" İ " harfleriyle başlayan atasözler

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
İbadet de gizli, kabahat de.
Yüce Allah`ın buyruklarını yerine getirmek her insana borçtur ve gösteriştenuzaktır. Gerçek iman sahipleri ibadetlerini başkaları görsün diye yapmazlar.Eğer böyle yaparlarsa ibadetleri, ibadet olmaktan çıkar. Benzer şekilde kabahatde başkalarına gösterilecek bir şey değil, tam tersi utanılacak bir şeydir. Bubakımdan onu da açıktan açığa yapmak insana yakışmaz, gizlenmeli ve örtülmelidir.

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.
Hoşlanılmayan bir davranışın en küçüğünü, başkalarından önce kendimizde deneyipetkiyi görmeli; ondan sonra bunun daha büyüğünü başkalarına uygulamanın nedenli uygun olup olmayacağına karar vermeliyiz.

İki at bir kazığa bağlanmaz.
Kendi başına buyruk, kimseden izin almaksızın dilediği gibi davranan iki kişi,aynı iş üzerinde görevlendirilip çalıştırılamaz. Her an aralarındaanlaşmazlığın çıkması, bunun da kavgaya dönüşmesi kaçınılmazdır.

İki baş bir kazanda kaynamaz.
Fikirleri, eğilimleri ve davranışları birbirinden farklı olan iki kişi bellibir konuda, bir iş üzerinde uyuşamazlar; görüş ayrılıkları yüzünden ortaya birşey çıkaramazlar.

İki cambaz bir ipte oynamaz.
Kurnazlıkta eşit olan iki kimse bir iş üzerinde birlikte çalışamazlar;birbirlerini aldatmak, saf dışı bırakmak için uğraşırlar. Bunda ısrarlıolmaları, her ikisini de daha tehlikeli bir duruma iter.

İki dinle (bin işit) bir söyle.
Haddinden fazla konuşmak, gereksiz ve yanlış sözlerin ağızdan çıkmasına yolaçar. Ayrıca konuşan kişiyi de itici yapar. Bu bakımdan az konuşmalı, çokdinlemelidir. Hem yerinde konuşabilmek için de dinlemek şarttır. Çünküsöylenenler ancak bu şekilde kavranır, çenesi düşüklükten de bu şekildekurtulur insan.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
İki el bir baş içindir.
1. Yüce Allah, insanları geçimlerini sağlayabilecek bir güçle donatmıştır. Bugücü kullanan insan, başkalarına muhtaç olmadan yaşayabilir. 2. İnsan ancakkendi geçimini sağlayabilecek bir güce sahiptir. Başkalarına yardım edecek birdurumda değildir.

İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
Kimisi, önemi büyük birkaç işi bir arada yapmaya kalkışır. Bu ise çok zor vesakıncalıdır. Çünkü gücü ve dikkati dağıtır. Buna aldırmayanlar çokluklayapmaya kalkıştıkları işleri sekteye uğratırlar.

İki ölç, bir biç.
Hangi iş olursa olsun, bir işe kalkışmadan önce işin ayrıntıları iyicedüşünülmeli; boyutları gözden geçirilmeli; nasıl başlanıp nasıl gelişeceği venasıl sonuçlanacağı, ne alıp ne götüreceği dikkatle hesaplanmalı ve daha sonraişe başlanmalıdır.

İnsan beşer, kuldur şaşar.
Hiçbir insan hatasız değildir. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır. Dolayısıylaşaşırıp yanlışlık yapması da kaçınılmazdır. Bu bakımdan dalgınlıkla,şaşkınlıkla yapılan hatalara hoşgörüyle bakılmalıdır.

İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde.
İnsan doğduğu andan itibaren sosyal bir hayatın içine girer. Dolayısıyla herkesgibi o da yaşamak için çabalamaya başlar. Ne var ki, yaşadığı hayat şartlarınınzorluğu, insanı doğduğu yerin dışına iter. İnsan da istemeden geçimini teminettiği yerde kalır, orayı yurt edinir.

İnsan göre göre, hayvan süre süre (alışır).
Bir işi öğrenmenin en iyi yolu, o işi görmekten, denemekten ve defalarcayapmaktan geçer. Bunu sürekli yapan insanlar hem tecrübe, hem de alışkanlıkkazanırlar; dolayısıyla o işi kolayca yaparlar. Hayvanların bir işe alışmalarıve o işi öğrenmeleri ise, o işi tekrar tekrar yapmaları ile sağlanır.

İnsan insanın (adam adamın) şeytanıdır.
Çoklukla görülür ki, kötü ve art niyetli kimi uygunsuz kişiler, bazı saf ve iyiniyetli kişileri kurdukları tuzaklarla doğru yoldan saptırıp yanlış yolasürüklerler.

İnsanoğlu çiğ süt emmiş.
Şurası muhakkak ki, insanın ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Çoklukla güven devermez. Hiç umulmadık bir anda nankörlük edip çıkarı için iyilik gördüğükimseye bile kötülük yapabilir.

İnsan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur.
Kişi pek çok özelliğini doğuşuyla birlikte getirir. Bunun yanı sıra, yediyaşına kadar da çevresinden etkilenerek kimi davranışlar kazanır ve bir huyedinir. Edindiği bu huy ihtiyarlasa da kolay kolay değişmez.

İp inceldiği yerden kopar.
Bir durum, bir olay ve bir iş en zayıf yerinden, en çürük noktasından bozulurveya kopar.
İslam`ın şartı beş, altıncısı insaf demişler.
“Kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekâtvermek” İslâm dininin beş temel buyruğudur. Eğer bu beş şarta bir şart dahaeklenecek olsaydı, bu mutlaka “insaflı olmak” olurdu. Çünkü insaf sahibi olmak,Müslümanlar için son derece önemli bir vasıftır.

İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.
Birinden bir şey isteyen biraz utanır ama isteği yerine getirmeyen daha çokutanması gerekir. Darda kalanın, ihtiyacı olanın, bir şeyi başkasındanistemesinde utanılacak bir yan yoktur.

İşine hor bakan (sanatını hor gören) boynuna torba takar.
Kişi, nasıl olursa olsun işini ya da sanatını küçük görmemelidir. Eğer böylegörürse işinin, sanatının gereğini yerine getirip para kazanamaz. Parakazanamayınca da geçim darlığına düşer. Sonunda ona buna avuç açar, dilencilikyapmaya başlar.

İş insanın aynasıdır.
Bir kişi hakkında yargıya varmak, nasıl bir kişi olduğunu öğrenmek miistiyorsunuz? O hâlde onun yaptığı işe bakınız. Çünkü yaptığı o iş, onun nekadar sorumlu, bilgili ve yetenekli olduğunu açığa çıkarır.

İşleyen demir ışıldar (pas tutmaz).
Durağan durumdan hareketli duruma geçmek ve çalışmak, insandaki hantallığı,isteksizliği ve uyuşukluğu söküp atar; onu canlı, yetenekli ve verimli kılar.Ruhen ve bedenen güçlendirdiği gibi, maddî yönden de kazançlı yapar
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
İş olacağına varır.
Her işin kendine has bir akışı ve sonucu vardır. Ne yapılırsa yapılsın, netedbir alınırsa alınsın, o iş, ulaşacağı sonuca ulaşır. Bunu değiştirmek mümkündeğildir. Bu bakımdan işin istediğin biçimde sonuçlanmadı diye kaygılanıpüzülme.

İşten artmaz, dişten artar.
Kazanç ne kadar çok olursa olsun, tutumlu davranılmazsa para biriktirilemez.Tasarruf, savurganlık yapmamak, tüketimi kısmakla mümkündür ancak.

İt derisinden post olmaz.
Ahlâksız, bayağı ve değersiz kimseler bir göreve veya mevkiye gelip önemibüyük, yüce bir amaç için hizmet yapamazlar.

İtin (köpeğin) duası kabul olunsaydı gökten kemik yağardı.
Eğer art niyetli, aşağılık kişilerin istedikleri yerine gelseydi, onlar mutluolurken dünya kötülüklerle dolar; iyilere de barınacak yer bulunamazdı. Şükürki bunların dilekleri yerine gelmemektedir.

İt itin ayağına (kuyruğuna) basmaz.
Hilebaz, ahlâksız, başkalarına kötülük etmeyi kural hâline getiren insanlarbirbirlerini gayet iyi tanırlar. Bu yüzden birbirlerini anlayışla karşılar,birbirlerine rahatsızlık verip kötülük etmekten mümkün olduğunca kaçınırlar.

İtle çuvala girilmez.
Bilgisiz, düzenbaz, bayağı, taşkın kimselerden uzak dur. Onlarla iş yapmak,yakın ilişki kurmak, tartışmaya girmek, hatta kavga bile etmek sakıncalıdır.

İtle yatan bitle kalkar.
Bk. “Körle yatan şaşı kalkar.”

İt ürür, kervan yürür.
Gerçekleşmesi doğal olan işlere, durumlara karşı çıkılsa da engellenemez. Bubakımdan kötü niyetli kimselerin sözlerine ve davranışlarına aldırış etmeden,doğru bilinen yolda ilerlemeye devam edilir.

İyi dost kara günde belli olur.
Bk. “Dost kara günde belli olur.”

İyi evlât babayı vezir, kötüsü rezil eder.
İstenilen ve beğenilen nitelikleri taşıyan, yararlı olup iyilik sunan evlâtlarbaba ve anne için övünç kaynağı; kötülük yapan, sağlıksız, yararsız ve ********insanlar da utanç kaynağı olurlar.

İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
İyilik yapan bir kişiye iyilik yapmak kolaydır. Doğal olan bu tavrı hemenherkes gösterebilir. Önemli olan kötülüğü dokunan birine iyilik edebilmektirki, bunu herkes yapamaz. Bunu ancak mert, faziletli ve olgun kimselerbaşarabilir.

İyilik eden iyilik bulur.
Bir karşılık beklemeden yardım yapan, kayıran, yardımcı olan, yararlı işlerdebulunan kimse, hemen herkes tarafından sevilir. Günü geldiğinde iyilik görenler,bunun karşılığını ona iyilik yaparak öderler.

İyilik et, denize at, balık bilmezse Hâlik bilir.
Yaptığın iyiliklerden karşılık bekleme; yaptığın iyilik boşa çıksa da kıymetibilinmese de sen iyilik yapmaya devam et. Bunu Yüce Allah görür. Bu davranışındanötürü seni bu dünyada olmasa bile öbür dünyada mutlaka ödüllendirir. Hem
de kat kat fazlasıyla.

İyilik (muhabbet) iki baştan.
Gerek iş, gerek evlilik, gerekse herhangi bir konuda iki kişi arasındakurulacak sağlıklı bir ilişkide yalnız birinin iyi davranış göstermesi yeterlideğildir. Ötekinin de iyi davranış sergilemesi zorunludur. Tek taraflı iyilikbir yere kadardır.

İyi olacak hastanın hekim ayağına gelir.
Eğer Yüce Allah, kötü durumda olan birinin düzelip iyi olmasını murat etmişse,türlü sebepler yaratarak ona hiç ummadığı yerlerden yardım gönderir. Onunrahata kavuşmasını sağlar
 
Üst