İslamda Ruhsat Ne Demek

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
İslamda Ruhsat Ne Demek anlamı kısaca yazarmınız?
 
K

Kayıtsız

Ziyaretçi
Kur'an öğretimi ve öğrenimi ile meşgul olan kadınlar, hatta mazeret beyan etmesinin kendisini zor durumda bırakacağı bir ortamda bulunan kadınlar hayızlı oldukları halde Mushaf'ı ellerine alıp, Kur'an okuyup dinleyebilirler.
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
RUHSAT NEDİR?

Sözlükte "izin, kolaylık, hisse, pay, permi, lisans" gibi anlamlara gelen ruhsat, bir fıkıh terimi olarak, meşakkat, zaruret, ihtiyaç gibi özürler göz önünde bulundurularak, yalnız bu geçici durumla sınırlı bulunan hafifletilmiş ve geçici hükmü ifade eder. Meselâ, namazlarda ayakta durmaya güç yetiremeyenin oturduğu yerde namaz kılmasına izin verilmesi; hasta ve yolcunun Ramazan'da oruç tutmayıp daha sonra kaza etmelerine müsaade edilmesi birer ruhsattır.
Buna göre azîmet, asıl ve genel olan hükümdür; herkesi ilgilendirir ve her mükellef buna uymak zorundadır. Ruhsat ise, asıl hüküm değildir; bu asıl hükmün yerine getirilmesi imkânsız veya meşakkatli olduğu için ikinci derecede gelen bir hükümdür. Ruhsat genel olarak, yapma ruhsatı ve terk etme ruhsatı olmak üzere ikiye ayrılır. Yapma ruhsatı, asıl hükmün bir şeyi haram kıldığı yerlerde söz konusudur. Zaruret ve zaruret derecesine varan ihtiyaç hallerinde haram olan şeyleri yapmak mubah, hatta bazen vacip olur.
Yapma ruhsatında, bazen mükellef asıl hükme uymakla, ruhsattan yararlanmak arasında serbest bırakılır. Kişinin küfrü gerektiren söz söylemesi konusunda ölüm tehdidi altında bulunması böyledir. Bu durumdaki kimsenin îmânını gizleyip küfrü gerektiren sözleri söylemesinde ruhsat bulunmakla birlikte, söylememekte direnmesi de caizdir; küfrü gerektiren sözü söylemediği için öldürülürse şehit olur.
Bazı durumlarda ise, mükellefin aslî hükmü terkedip ruhsattan yararlanması vacip olur. Açlıktan ölüm tehlikesiyle karşılaşan kimsenin domuz veya ölü eti yemesi böyledir. Böyle kimse, yemeyip de ölmesi halinde dinen sorumlu olur. Terketme ruhsatı, asıl hükmün bir şeyi yapmayı gerektirdiği durumlarda verilen ruhsatlardır. Farz veya vacip olan bir fiilin yerine getirilmesinde ek bir meşakkat bulunduğunda, bu farz veya vacibi terk etme ruhsatı tanınır.
Meselâ, hasta veya yolcunun, Ramazan orucunu, günlerinde tutmayıp daha sonra kaza etmesi böyledir. Bunun dışında bazı fıkıh usulcüleri, genel kurallara aykırı olmasına rağmen insanların ihtiyaç duydukları bazı akitlerin meşru kabul edilmesini ve önceki ümmetlere yüklenilen bazı zorlukların Hz. Muhammed'in ümmetinden kaldırılmasını da ruhsat içerisinde değerlendirmişlerdir. Ancak bunların geçici olmaması ve arızî bir mazerete dayanmaması sebebiyle, bunlara gerçek manada ruhsat denmeyip, kolaylık anlamında mecaz bakımından ruhsat denilebilir.


alıntı
 
Üst