Ölümün Yakınlığını Unutturan Sebepler...

Vuslat

Deneyimli Üye
Üye
Her konuda kendi menfaatlerini en ince ayrıntısına kadar düşünen ve hesaplayan bazı insanlar, doğrudan doğruya kendilerini ilgilendiren ölüm gerçeği konusunda kayıtsız ve umursamaz kalabilmektedirler. Allah (C.C) bu ruh halini Kuran'da "gaflet hali" olarak tanımlamıştır. Rabbimiz (C.C) bir ayette şöyle buyurur:

"İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar." (Enbiya Suresi, 1)

İnsanı gaflete düşürüp, ölümün kendisine aslında ne kadar yakın olduğunu insana unutturan başlıca sebepleri şöyle sıralayabiliriz:



Tefekkür ve akletme eksikliği: Bazı insanlar herhangi birinin ölümüyle karşılaştıklarında ya da ölümle ilgili bir konu açıldığında, "Allah (C.C)gecinden versin, Allah (C.C) kimsenin başına vermesin, Allah (C.C) sıralıversin." gibi sözlerle kendilerini avutur, konuyu hemen geçiştirmeye çalışırlar. Oysa konuşma esnasında çarçabuk geçtikleri bu konuyu biraz daha derin düşünseler, hayata bakış açıları elbette farklı olacaktır. Bediüzzaman Said Nursi‘nin de "Nasihat istersen ölüm yeter. Evet, ölümü düşünen, dünya sevgisinden kurtulur ve ahiretine ciddî çalışır" (Mektubat, 23. Mektup) sözüyle belirttiği gibi; ölüm gerçeğini düşünen bir kimse, dünyevi değerlere sıkıca bağlanmak yerine ölümle başlayacak sonsuz ahiret hayatı için hazırlık yapması gerektiğini anlayacaktır.


Yaşamın karmaşa ve hareketliliği: Yaşam öylesine akıcı ve hareketlidir ki kendini olayların akışına kaptıran insan özel bir çaba göstermezse, eninde sonunda kendisini yakalayacak olan ölüm gerçeğini göz ardı edebilir. Bu tip insanlar sürekli yeni dünyevi planlar, çıkarlar, hedefler peşinde koşarlar; bunlarla oyalanmaktan ölümü düşünmeye fırsat bulamazlar. Hiç ummadıkları bir anda da hazırlıksız ve şaşkın bir şekilde ölüm gerçeğiyle karşılaşırlar. Ama artık çok geçtir.


Yaşlılığa erteleme mantığı: Daha çok gençlerde ve orta yaşlılarda görülen bu mantığa göre birçok insan, genelde 60-70 yıl yaşayacağını hesaplar ve ancak ömrünün son yıllarını dini konulara ve ölüme hazırlanmaya ayırmayı düşünür. Oysa bir saniye sonra yaşayacağının bile garantisi olmayan, nerede ve ne zaman öleceğini asla bilmeyen bir insanın böyle uzun vadeli, sonuçsuz hesaplar yapması sadece büyük bir gafletin göstergesidir.


Dünyada hesap vermiyor olmanın rahatlığı: İşini sürekli hatalı yapan bir kimse, bir süre sonra bu durumu düzeltmezse işinden atılacağını bilir. Böyle bir sonla karşılaşmamak için de hemen işine daha sıkısarılır, elinden geleni yapar. Ancak dünya hayatında Kuran ahlakına uygun bir hayat yaşayıp yaşamadığı hakkında birisine hesap verme zorunluluğu olmadığından, bazı insanlar bu konuda gevşeklik gösterebilirler. Bu tip kişiler yaşlılığa erteleme mantığında olduğu gibi, salih bir Müslüman tavrını yaşamayı hep ertesi güne ertelerler. Örneğin öfkesini yenmesi gereken bir anda kişinin, “şimdi çok sinirliyim, kızmak hakkım, bir dahakine öfkemi yenerim” ya da ihlaslı işler yapmak yerine boş vakit geçiren kişinin, “Bugün de biraz dinleneyim yarın daha çok çalışırım” demesi bu duruma bir örnektir. Ancak insanın hatalı olduğunu bildiği halde, nasılsa dünyada bu konuda sorgulanmayacağını düşünerek umursamaz davranmasıona ölüm gerçeğini unutturan bir gaflet halidir
 

enes61

KF Ailesinden
Özel Üye
"İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar." (Enbiya Suresi, 1)

:tşk:
 
Üst