Meyvelerin kabuğunda binlerce hikmet var

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Meyvelerin kabuğunda binlerce hikmet var

69619183.gif
Uzmanlar, meyve ve sebzeleri her zaman kabuklarıyla yememizi tavsiye eder. Meğer Allah o kabuklara sayısız
faydalar ve hikmetler yerleştirmiş. Konu meyve ve sebzeler olduğunda hemen herkesin ilgisini çeken,
o yumuşak ve sulu olan orta kısmıdır. Ancak Florida Üniversitesinde Beslenme Profesörü olan Doktor Susan Percival

bazı önemli antioksidanların kabukta bulunduğunu belirtiyor. İşte bazı meyve ve sebzeler ve onların kabuklarında kudreti
sonsuz olan Allah tarafından özenle yerleştirilmiş antioksidanlar:
ELMA
Cornell Üniversitesi araştırmacıları elma kabuğunun, içindeki tatlı beyaz bölgeye göre yüzde 87 oranda daha fazla kanser
karşıtı fotokimyasal içerdiğini tespit etmiş. Eğer soyulmamış bir elmayı çiğnemek zor geliyorsa, dış yüzeyini kaplamak
için kabuklarını yer fıstığı ezmesine batırabilirsiniz. Hem böylece güçlü bir protein karbonhidrat bileşimi elde edersiniz.

SALATALIK
Kendisinde neredeyse hiç kalori bulunmayan bu yiyeceğin kabuğu, deriyi dolgunlaştıran,
kırışıklığı önleyen kolajen olan silisten meydana geliyor. Silis için uzmanların önerdiği minimum
bir doz yok ama uzmanlar günde en az beş miligramı uygun buluyor. Bu da tek bir salatalığın

kabuğundan alabileceğin miktara denk. Organik olmasına dikkat edin. Normal salatalıkların dış
yüzeyi raf ömrü uzasın diye koruyucu maddelerle kaplanır. Ancak organik olanlar orijinal halde bırakılır.

PORTAKAL

Kabuğun üst kısmında bulunan dlimonene UV ışınlarının ölümcül düşmanıdır. Arizona Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada haftada bir çay kaşığı kadar portakal kabuğu yemenin deri kanseri riskini yüzde 30 azalttığı görülmüş. Dış kabuğu ısırmak yerine, somonun üzerine çeşni yerine serpebilirsiniz ya da salatanıza sosla birlikte karıştırabilirsiniz.
MUZ
Ham bir muzun kabuğu suyla doludur. Kabuk dıştan içe oldukça su geçirmez olmasına rağmen muz olgunlaşırken su da ozmos(geçişme) sayesinde azar azar kabuktan meyvenin içine doğru kaybolur. Bu tüm kabuğu incelterek ve daha yumuşak yaparak kabukların canlılığını yitirmesine ve dağılmasına yol açar. Bu muhtemelen olgunlaştığı zaman meyveyi yenmesi için hazır hale getiren uyum sürecidir.
KİVİ
İnce, tüylü kabuğunda bulunan kimyasal bileşenler bakteri ve kolibakteri ile savaşır. Tırtıl yiyormuş gibi hissetmek istemiyorsanız içeceğinizin içine toz haline getirip karıştırabilirsiniz veya kağıt kadar ince dilimleyip salatanıza koyabilirsiniz.
PATLICAN
Bu mor renkli yiyecekten bir şerit sıyırdığında 300 miligram nasunin (beyin hücrelerinin hasar görmesini engelleyen
bir antioksidan) elde etmiş olursunuz. Ayrıca kabuğunu atarsanız 200 miligram kas kramplarını engelleme
özelliğine sahip potasyum, 13 miligram bağışıklığı güçlendirici magnezyum ve üç gram lif kaybediyor olmanız muhtemel.
Eğer az yağlı peynir ve sosa yatırırsan, (marketten satın alır almaz kullandığın takdirde) kabuğunun soyulup soyulmadığını anlamazsın bile.


Antioksidanların Mucize Etkisi

Vücut için büyük risk oluşturan serbest radikallerin oluşumuna, petrokimya ürünleri, X ve UV ışınları,
sigara dumanı, hava kirliliği hatta yiyecek ve içeceklerde bulunan koruyucular ve katkı maddeleri gibi bazı bileşikler neden olmaktadır.
Serbest radikallerin bir başka ortaya çıkma nedeni de oksijendir. Her ne kadar tüm hayati fonksiyonlar için gerekli olsa da,
solunum yoluyla vücudumuza giren oksijenin insan sağlığı için tehlikeli bir yanı da bulunmaktadır. Oksijen olmadan besin
yoluyla alınan ve tüm hayati fonksiyonlar için gerekli olan enerjinin açığa çıkması mümkün değildir. Ancak tıpkı oksijenle
temas eden bir metalin zamanla paslanması gibi oksijenin hücrede kullanılması sırasında çevredeki moleküller de okside olabilir.


Bu şekilde ortaya çıkan ve kontrol altında tutulamayan serbest radikaller hücrenin protein, yağ ve genetik materyal gibi
önemli maddelerine saldırır. Hücre harap olurken kimyasal reaksiyonlar zinciri başlar ve bu reaksiyonlar sonunda da daha

çok serbest radikal ortaya çıkar. Ayrıca insan vücudu yaşlandıkça antioksidan savunma sistemleri de gücünü sürekli kaybeder.


Hücrelerin kendi kendini tamir etme özelliği azalır. Tüm bu yıpratıcı gelişmeler sonucunda ise kanser, kalp krizi gibi

hastalıkların oluşma riski artar. Vücutta her gün yaşanan bu yıpratıcı etkinin ortadan kaldırılmasının en etkin yolu ise
ancak Yüce Allah'ın benzersiz örneklerle donattığı doğadaki sebze ve meyvelerin tüketilmesidir. Yüce Allah’ın kullarına

büyük bir rahmeti olan sebze ve meyvelerin ortak noktası, yoğun antioksidan içerikleridir. Yapılan araştırmalar sonucu

meyve ve sebzelerde antioksidan görevi gören yaklaşık 4 binden fazla bileşik olduğu saptanmıştır. Bunların arasında ise

özellikle A, C ve E vitaminleri, çinko, selenyum, koenzim Q10 ve melatonin; kanser, kalp hastalıkları, felç ve katarakt
gibi hastalıkları önlemekte ve yaşlanma sürecini yavaşlatmaktadır. (Ancak bu noktada belirtilmelidir ki, antioksidanlar

oluşmuş hastalığın tedavisini değil, hastalıkların önlenmesini sağlamaktadır.) Aynı zamanda vücudumuzda da üretilerek cildi koruyan,
halsizliği ve hafıza zayıflığını önleyen antioksidanlar, Allah'ın insanların yaşaması için kusursuzca yarattığı nimetlerden biridir.


Yediğimiz tüm yiyecekleri yaratan Yüce Allah, yaşamımız boyunca ihtiyaç duyduğumuz
tüm vitaminleri de bu yiyecekler içinde var etmiştir
 
Üst