Namazı anlayarak kılmak!

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Ahmed Şahin
Yazımıza başlık olarak aldığımız 'Namazı Anlayarak Kılmak' kitabının konusu, itiraf etmeliyim ki benim hayatım boyunca fiilen ve fikren meşgul olup da bitiremediğim en mühim bir konudur.Hep namazı anlayarak kılmaya çalışırım. Ama hiçbirinde de 'tamamdır, tam anlayarak kıldım bu namazı' diyemem. Halbuki namaz benim hayatımın ilk hedefi, birinci vazifesi, mahşerde hesabını en önce vereceğim baş meselemdir. Onda kaybeden hiçbirinde kazanamaz, ama onda kazanan inşallah ötekilerde de kazanabilir.
Namazı anlayarak kılmak için alınacak ilk tedbiri de şöyle hissederim kendi nefsimde.
- Namaz için kıbleye yöneldiğim sırada zihindeki tüm düşünceleri atarak, tahliye edilmiş bir kalp ve kafayla namaza girmek. Namazın başında bu kafa ve kalp tahliyesi mücadelesi çok mühim gelir bana.
Ancak fuzuli konulardan boşalttığınız kafa ve kalbi namazda okuduklarınızın manalarını düşünerek hemen doldurmanız gerekecektir. Yoksa attığınız düşünceler sel gibi yine hücuma geçecektir, boşta kalan kafa ve kalbe.
Bunun için namaza başlarken aldığınız ilk tekbirin manasını düşünerek başlıyorsunuz kafa ve kalbinizi doldurmaya:
- Allahü Ekber! Allah kendisinden başka büyük olmayan tek büyüktür!.
Bundan sonra sırasıyla Sübhaneke, sonra Euzü Besmele, daha sonra Fatiha, zamm-ı sûre ve dualar derken namazın tümünü manaları düşünerek kılma bahtiyarlığı söz konusu olabiliyor.
Peki, bu manaları düşünme bahtiyarlığı nasıl kazanılacak? Okuduklarımızın manalarını nasıl öğrenecek, nasıl anlayarak kılacağız, Arapça bilmiyorsak?
İşte asıl mesele burada, bu sorunun cevabında.
Eserlerini istifade ile okuduğumuz Prof. Dr. Davut Aydüz hocamız, Işık Yayınları arasında çıkan 'Namazı Anlayarak Kılmak' kitabıyla burada imdadımıza yetişiyor ve namaz boyunca okuduğumuz tüm ayetlerin, sûrelerin, salâvatların, duaların manalarını kısaca açıklayarak bize namazı anlayarak kılma bilgisi sunmuş, böyle bir fırsatı bize kazandırmış oluyor.
Öyle ise ilk işimiz, namazda okuduklarımızın manalarını önce iyice ezberlemek olmalı, sonra da anladığımız bu manaları düşünerek namazı kılmaya başlamalıyız ki, namazı anlayarak kılmak gibi büyük bir başarıyı başlatmış olalım. Kalbimize gönlümüze namaz dışı konular yeniden hücum edip bizi yine istila ve işgale fırsat bulamasın.
Bu açıdan, hocamızın bu kendi küçük ama sağlayacağı faydası büyük kitabını mühim bir hizmet olarak görüyor, namazı anlayarak kılma fırsatının kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Nitekim muhterem müellif de bu konuda şu çarpıcı hatırlatmayı yapıyor:
"- Namazı hakkıyla kılmak istiyorsak, ilk tekbirle beraber Allah'ın dışındaki her şeyden sıyrılmalı, gönlümüzü sadece O'na açmalıyız! Dudaklarımızdan dökülen her kelimeye, idrak şuurumuzun mührünü basmalı, baştan sona namazı anlayarak kılmayı başarmalıyız. Selam verir vermez de huzurun adabına riayet edememiş olma endişesiyle bir kere daha ellerimizi kaldırmalı, yine o mübarek kelimeleri otuz üçer defa manalarını düşünerek tekrarlamalıyız.
Böylesine engin duygu ve düşüncelerle anlayarak kılmamız gereken namazı geçiştirerek kılmaya gönlümüz asla razı olmamalıdır.
Onun için biz böyle bir çalışma yaparak namazda okuduğumuz dua ve sûrelerin manalarını ve kısa bir açıklamasını vermeye çalıştık, namazı duya duya ve anlaya anlaya kılalım. Namazı böyle kılmak için Türkçe ibadet etmeye lüzum yoktur ve doğru da değildir. Bu yazılanları dikkatlice okumak ve akılda tutmak namazı anlayarak kılmak için yetecektir!"
Yazımızı, anlayarak kılınan iki rekat namazın ahiretteki değerini anlatan hadisle bağlayalım:
- Şafak vaktinde (anlayarak kılacağınız) iki rekat namaz, dünya ve içindekinden hayırlıdır!"
Çünkü dünya ve içindekiler hep burada kalır, anlayarak kıldığınız iki rekat namazınız sizinle gider!..
 
Üst