedir. Tümü O’nun buyruklarını yerine getirir; O’na itaat eder.

Unutmamanız gereken bir diğer gerçek ise Allah’ın koruması altındaki insana hiç kimse zarar veremez. İstese de güç yetiremez.

Toplumdaki "Allah yürü ya kulum dedi" deyimine uygun olarak, Allah bir insanın yolunu açarsa, o yolu kapayabilecek hiç kimse ya da bir olay yoktur.

Allah’ın kuluna bahşettiği nimet, huzur ve mutluluğu engellemeye kimsenin gücü yetmez.

Herşeyin Allah’ın denetiminde olduğunu unutmak, yaşanan olaylara hayır ve hikmet gözüyle bakamamak, bu yüzden korkuya kapılmak imani zayıflıktır. Bu kişi sorunlarına çözüm getiremez ve sorun büyüdükçe umudunu kaybeder. Rabb’ine teslim olan insan ise her olaya hayır ve hikmet gözüyle bakar; yaşadığı çok zorlu da olsa, korku duymaz, umudunu yitirmez.

Her insanın yaşamı birbirinden farklıdır; farklı beklentileri, farklı sorunları vardır. Bu farklılıklara rağmen, insanların çoğu aynı yanılgıyla yaşar. Bu, beklentilerin gerçekleşmesi ve sorunların ortadan kalkması için mutlaka belli şartların bulunması düşüncesinden kaynaklanır. Ancak şartlar oluştuğunda yaşanan zorlukların aşılabileceği düşüncesi bir yanılgıdır.

Dünya imtihan mekanıdır ve dünya hayatını imtihan gereği sebeplere bağlı olarak yaşarız. Örneğin üniversiteye girmek isteyen bir gencin, bu amaçla yoğun ders çalışması, test çözmesi, dahası bir hazırlık kursuna gitmesi gerekir. Bu saydıklarımın tümü sebeplerdir. Bu sebeplere sarılmazsa, örneğin genç ders çalışmazsa sınavı kazanamayacaktır.

Diğer yandan önemli bir hastalığa yakalanan bir insanın, hastaneye gitmeden, tedavi görmeden hastalığın geçmesini beklemesinin mantık dışı olduğı açıktır. Akla uygun olan, Allah’ın dilemesiyle insanın gerekli tedbirleri almasıdır.

Herşeyin sebeplere bağlı yaratılmasındaki hikmetlerden biri de, insanın sürekli imtihan olmasıdır. İnsan hem Allah’ın yarattığı olaylar hem de sebeplerle imtihan olur. Ve bunlar karşısında gösterdiği ahlak ile sınanır. Olaylar sebepsiz olarak yaratılsaydı, imtihan ortadan kalkardı.

Ancak şunu unutmayalım; sebepleri Allah bizim için yaratır. Bizler sebeplere bağlı yaşarız; Allah sebeplerden münezzehtir. O dilediğini, dilediği kişi için, dilediği şekilde yaratır. Bizim kendi öngörümüzle gerçekleşemeyeceğini düşündüğümüz sonucu, Allah dilerse yaratır. Zorlukları kolaylaştıran, umutları gerçekleştiren, her sonucu yaratan yalnızca Allah’tır. Allah dileseydi her şeyi sebepsiz olarak da yaratabilirdi. Ancak kılınan sebepler, bizlerin aklımıza uygun olması içindir.

Dünyada yaşanan sıkıntıların asıl kaynağı Allah’tan ve Kur’an’dan uzaklaşılmasıdır. Oysa insanlar Kur’an’a göre yaşam sürdüklerinde mutlu olacaklardır. Ve en önemlisi, Allah dünyanın mutluluğunu hak kitaba uyulup uyulmaması üzerine bağlamıştır.

Yaşayan milyarlarca farklı insanın, farklı beklentilerinin, farklı sorunlarının, başlarına gelen farklı musibetlerin çözümü yalnızca tek bir tanedir. Çözüm; Allah’a yönelmek, O’na güvenip dayanmak, O’nu çok sevmek ve Kur’an’ı yaşamaktır... İnsan bütün sevgisini Allah’a vermediğinde, Rabb’ini gücü yettiğince sevmediğinde kalp bunalır. Allah aşkını yaşayan insan mutludur, neşe doludur, sıkıntılardan uzaktır.

İnsan bu gerçeğe kesin bir bilgiyle iman edip, Rabb’ine güvenip dayandığı takdirde; her sorununda çözüm noktasını görebilir. Rabb’ine teslim olduğu, O’nu dost edindiği, yalnız O’ndan yardım dilediği takdirde, Allah onun için en güzelini ve en hayırlısını yaratacaktır. Gösterdiği çaba ve sarıldığı sebepler fiili birer dua mahiyetindedir; tek çözüm Allah’ın elindedir.


Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O’ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O’nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107)

Fuat Türker

 
Üst