Hırslı olmakla azmetmek aynı şey mi?

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
AZİM VE HIRS ARASINDAKİ FARKLAR

  1. Azim,kuvvetli mü'minin,hırs ise zayıf mü'minin sıfatıdır.
  2. Ayetin dili ile,azimden sonra tevekkül gelir.Yani azmaden insan Allah'ın tevfiki ile olacağını bilir.Fakat hırslı insanın tavekkülle bir alakası yoktur.O kendi cirmi ile mutlaka sonuca ulaşmak ister.
  3. Azmeden insan dua ederek neticeyi Allah'tan talep eder.Hırslı kimse sonucu kendi eliyle tahsil edeceğine inanır.
  4. Azimli mü'minin hedefi,Allah'ın rızasını kazanmaktır;başarsa da başaramasa da.Hırslının hedefi de,elde etmek istediği şeydir.Onu elde edemezse başaramamış olur.Ama birincisi,her iki durumda da muvaffak olmuştur.
  5. Azim sahibi insan,başarınca bunu Allah'tan bilir,O'na döner ve O'na iki büklüm hamdeder.Hırs sahibi kimse ise,kendisinden bilir gurur ve kibir abidesi haline gelir.
  6. Azimli kimse,samimidir.Niyeti halis ve sadıktır.Hırslı insan,art niyetlidir ve samimi değildir.Onun amacı her halükarda menfaat umduğu şeye kavuşmaktır.
  7. Azim,sa'ye yani çalışmaya şevki artırır ve kişinin gayretini kamçılar.Hırs,israfa sürükler,sa'ye şevkini kırar ve insanı tembel ve tenperver hale getirir.
  8. Azmin vesilesi,meşrudur,yolu sırat-i müstakimdir.Hırsın vesilesi,gayrı meşru da olabilir,yolu haybet ve hüsran yörüngelidir.
  9. Azim,ifrat ve tefritten uzak,orta yoldur.Hırs,ya ifrat yada tefridin içindedir.
  10. Azimde,hikmet, ilim,tecrübe ve meşveret vardır.Hırsta,rekabet cimrilik ve bencillik hakimdir.
  11. Azmin parolası;"Hayırlı ise olsun"şeklindedir.Hırsın parolası ise,"Ya olacak ya ölecek" şeklindedir.
  12. Azimde,temkin ve dikkat vardır.Hırsın mayası ise,acelecilik ile yoğrulmuştur,her an hata ve isabetsizlikle karşı karşıya kalınabilir.
  13. Azim,nebevi kökenlidir.Menşei ilahi rahmet kuşağındadır.İnayet ve nusrete istinat etmiştir.Fakat hırs,şeytani bir ahlaktır ve şeytanı kahkahaya boğacak neticelere vabestedir.
  14. Azimli insan,başkalarınında kazanmasından memnuniyet duyar,kıskanmaz,haset etmez haksız rekabete girmez ve başarısını başkalarıyla paylaşırken mütevazıdır.Hırslı insan ise,başkalarının başarmasına asla tahammül edemez,tek olmak ister,rakip tanımaz,kıskanır ve hasetlerden hasetlere sürüklenir.

 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Umûr-u diniye ve uhreviyede rekabet, gıpta, haset ve kıskançlık olmamalı. Ve hakikat nokta-i nazarında olamaz. Çünkü kıskançlık ve hasedin sebebi:

Birtek şeye çok eller uzanmasından ve birtek makama çok gözler dikilmesinden ve birtek ekmeği çok mideler istemesinden, müzâhame münakaşa, müsabaka sebebiyle gıptaya, sonra kıskançlığa düşerler. Dünyada bir şey-i vâhide çoklar talip olduğundan ve dünya dar ve muvakkat olması sebebiyle insanın hadsiz arzularını tatmin edemediği için, rekabete düşüyorlar. Fakat, âhirette tek bir adama beş yüz sene Haşiye mesafelik bir cennet ihsan edilmesi ve yetmiş bin kasır ve huriler verilmesi ve ehl-i Cennetten herkes kendi hissesinden kemâl-i rızâ ile memnun olması işaretiyle gösteriliyor ki, âhirette medar-ı rekabet bir şey yoktur ve rekabet de olamaz.

Öyleyse, âhirete ait olan a'mâl-i salihada dahi rekabet olamaz; kıskançlık yeri değildir. Kıskançlık eden ya riyâkârdır; a'mâl-i saliha suretiyle dünyevî neticeleri arıyor. Veyahut sadık cahildir ki, a'mâl-i saliha nereye baktığını bilmiyor ve a'mâl-i salihanın ruhu, esası, ihlâs olduğunu derk etmiyor. Rekabet suretiyle evliyaullaha karşı bir nevi adâvet taşımakla, vüs'at-i rahmet-i İlâhiyeyi itham ediyor.


Haşiye
Mühim bir taraftan ehemmiyetli bir sual:

Rivayette gelmiş ki, Cennette bir adama beş yüz senelik bir cennet verilir. Bu hakikat akl-ı dünyevînin havsalasında nasıl yerleşir?

Elcevap: Nasıl ki bu dünyada herkesin dünya kadar hususî ve muvakkat bir dünyası var. Ve o dünyanın direği onun hayatıdır. Ve zâhirî ve bâtınî duygularıyla o dünyasından istifade eder. "Güneş bir lâmbam, yıldızlar mumlarımdır" der. Başka mahlûkat ve zîruhlar bulunmaları, o adamın mâlikiyetine mâni olmadıkları gibi, bilâkis, onun hususî dünyasını şenlendiriyorlar, zinetlendiriyorlar.
Aynen öyle de-fakat binler derece yüksek-herbir mü'min için binler kasır ve hurileri ihtiva eden has bahçesinden başka, umumî Cennetten beş yüz sene genişliğinde birer hususî cenneti vardır. Derecesi nisbetinde inkişaf eden hissiyatıyla, duygularıyla, Cennete ve ebediyete lâyık bir surette istifade eder. Başkaların iştiraki, onun mâlikiyetine ve istifadesine noksan vermedikleri gibi, kuvvet verirler. Ve hususî ve geniş cennetini ziynetlendiriyorlar.

Evet, bu dünyada bir adam, bir saatlik bir bahçeden ve bir günlük bir seyrangâhtan ve bir aylık bir memleketten ve bir senelik bir mesiregâhta seyahatinden ağzıyla, kulağıyla, gözüyle, zevkiyle, zâikasıyla, sair duygularıyla istifade ettiği gibi, aynen öyle de, fakat bir saatlik bir bahçeden ancak istifade eden bu fâni memleketteki kuvve-i şâmme ve kuvve-i zâika, o bâki memlekette bir senelik bahçeden aynı istifadeyi eder. Ve burada bir senelik mesiregâhtan ancak istifade edebilen bir kuvve-i bâsıra ve kuvve-i sâmia, orada beş yüz senelik mesiregâhındaki seyahatten, o haşmetli, baştan başa ziynetli memlekete lâyık bir tarzda istifade eder. Her mü'min derecesine ve bu dünyada kazandığı sevaplar, haseneler nisbetinde inbisat ve inkişaf eden duygularıyla zevk alır, telezzüz eder, müstefid olur.

Lemalar
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
Ve burada bir senelik mesiregâhtan ancak istifade edebilen bir kuvve-i bâsıra ve kuvve-i sâmia, orada beş yüz senelik mesiregâhındaki seyahatten, o haşmetli, baştan başa ziynetli memlekete lâyık bir tarzda istifade eder. Her mü'min derecesine ve bu dünyada kazandığı sevaplar, haseneler nisbetinde inbisat ve inkişaf eden duygularıyla zevk alır, telezzüz eder, müstefid olur.
:gül2::tşk::gül2:
 

AhDe_VeFaLi

KF Ailesinden
Özel Üye
Çok doğru tespitler.. Özellikle son maddeyi çok beğendim.
Azimli insan,başkalarınında kazanmasından memnuniyet duyar,kıskanmaz,haset etmez haksız rekabete girmez ve başarısını başkalarıyla paylaşırken mütevazıdır.Hırslı insan ise,başkalarının başarmasına asla tahammül edemez,tek olmak ister,rakip tanımaz,kıskanır ve hasetlerden hasetlere sürüklenir.
 
Üst