Resûlullah’ın(sav)islâm’a Davet Mektupları

sevde34

Kıdemli Üye
Kademeli
RESÛLULLAH’IN(SAV)İSLÂM’A DAVET MEKTUPLARI
Hz. Peygamber Hudeybiye sulhundan sonra, o devirde yeryüzünde bilinen bütün meliklere İslâm'a davet mektupları yazmıştır.
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), o sıralar Habeşistan’da bulunan Ebû Tâlib'in oğlu Cafer ve arkadaşları hakkında, Amr b. Ümeyye ed-Damrî ile, Necâşi’ye şöyle bir mektup yolladı:




NECAŞÎ'YE GÖNDERİLEN MEKTUP
"Rahman ve Rahîm olan ALLAH'ın adıyla!


ALLAH'ın Resûlü Muhammed'den Habeşistan kralı Necâşî Ashâm'a! Selâm senin üzerine olsun. Yegâne güç ve kudret sahibi Kuddûs, Mü'min ve Müheymin olan ALLAH'a hamd ediyorum. Şehâdet ederim ki İsa, ALLAHI'ın ruhu ve kelimesidir. Onu bakire, saf, temiz ve namuslu Meryem'in rahmine ilkâ etmiştir ve böylece Meryem, İsa'ya gebe kalmıştır. Âdem'i de eliyle ve yine nefhasından yaratmıştır. Seni bir ve ortaksız olan ALLAH'a davet ediyorum. Onun taati üzerinde yardımlaşmaya, O'na tâbi olmaya, O'na ve benim getirdiğime iman etmeye davet ediyorum.


Ben ALLAHIN'ın Resulüyüm. Sana amcamın oğlu Cafer ile beraberindeki Müslümanları gönderdim. Onlar sana geldiklerinde kendilerini misafir et. Zulmü terk et. Seni ve askerlerini ALLAH'a davet ediyorum. Ben vazifemi tebliğ ettim, nasihatte bulundum. Benim nasihatimi kabul ediniz.


Selâm hidayete tâbi olanların üzerine olsun"


Bu mektubu alan Necâşî Hz. Peygamber’e aşağıdaki cevabı yazdı:


"Rahman ve Rahîm olan ALLAH'ın adıyla!


Necâşî Ashâm b. Ebcer'den ALLAH'ın Resûlü Muhammed'e.
Ey ALLAH'ın Peygamber’i! ALLAH'ın selamı, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. ALLAH'tan başka ilâh yoktur. O ALLAH ki beni İslâm'a hidayet etmiştir.
Ey ALLAH'ın Resûlü! İsa ile ilgili sözlerini içeren mektubun bana erişti. Göklerin ve yerin RABBİne and içerim ki İsa senin söylediğin gibidir, fazlası değildir. Biz senin bize gönderdiğini tanıdık. Onları, amcanın oğlunu ve arkadaşlarını misafir ettik.



Şehâdet ederim ki sen ALLAH'ın resûlüsün, doğrusun vE ALLAH tarafından da tasdik edilmişsindir. Sana ve amcanın oğluna biat ettim ve onun eliyle âlemlerin RABBİne teslim oldum.


Ey ALLAH'ın Rasûlü! Sana Erîha b. Ashâm b. Ebcer'i (yani oğlumu) gönderiyorum. Ben ancak kendi nefsime mâlikim. Sana gelmemi istersen, gelirim. Şehâdet ederim ki senin söylediklerin haktır" (İbn Kesîr, el-Bidaye ve’n-Nihâye)



RUM MELİKİ HİRAKL'E GÖNDERİLEN MEKTUP



Resûlullah (aleyhisselatuvesselam) Dihye-i Kelbi'yi Rum Meliki Hirakl'e gönderdi.


Dihye önce Basra hâkimi Haris b. Ebî Şimr'e gitti. Haris onu Humus'ta bulunan efendisi Hirakl'e gönderdi.
Hirakl'e yazılan mektupta şöyle diyordu:


"Bu mektup ALLAH'ın Resûlü Muhammed'den Rum memleketinin kralı Hirakl'e yazılmıştır. Selâm doğru yol üzerinde olanlara olsun. Bundan sonra: Seni İslâm’a davet ediyorum. 'Lailâhe illAllah Muhammedün Resûlullah' kelimesini söyle Müslüman ol. Selâmete eresin, dünya azabından, ahiret sorumluluğundan kurtulasın, Hak Teâlâ sana iki müjde vere, bu sözden yüz çevirirsen sana tebliğ ettiğim dini kabul etmezsen gerçek odur ki memleketinde yaşayan zengin fakir bütün insanların günahları senin boynuna yüklenecektir."


Hirakl ALLAH Resûlü’nün elçisini kabul edip mektubunu okudu. Dihye'yi mektupla beraber Rumiye'de bulunan devrin tanınmış âlimlerinden Dağatır'a gönderdi.
Dihye Rumiye'de yaşayan Dağatır'ın huzuruna çıktı. Hz. Peygamberin davetini ona anlattı. Hirakl'e yazılan nâmeyi okudu.


Dağatır: ALLAH şahidim olsun, o hak peygamberdir. Biz, onu, senin anlattığın sıfatlarla, kendi kitaplarımızda bulduk. Onun adını Tevrat ve İncil'de okuduk" dedi.


Sonra üzerindeki siyah elbiselerini çıkardı. Beyaz bir entari giyindi, eline asasını alıp kiliseye gitti. Rumların ileri gelen büyükleri kilisede toplanmışlardı.


Dağatır: "Ey Rum cemaati dikkat edin! Ahmed-i Arabi'den bize mektup geldi. Bizi hakka davet ediyor, ben şahidim ki ALLAH birdir ve Ahmed onun Resûlü ve kuludur".
Rumlar bu sözleri işitince Dağatır'ın üzerine geldiler ve Dağatır'ı şehit ettiler.


Dihye geri döndü bu hali Hirakl'e haber verdi, Hirakl: "Ben sana demedim mi? Ben Rumlar’dan korkarım. VALLAHi Dağatır, kavmi yanında benden daha uluydu. Ona benden daha çok önem verirlerdi." dedi. (İbn Sa‘d et-Tabakâtü’l-Kübrâ, 1/276)


Hirakl, Hz. Muhammed'in (Aleyhisselatu vesselam) hak peygamber olduğunu bilirdi. Ancak dünya saltanatını kaybetme korkusu ile imanını açıklayamadı.



KİSRÂ'YA GÖNDERİLEN MEKTUP



Abdullah b. Huzafe, Kisrâ'ya ALLAH Resûlü’nün fermanını götürdü. O tarihte İran tahtında Perviz b. Hürmüz b. Nuşirevan vardı.


Perviz, kendisine gönderilen davet mektubunu okuduktan sonra onu öfkeyle parçaladı. Onun bu davranışı Hz. Peygambere ulaştığında "Kisrâ kendi mülkünü yırttı" buyurdu. (İbn Kesîr, el-Bidaye ve’n-Nihâye, 4/269)


Perviz, o tarihte kendisine bağlı olan Yemen hâkimi Bazan'a mektup yazdı. "Mekke'de peygamberlik iddia eden şahsı tutup huzuruma getir!" diye emir verdi.


Bazan, Hz. Peygamber’e güvenilir iki adamını gönderdi. Bunlar Medine'ye gelip Perviz'in kendisini huzuruna istediğini ilettiler. Hz. Peygamber bu iki şahsa: "Şu sırada ALLAH Kisrâ’nızı helak etti. Perviz'i oğlu Şireveyh parçaladı, Yemen'e dönün Bazan'a haber verin, İslâmiyet'e girip felâh bulsun" buyurdu. (O gece hicretin 7. senesi Cumadelüla'nın 10. salı gecesi idi) Heyet, korku içinde Yemen'e döndüğünde olayı Bazan'a anlattılar. Bir iki gün sonra da Şireveyh'in itaat isteyen fermanı Yemen'e gelmişti. Bazan bu haberle hakikati anladı. Bütün etrafı ile Müslüman oldu. (İbn Hacer, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, 1/259)



İSKENDERİYE MELİKİ MUKAVKIS'A GÖNDERİLEN MEKTUP



Hatıb b. Ebî Belte İskenderiye Meliki Mukavkıs'a gönderildi.


Mukavkıs ALLAH Resûlü’nün elçisine hürmet gösterdi. Resûlullah'ın namesini aziz tuttu, ancak imana gelmedi. Birçok değerli giyim eşyası ve altın takılar gönderdi. Gönderdiği hediyeler arasında Mariye ve Şirin isimli iki cariye ve Düldül adı verilen kıymetli beyaz bir katır da vardı. Mukavkıs Hz. Peygamberin namesine hürmetli bir cevap yazdı.


"Bu mektup Kıbt kavmi büyüğü Mukavkıs'tan Abdullah oğlu Muham-med'e yazılmıştır -selâmdan sonra-


Senin mektubunu okudum; zikredilen manaları anladım. Biliyorum ki, zuhuru yakın bir peygamber kalmıştır, zuhur etse gerektir. O zat son peygamberdir. Ancak benim düşünceme göre o peygamberin Şam'dan çıkması beklenir. Ben senin elçine ikram ettim."


Hatıb, geri Medine'ye geldiğinde Mukavkıs'ın haberlerini ALLAH Resulü'ne anlattı.


Hz. Peygamber: "Habis kendi mülküne cimrilik etti, mülkü baki kalmayacak" buyurdu. (İbn Kesîr, el-Bidaye ve’n-Nihâye, 4/272)



GASSAN VALİSİ HARİS B. EBÛ ŞİMR'E GÖNDERİLEN MEKTUP



Resulullah, Suca‘ b. Vehb'i Gassan valisi Hâris b. Ebû Şimr'e gönderdi. Haris davete icabet etmediği gibi Hz. Peygamberin namesine gereken hürmeti de göstermedi.
ALLAH Resûlü mülkünün helak olması için ona dua etti.



YEMÂME HÂKİMİNE GÖNDERİLEN MEKTUP



Salit b. Amr el-Âmiri, Yemâme vilayetinin hâkimi Hevze b. Ali Hanefî'ye gönderildi.


Hz. Peygamberin davet mektubu kendisine geldiğinde çok sevindi Salit'e ikramlarda bulunup hürmet gösterdi.


ALLAH Resulüne bir mektup yazdı, şöyle diyordu: "Halkı davet ettiğin yol ne kadar güzel; ben bu kavmin hatip ve şairiyim. Araplar benden korkarlar, benim korkum onların kalbinde yer etmiştir. Beni bu işte kendine ortak yap ben de peygamber olayım, vilâyetlerin bir kısmını bana bırak, buralarda sana öncülük edeyim."
Salit'e birçok hediyeler ikram edip Medine'ye gönderdi.


Hz. Peygamber ondan gelen mektubu okudu "Müslümanlardan bir hurma tanesi kadar yer istese ona vermem kendi de mülkü de helâk olsun!" buyurdu. (Cami', Ma'merb. Raşid, 11/51)
Hevze, Mekke'nin fethi yılında helâk oldu.


 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Emeğinize sağlık ablacığım
ALLAHU teala razı olsun
değerli paylaşımınızdan dolayı teşekkürler :33439:
 
Üst