Sana müjdeler olsun Şiiri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Resulullah, yirmibeş yaşına geldiğinde,

Yoktu Ebu Talib’in fazla mal elinde.



Geçim sıkıntısından, kederliydi ve üzgün.

Bu halde o Server'in yanına geldi bir gün.



Dedi ki: (Ey yeğenim, bu fakirlik, bizi de,

Sarstı ve bırakmadı hiçbir şey elimizde.



Hatice binti Hüveylid, filanca gün, akşama,

Bir ticaret kervanı gönderecekmiş Şam'a.



Bu işe, senin gibi temiz, emin, vefakâr,

Münasip birisini ararmış bu aralar.



Gidip, kendisi ile bu hususu konuşsak.

Seni, başkalarına tercih eder muhakkak.)



O esnada Atike binti Abdülmuttalip,

Evlerine gelerek, dedi: (Ya Eba Talip!



Muhammed'in evlilik zamanı geldi artık.

Bu işin çaresine bakmalı bir aralık.)



Ebu Talip dedi ki: (Ben de bu fikirdeyim.

Gece gündüz zihnimde, bunu düşünmekteyim.



Lakin maddi bakımdan şimdi dardır elimiz.

Bu işi yapmak için, yok başka gelirimiz.)



Atike arz etti ki: (Bir çare düşünürüm.

Münasip görür isen, ben gidip görüşürüm.



Hatice, Şam'a giden ticaret kervanına,

Bir kişi arıyormuş, haber salmış her yana.



Ben gidip söyleyeyim bu işi Hatice’ye.

Böylece kavuşulur bir kaç kuruş akçeye.)



Hatice validemiz, asil, temiz, mükerrem,

Hüsn-ü cemalde eşsiz bir hanımdı, duldu hem.



Güzel olduğu kadar, çoktu malı, serveti.

Çoktu aynı zamanda ilim, edep, iffeti.



Bu yüzden rağbet eden pek çoktu kendisine.

Lakin o, hiç kimseyi kabul etmezdi yine.



Çünkü rüya görmüştü o günlerde o bizzat.

Bu yüzden hiç kimseye etmiyordu iltifat.



O gece rüyasında görünmüştü ki ona,

Ay, gökten yere inip, giriverdi koynuna.



Ayın o parlak nuru, sonra da koltuğundan,

Çıkıp, bütün âlemi aydınlatmıştı o an.



Hemen akrabasından Varaka bin Nevfel’e,

Gidip rica etti ki: Tabir et bunu hele.



Amcasının oğluydu, bu Varaka bin Nevfel.

Hıristiyandı fakat, bilgiliydi mükemmel.



Dedi ki: (Ey Hatice, bu, çok büyük müjdedir.

Ahır zaman Nebisi, şimdi içimizdedir.



O Resul, alır seni kendi helallığına.

Ve senin zamanında, ilk vahiy gelir Ona.



O Resul’ün dinine, ilk giren sen olursun.

Bu, çok büyük bir nimet, sana müjdeler olsun.)
 
Üst