Şeyhülislam Arif Hikmet Bey

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Sultan Üçüncü Selim zamanı kazaskerlerinden İbrahim İsmet Beyin oğlu Arif Hikmet Bey 1786'da İstanbul'da doğdu. Tahsilini tamamladıktan sonra bulunduğu vazifelerden bazıları şunlardır: Kudüs, Mısır, Medine ve İstanbul kadılığı. 1833'te Anadolu, 1838'de Rumeli kazaskerliğine yükseldi. Mekkizade Mustafa Efendinin yerine yüz beşinci Osmanlı şeyhülislamı oldu (1846). Vazifesini adalet ve hakkaniyetle yerine getirdikten sonra 1854'te Şeyhülislamlıktan ayrıldı. Evine çekilerek ibadet ve ilmî mütalaalarla meşgul iken, 1859'da vefat etti. Kabri, Üsküdar'da Nuhkuyusu caddesinde Baba Kartal Camii haziresindedir.

Arif Hikmet, zamanın büyük âlimlerindendi. Herkes tarafından sevilip sayılırdı. Hatta Sultan Abdülmecid Han onu Şeyhülislamlığa getirdiği zaman, hakkında Sadrazama şöyle yazmıştı: "İnsanlıktaki faziletini ve iyi huylarını, kısaca olgunluğunu herkesin bildiği, Arif Hikmet Efendi... "

Arapça ve Farsçaya vâkıftı. 1851'de Türk dilinin geliştirilmesi için kurulan Encümen-i Daniş'e üye olmuştu. 5000-7000 ciltlik bir kütüphaneyi Medine'de vakfetmiştir.

İstanbul'da bulunan ve her sene Ramazan ayında ziyarete açılan Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) mübarek Hırka-i şerifini muhafaza eden mendilin üzerindeki kıta ona aittir:

Hırka-i Hazret-i Fahr-i Rusül'e

Atlas-ı çarh olamaz pây-endâz

Yüz sürüp zeyline takbil ederek

Kıl Şefî'-i ümeme arz-ı niyaz

Manası: Gözyüzü atlası Peygamber Efendimiz'in hırkasının ayak altına serilecek bir halısı (bile) olamaz.Onun eteğini öpüp yüz sürerek Peygamber efendimize halini arz et ve O'nun şefaatini dile.

Arif Hikmet Bey'in Eserleri: Divan-ı Eş'ar, Mecmuatü't-Terâcim, Zeyl-i Keşfu'z-Zunûn, Tezkire-i Şuarâ, El-Ahkamü'l-Meriyye fil-Araziyyi'l-Emiriyye, Hulasatü'l-Makâlât fi Mecâlisi'l-Mükalemat, Tezkire-i Arif Hikmet.
 
Üst