Allâhu Teâlâ bir ayet-i kerîmede şöyle buyuruyor:
[FONT="]يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِين آمَنُوا مِنكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ[/FONT][FONT="][/FONT]
El-Mucadeleh suresi, 11. ayet
İmam Buhârî’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Allâh’ın Resûlü [FONT="]ﷺ[/FONT] mealen şöyle buyurmuştur: “Kim bir yol tutup onda ilmi ararsa Allâh ona o vesileyle Cennete giden yolu kolaylaştırır.”
Rasûlullâh [FONT="]ﷺ[/FONT] bir keresinde Ebu Zer el-Ğifârı adındaki bir sahâbîye tavsiyede bulunurken kendisine mealen şöyle buyurmuştur: “Ya Eba Zer! Gidip de Allâh’ın kitabından bir Ayet-i öğrenmen Sana yüz rek’at namaz kılmandan (Nafile namazını örnegin iki rek’atlı elli namazdan) daha hayırlıdır. Ve gidipte ilim bölümünden bir bölümü öğrenmen sana bin rek’at namaz kılmandan (Örneğin iki rek’atlı beşyüz namazdan) daha hayırlıdır.”
Bu Hadis-i şerîfe göre ilim bölümünden bir bölümü öğrenenin sevabı Ramadan ayında, kılınan bütün teravîh namazlarından daha fazladır.
Bilinsin ki mel’un İblîs’in en çok nefrettiği iki şey vardır. Biri Rasûlullâh [FONT="]ﷺ[/FONT] diğeri ise ilim meclisleridir (ilim öğrenmek için oturulan oturma yerleridir.)
Rasûlullâh [FONT="]ﷺ[/FONT] bir keresinde mescide girince iki halka, yani yuvarlak şeklinde iki grup görmüştür. Biri ilim halkası diğeri ise zikir halkasıydı. Zikir halkasına oturmayıp ilim halkasına oturmuştur. Bu gösterir ki önemli ve daha önemli şeyler vardır. Bu önemli işlerdem, daha önemlisi önce gelir, yani Din ilmini öğrenmek zikr yapmaktan daha önemli olduğu için Dîn ilmi önce gelir.
Başka bir hadis-i şerîfte Allâh’ın Resûlü Peygamber Efendimiz Muhammed [FONT="]ﷺ[/FONT] mealen şöyle buyurmuştur: “Kim ilim öğrenmek üzere dışarı çıkarsa geri dönene kadar Allâh yolundadır.”
Bu Hadis-i şerîf bize bildiriyor ki kim ilim öğrenmek için dışarı çıkarsa o Allâhu Teâlâ yolunda mücadele gösteren kişi gibidir, yani ilim öğrenmek için çıkan insan, Allâhu Teâlâ yolunda mücadele gösteren kişinin kazandığı sevabın benzerini kazanır.
Bir Hadis-i şerîfte vârid olduğuna göre Melekler ilim meclisilerini kuşatırlar.
Rasûlullâh [FONT="]ﷺ[/FONT] Din ilmi ile ilgili mealen şöyle buyurmuştur:
Melekler, yaptığından râzı oldukları için ilim öğrenene kanatlarını alçaltırlar, yani ilim öğrenenlere tevazu gösterirler.
Yani Melekler onunla beraber olup yavaş yürürler. Bu Hadis demek değil ki Melekler ilim talebesi için kanatlarını gerçekten yere koyarlar. Hadisin manası öyle değil, manası zikrettiğimiz gibidir.
İbret olsun diye sizlere selef[FONT="][1][/FONT] zamanında olmuş bir olayı nakledelim. Hadis ilmini öğrenmek üzere yola çıkmış olanları, demin zikrtettiğimiz Hadis’i anlamayan bir adam görünce Rasûlullâh’ın [FONT="]ﷺ[/FONT] sözünü alaya alarak onlara dedi ki: “Yavaş olun, ki Meleklerin kanatlarını kırmayasınız.” Bunu hafife alarak söyleyen o kişi kâfir olmuştur. Allâhu Teâlâ ondan, o sözünü tamamlar tamamlamaz intikam almıştir yani onu cezalandırmıştır. O adam bu küfür sözünü söyleyince bacakları hemen felç olup yere düşmüştür.
Bu insanın başına gelen o şey kendisine ceza olaraktır. Muhakkak ki Allâhu Teâlâ Bazı, küfür işleyen veya günah işleyen kullarını, ölümlerinden önce dünyada cezalandırır.
[FONT="]İlmin bulunmadığı beldede hayır yoktur. Bu yüzden insan ilmin bulunmadığı yerden ayrılıp ilim ehlinin bulunduğu yere gitmelidir.[/FONT]
Bazı alimler bu hususla ilgili şöyle demişlerdir: “Kim hoca bulamazsa yolculuğa çıksın, yani öğretecek bir hoca bulması için yolculuğa çıksın.”
[FONT="]Ey kardeşim İnsanın ilme yemek ile sudan daha fazla ihtiyacı vardır. Bilindiği gibi insanın yemekle suya her saatte ihtiyacı yoktur. Fakat insanın ilme her saatte ihtiyacı vardır.[/FONT]
Şeyh Ahmed Er-Rifâî radıyallâhu anhu âlimler ile ilim hakkında şöyle diyor: “Ey efendiler! Alimlerle oturunuz muhakkak ki ilim meclislerinde (oturumlarında) insanı hâlden başka bir hâle çeviren sırlar vardır.”
Efendimiz Alî radiyallâhu anhu birine tavsiyede bulunurken kendisine şunları söylemiştir: “İlim mâldan daha hayırlıdır. İlim seni korur, malı ise sen korursun.”
İmâm Şafiî radıyallâhu anhu Dîn ilmi hakkında şöyle demiştir: “İlim öğrenmek nafile namazından daha faziletlidir.”
Ey kardeşim! Bil ki farzlaradan sonra derece olarak Dîn ilmi nafileden önce gelir.
[FONT="]
[/FONT]
[FONT="][1][/FONT] Selef: İlk üç asırlarda olanlardır. Yani Rasûlullâh’ın [FONT="]ﷺ[/FONT], ondan sonra gelenlerin ve onlardan sonra gelenlerin bulundukları asırlarda yaşayanlardır.
