Kur'Ân-ı Kerimin Ruhu

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1514316691c66ae1f4d1.jpg



’’ Kur’an okumak Allah’la konuşmaktır
Hakk dilinden hakikatle tanışmaktır.’’


Gâfillerin veya câhillerin “Kur’ân-ı Kerîm’in RÛHU”nu okuyamamaktan dolayı edinmiş oldukları yanlış kanaâtler, İslâm Dini’ni bağlamaz!.

Kur’ân-ı Kerîm’i “OKU”yamayanların yanlış yorumlarına kapılıp, İslâm’dan ve Kur’ân’dan mahrum kalmanın mâzereti olmaz!.

Ölümötesi yaşamda mâzeret kavramı geçersizdir!. Kişi yalnızca otomatik olarak dünyada yaptıklarının sonuçlarını yaşar.

Bu yüzdendir ki tanıtmak veya her FERD, Kur’ân-ı “OKU”mak ve İslâm Dini’ni bizâtihi öğrenmekle mükelleftir, kendi geleceği açısından; yanlışları hakkında, "çevremdeki müslümanlar böyle yapıyorlardı." mâzereti asla geçerli değildir; Dini, müslümanlara bakarak değil, Kur’ân ‘a bakarak öğrenmek herkes için farzdır... Bunu yapmayan sonuçlarına âhirette katlanır!.

Öyle ise, artık farketmeliyiz ki...

Kadın-erkek tüm inananlara “Halife” olarak yaratılmış bulunduklarını farkettirmek ve gereğini yaşatmak için; ölümötesi yaşam şartlarını bildirip, ölümötesi yaşamın güzelliklerinin elde edilmesinin öğrenilmesi amacıyla nâzil olmuş bulunan Kur’ân-ı Kerim’i “OKU”mak ve değerlendirmek, kişinin kendisi için yapacağı en yararlı çalışmadır... Dileyen bunu yapar, semeresini elde eder; dileyen de önemsemez ve sonuçlarına âhirette katlanır!.

Ne “ALLAH İsmiyle İşaret Edilen”in, ne de Rasûlü Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’ın, bizlerin ne imânına ne de îmânın gereği olan fiillerimize ihtiyacı yoktur; herşey ferdin geleceğiyle ilgili olarak FERDE teklif edilmiştir...

Ne mutlu Kur’ân-ı Kerim’i “OKU”yup gereğiyle yaşayabilenlere.

AHMED HULÛSİ
 
Üst