Kalp kalbe karşıdır, derler, aslı var mıdır?

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
“Kalp kalbe karşıdır.” sözü, insanların tecrübelerinden kaynaklanan anonim bir muhtevaya sahiptir. Araplar da “Minel kalbi ilel kalbi sebîla = Kalpten kelbe yol vardır.” derler. Kanaatimizce, bu söz genel bir kural olarak doğrudur, fakat her zaman geçerli olmayabilir.
Örneğin, kalbimizi kendisine açtığımız, sevgi ve sempatiyle baktığımız kimseden de -genellikle- aynı karşılığı görürüz. Tersine, kalbimizi kendisine kapalı tuttuğumuz, hoş görmediğimiz kimseden de aynı karşılığı görürüz.
Fakat bazen çok şiddetli aşka tutulanlar, karşı taraftan aynı karşılığı görmeyebilirler. Bunun bir hikmeti de kalbin yaratılış sırrında saklıdır: Kalbin en derin köşesi (süveyda-i kalp) en şiddetli sevgi potansiyelini taşımaktadır. Bu sevginin karşılığı, ancak cemal ve kemali sonsuz olan yüce Allah’tır. Bunu yanlışlıkla bir yaratık için kullandığımızda, karşıdaki kalp bunun yanlışlığını hisseder ve ters tepki gösterir. Aşıkların genellikle karşılık görmemekten şikâyette bulundukları olumsuz tavrın bir hikmeti budur.
İslam’da hüsnüzannın esas alınmasının bir hikmeti de toplumda sevgi zemini oluşturmaktır. Hüsnüzanla bakan karşıdaki insana güzel gözle bakar, iyi insan olarak düşündüğü için onu sempatik bulur ve karşıdan da genellikle aynı karşılığı görür. Böylece cemiyette karşılıklı saygı ve sevgi hâkim olur, insanlar hayattan lezzet alır.


sorularla islamıyet
 
Üst