Muhammed Mustafa ( s.a.v) “Dininizi iyi yaşayın yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz

Hicran Yürekli Ammar

Kıdemli Üye
Kademeli
Muhammed Mustafa ( s.a.v) “Dininizi iyi yaşayın yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz.”

Bu Hadis-i Şeriften de anlaşılıyor ki, günümüzde şeraitin halk arasında gericilik olarak nitelendirildiği, İslam dinini ılımlaştırılmaya çalışıldığı ahir zamandayız. Sorarsanız buna din diyorlar çünkü kendi yaşadıklarını din zannediyorlar. İnsanlar, arkadaş edinirken bir meclise, bir topluma girerken, Allah için değil menfaat için girdikleri; erkeklerin kızlarla konuşmaları, kızların süslenmeleri, sokakta dolaşırken erkekleri cezp etmeleri, cadde sokaklar hep batı kültürü, gençler hep yabancı markalar, yabancı şarkılar, eğlence mekânları ile dolması ispatlar. Sorsan ben “Müslüman’ım” der yaşadığını da din zanneder. Halbu ki Cenabı Allah insanları kulluk için yaratmıştır. Ayeti Kerime de Cenabı Allah şöyle buyurmaktadır; “ Ey müminler Allah’tan korkun ve sadık kullarla beraber olun” Allah-u Teâlâ kullarından sadık olan şahsiyetlerle beraber olmasını istiyor. Konuyu şöyle izah edersek; Şeytan huzurdan kovulunca, Cenabı Allah’tan istekte bulundu, “Yarabbi, evvela bana asker gerek, Allah-u Teâlâ git şu sokakta dolaşanlar, senin askerin olsun.” Şeytan tekrar niyazda bulundu; “Bana durak gerek,” Allah-u Teâlâ ona durak olarak hamamlar ve içerisinde fıksı fücur işlenen evler verildi. Şeytan ehlinin toplanması için pazarlar verildi, bundan dolayıdır ki, salihler çarşı pazarda oturmaz boş ve faydasız sözlerle uğraşmaz ihtiyacını alır dönerler. Hadis-i Şerif’te “Hz. Muhammed(sav) sokak ehli cehennem ehlidir. Her kim ki böyle bir çevre edinirse bilsin ki şeytanı kendisine dost edinmiştir.” Şeytan Allah-u Teâlâ’dan üzerine binmek için eşşek isteyince, Allah-u Teâlâ ona; “Namaz kılmayanlar senin eşşeğin olsun yani namaz kılmayan boş gezen Allah’a ibadet etmeyen insanlarla beraber olursak şeytanla beraberizdir.” Ve yine Hadis-i Şerif’te Muhammed Mustafa (sav) “Kişinin dini, arkadaşı üzerinedir; arkadaşlarınız iyi secin yoksa onların inandıklarına inanır kendi inandıklarınızı inkâr eder hale gelirsiniz. Sen öyle bir arkadaş edin ki ahirette seni sırtlasın seni namazdan oruçta zikirden ibadetten kim alıkoyuyorsa o arkadaş değil o şeytanın ta kendisidir.”


Arkadaş der ki; “Sonra kılarız ya, ne olur kazası var, uykum var, hadi gezelim, bir kereden bir şey olmaz, canım çekti, arkadaşımı arayayım, onu göreyim, Allah affeder, erkeklerle konuşmaktan maksat zaten evleneceğiz derler, benim kalbim temiz.” bunlar şeytanın sözleridir tasavvuf ehline göre. Allah için sohbet ve kardeşlik yapmayı tercih eden kimsenin dikkat edeceği ilk edep, kendi nefsini ve arkadaşını tazarru dua ve istekle Allah-u Teâlâ ya teslim etmesi ve sohbetlerinden bereket istemesidir. Çünkü insan bu beraberlik ve arkadaşlık sebebiyle kendisine cennet yahut cehennem kapılarından bir kapı açmış olacaktır. Eğer bu dostluk Allah rızası içinse Allah aralarında hayır yolunu açar. Bu ise cennet kapılarından bir kapıdır bu hususa işaretten Allah-u Teâlâ buyurmuştur ki o gün muttakilerin dışında bütün dostlar birbirine düşman olur bu ayetteki muttakilerin durumu anlatılırken denilmiştir ki Allah için birbirini seven iki kardeşten birisine hadi cennete gir denilir bunun üzerine o kardeşinin makamını sorar eğer onun aşağısında ise kendisine verilen makamın benzeri ona verilinceye kadar cennete girmez eğer kendisine o senin gibi amel etmedi denilirse oda ben kendim ve kardeşim için amel ettim der bunun üzerine kardeşi için istemiş olduğu bütün şeyler verilir ve kardeşi onun makamına yükselir. Yukarıda yazdığım sen öyle bir dost öyle bir arkadaş öyle bir cevre edin ki sözümden kastım buydu fakat Allah-u Teâlâ iki arkadaşa (ilahi rızası için olmayan ) beraberliklerden dolayı bir şer yolu açarsa bu dostluk cehennem kapılarından bir kapı demektir bu hususta işaret eden ayet der ki “zalimler den her biri (pişmanlığından ) o gün iki elini ısırarak ne olurdu keşke bende o peygamberlerle birlikte bir kurtuluş yolu edineydim yazıklar olsun bana keşke ( beni sapıtan ) falanı dost edinmeseydim.” gerçi bu ayet meşhur bir kıssa hakkında nazil olmuştur. Fakat Allah-u Teâlâ bununla kullarını kendilerini haktan alıkoyacak bütün dostlara karşı uyarmıştır ve ciddi bir niyet sağlam bir araştırma olmaksızın gireceği bu işlerdeki niyetini maksadını menfaat ve zararlarını bilmeyen cahiller gibi hareket etmekten sakındırmıştır.

Abdullah bin Abbas ( r.a) sözü çok manidardır.
Çevre arkadaş dost edinmek isteyenler onun sözünü kulaklarına küpe yapsın o muhterem şahsiyet Abdullah bin Abbas r.a der ki; “İnsanları ancak insanlar bozar…” nasıl ki Arabistan da doğan bir çocuğu Türkiye ye getirirsen büyüdüğün de Türkçe konuşur ve Türk kültürüne uyar bunun tam terside Türkiye de doğan bir çocuk Arabistan’a gitse büyüdüğünde Arapça konuşur ve Arap kültürüne uyar insanlar ne kadar iman sahibi olursa olsun gireceği çevre onun inancını onun imanını zayıflatır (salihler müstesna) demek ki insanlara yakınlıkla hem fesat hem de salah hali meydana gelir durum bu olunca insan nasıl olurda böyle bir işe girerken ( çevre edinirken) dikkatli olup Allah-u Teâlâ’ya çokça yalvararak arkadaş seçişinde sadakat sahibi olarak bu hususta bereket ve hayır isteyerek ve öncesinde istihare yaparak işini sağlama bağlar. Hem sonra arkadaşlık ve kardeşlik bir ameldir… Her amel önce güzel niyete sonra onu aynı güzellikte tamamlamaya muhtaçtır. Dünya ehli ile arkadaş olmamak gerekir. Bütün derdi yemek içmek, gezmek eğlenmek gibi dünyanın fuzuli şeylerle meşgul olan kimselerle arkadaşlığı terk etmek gereklidir.

Bu hususta Allah-u Teâlâ buyurmuştur ki ; “artık bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başka bir arzusu olmayan kimseden yüz çevir” cenabı Allah’ın emri bu yöndedir. Bir müslümanın yapması gerekende cenabı Allah’ın emirlerine uymak Muhammed Mustafa s.a.v in hadislerini yaşamakla olur. Sünneti seniyye ile amel etmek gerekir. Rasulullah s.a.v buyurmuştur ki “size iki esas bırakıyorum bunlara tutunduğunuz müddetçe sapıtmazsınız bunların biri Allah’ın kitabı biride benim sünnetimdir.” Muhammed Mustafa s.a.v bizden bunu istiyor şüphesiz ki cenabı Allah buyuruyor ki ben kuluma zorla bir şey yaratmam onun istediğini ona yaratırım istemek bizim elimizdedir kalpler ise Allah’ın elindedir. Bazı insanlar diyor ki kalbimiz Allah’ın elinde ise bizim kalbimizi neden kötüye kaydırıyor. Cenabı Allah ayette buyuruyor ki; “Kaymak istediler bende kaydırdım” yani sen yanlış çevre edinirsen onların sapık sözlerini dinlersen belli bir zaman sonra kalbim o yöne kayacağından sende sapıtmaya başlarsın sapıtmamak için gerekli olan hadisi yazdık konuyu bir hadisle ve Hızır a.s meşhur kıssasıyla noktalayalım bir gün “ Hz Ömer, Ubeyd bin Kab ve Ebu hureyre r.a Rasulallah’ın s.a.v huzuruna gittiler ey Allahın resulü insanların en bilgilisi kimdir? En akıllı olanı dedi. İnsanların en abidi kimdir? Dediler. En akıllı olanıdır dedi. İnsanların en faziletlisi kimdir? Dediler. En akıllı olanıdır, buyurdu bunun üzerine sahabeler ey Allahın resulü akıllı kimse insanlığı tam konuşması düzgün eli açık şahsiyetli kimse değil midir? Buyurdular. Bunun üzerine resulü Ekrem s.a.v bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir ahiret ise rabbinin katında Allahın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur. Yani akıllı olan kimse dünyadaki basit değersiz şeylerle meyletmeyecek. Allahtan korkacak, edindiği çevre arkadaş dost ne varsa hepsinin yaratıcısı cenabı hakkın olduğunu bilecek eğer onlarda rahmani sözler varsa bilsin ki onlar Allahın dostlarıdır. Sende bunları kendine dost edinirsen yarın cennet ehlinden olursun. Dünya ehlinden dost edinen cehennemi kendisine hazırlamıştır ey insanoğlu şu 3 günlük dünya dostunu iyi seç Rasulallah s.a.v ne güzel söylüyor insanların en faziletlisi akıllı olanıdır sende o zaman akıllı ol seversen Allah için sev Allah için sevenler ebediyen yaşayanlardır nefsi ve dünya için sevenler ise ebedi azap içindedirler nasıl ki o zenginler yani gençlerin özendiği sosyete arabaları var yatları var katları var istediği kadar arkadaşları var yanlarında sayısız kızlar var ama sorsan zerre miskal huzurları yoktur dünyayı dost edinenlerin sonu cehennemdir. Cenabı Allah ey Muhammed söyle onlara onlar yer ve gök ehli kadar namaz kılsa yer ve gök ehli kadar oruç tutsa ben onların bu yaptıklarına bakmam kalplerinde zerre kadar dünya menfaati olsa onları da kendime komşu edinmem buyurdu sen arkadaş seçerken dünyaya meyledeni değil cenabı hakka yöneleni seç birbirinizi sevmedikçe gerçek iman etmiş olamazsınız herkesimi seveceğiz hayır kötü amel işleyen cehennemliklerin amelini işleyenleri dost edinmeyeceğiz müminlerle beraber olacağız… Hızır a.s yanına biri geliyor ve diyor ki ben sana yoldaş olmak istiyorum Hızır a.s benim yolum uzun çileli sen var git yoluna oda gitmem diyor hızır bize yoldaş olanın kalbinde dünya olmamalı diyor oda benim zaten bir şeyim yok velhasıl hızır bunu yanına alıyor ve bir nehrin kenarına geliyorlar hızır bohçasında bulunan 3 adet yufkayı çıkarır birini kendi yer birine yanındakine verir birinde sonraya ayırır ve nehirden abdest almak için aşağı doğru iner geldiğinde yufkanın olmadığını görür ve ona seni yaradan Allahın aşkına o yufkayı kim yedi vallahi billahi ben yemedim der biraz ilerledikten sonra yine acıkırlar hızır bir yavru ceylanı yakalar pişirir beraber yerler doyduktan sonra hızır Allahın izni ile yavru ceylana dokunur ceylanın kemikleri ete bürünür ceylan oradan koşarak uzaklaşır ve yanındakine dönerek bu mucizeyi sana gösteren cenabı Allah aşkına soruyorum o yufkayı kim yedi vallahi billahi ben yemedim der biraz sonra oradan uzaklaşırlar önlerine koca bir nehir çıkar hızır aleyhisselam yoldaşının elinden tutarak o nehrin üzerinden geçirir ve tekrar ona dönerek bu mucizeyi gösteren Allahın aşkına sana soruyorum o yufkayı kim yedi adam tekrar dönerek vallahi billahi ben yemedim der oradan da ayrılırlar önlerine bir dağ çıkar hızır aleyhisselam Allahın izni ile dağa elini kaldırarak komple altın ol der altın olur dağ bir anda ve adama dönerek tek dağı 3 parça yapar derki bunun bir parçası senin bir parçası benim bir parçası da o yufkayı yiyenin adam bunun üzerine vallahi billahi o yufkayı ben yedim der hızır aleyhisselam al hepsi senin olsun sen bana yoldaş olamazsın ve hızır a.s gidince oraya iki harami gelir altını görünce adamı öldürmek altınları almak isterler adamda yine kurnazca bir söz ile onlara bunun hepsini taşıyamazsınız zaten çok bu hepimize yeter der haramilerde açtır ( aman yarabbi bu açlık başa bela)biz açız sen git yemek al derler adama oda onlara siz iki kişisiniz ben tekim sizden biri gitsin der ve onlardan biri gider ve bu kurnaz geçinmeye çalışan yanındaki haramiye biz yemeğimizi yiyelim onu da öldürelim der çünkü gözlerini dünya malı bürümüştür yemek almaya giden ise ben onlara neden altını vereyim ki yemeğin arasında zehir korum onlar yer ölür altınlarda bana kalır der ve adam gelince bu ikisi onu öldürür yemeği yedikten sonra kendileri de zehirlenerek ölür hızır aleyhisselam yanındakilerle oradan geçerken işte dünya malına meyil edenlerin sonu böyle olur dünyayı sevenlerle arkadaşlık yaparsan eni sonu seni kendi menfaati için çok ucuz bir para karşılığında satar… O zaman anlarsında iş işten geçmiş olur fakat insan Allah için dost edinirse onu Allah’ın yarattığını bilir ve ona gelecek her zararı kendisine de geleceğini düşünür çünkü Muhammed Mustafa s.a.s iki cihan padişahı buyuruyor ki dünyanın bir ucunda bir müminin ayağına diken batsa senin canında onunki gibi yanmalıdır yoksa gerçek mümin olamazsın… Cenabı Allah bu gençlere akıl versin gezip tozmayla müzik dinlemeyle nereye varılır ancak cehenneme eni sonu yatacan musallaya belki biraz sonra hesap var cenabı Allah soracak sana verdiğim ömrü nerede geçirdin diye ne diyeceksin… ? Şeytanın duraklarına gittim onun ehlinin toplandıkları mekânlara girdim şeytanın eşşeğiyle arkadaşlık edindim onun söylediği yabancı şarkıları dinledim kafirlerin hizmetini yaptım mı diyeceksin Allah c.c sana içki haram zina haram kumar haram uyuşturucu haram başkasının ırzına namusuna bakmak haram (v.s) demedim mi; senin üzerine namazı orucu zekatı hacı abdesti güzel ahlaklı olmayı ilmi akrabayı ziyareti anne babaya itaati benim için dost edinmeyi… Üzerine farz kılmadım mı şeytan sizin apaçık düşmanınızdır diye ayet göndermedim mi dediğin de rabbim senin haramlarını helal farzlarını da duymazdan mı geldik senin bize düşman diye söylediğin şeytanı da kendimize dost edindik mi diyeceksin… Bu dünya senin mi sandın şaşaasına mı aldandın uyan Eyyyyyyyyyy âdem oğlu nerde baban bak hakkın habibi bile göçtü bu diyardan ne sana kalır nede bana her şey dökülünce mizana bu tarlanın mahsulünü ararsın neyi ektiysen onu toplarsın var sende dilediğini ek genç kardeşim unutma ki seni hesaba çekecek Allah’tır Allah bir şey demezse bizim ne haddimize…

Esselamun aleykum ve rahmetullah ve bereketuhu
Murat Okan Güler
 
Üst