Hasan basri

çiğ tanesi

Üye
Üye
Hak Yola Getİren İkİ SÖz
Büyük erenlerden
Hasan Basrî bir gün arkadaşlarıyla birlikte yolda giderken memleketinin tanınmış
devlet büyüklerinden birinin oğlu ile karşılaşır. Devlet büyüğünün oğlu yağız
atının üzerine kurulmuş beraberinde de hizmetçileri bütün sükse ve ihtişamıyla
yoluna devam etmektedir.
Hasan Basrî yolun ortasında durarak hoş beşten sonra
devlet büyüğünün oğluna şöyle seslenir: "Ey devlet büyüğünün oğlu!.. Sizler
her şeyi mal ve para ile değerlendirirsiniz. Size şu iki
sözü satmak istiyorum alır mısınız? Çünkü bu sözleri size benden
başka kimse söylemeye cesaret edemeyecektir. Sonra bu sözler sizi aydınlık
Allah yoluna sokacaktır."
Devlet büyüğünün oğlu "Peki kaça satacaksınız?" deyince Hasan
Basrî "Birincisini bir ikincisini de iki gümüş para karşılığında veririm."
diye karşılık verdi. "Evet alırım" deyince de ilk sözünü söylemeye
koyulur ve şöyle der: "Ey devlet büyüğünün oğlu!.. Senin evin
var mı?" diye sorar. "Var" cevabını alınca da "Kendin mi
yaptırdın yoksa miras mı kaldı?" diye sorar.
Devlet büyüğünün oğlu "kendim
yaptırdım" diye cevap verir. "Ne kadar zaman içinde yaptırdın?" sorusuna
ise "Epey uzun sürdü" karşılığını verir. "Neden her imkana sahip
olduğun halde çabuk bitirmedin?" deyince de "Binanın taşlarını ağaçlarını taşıyan
hayvanlara acıdığım için fazla yük vurdurtmadım. İşte o yüzden de
binayı kısa zamanda inşa etmek mümkün olmadı." der.
Ardından sözü alan
Hasan Basrî şöyle konuşur: "Ey devlet büyüğünün oğlu!.. Madem ki
başkalarının hayvanlarına acıyarak fazla yük taşıtmaya razı olmuyorsun neden öz
nefsine acımayıp da onu dağlar kadar günah yığını altında eziyorsun?"
Bu
sözler devlet büyüğünün oğlu üzerinde büyük tesir yapar. Atından inerek
Allah dostu Hasan Basri’nin ellerine kapanır. Ardından da sabırsızlıkla "iki
gümüşü hemen vereceğim şu ikinci sözünü de hemen söyle" diye
yalvarır. Daha sonra Hasan Basrî ikinci sözünü söylemeye koyularak şöyle
der:
"Yola koyulmuş böyle nereye gidiyorsunuz?" diye sorar. "Devlet reisine bir
memurluk almak için gidiyorum" cevabını alınca "Bak en değerli elbiseni
giymiş en enfes kokuları sürünmüşsün. Neden? Çünkü devlet reisi ve
maiyetinde çalışanlara karşı mahcup olmak istemiyorsun. Halbuki onlar da senin
benim gibi birer insan değil mi? Şimdi sana sormak isterim.
Yarın ölüp öbür dünyayı boyladığında omurlarında taşıdığın bu kadar ağır
günahlarınla ve kirli alınla peygamberler ve gerçek mü’minler arasında Allah’a
karşı hesap verirken utanmayacak mısın?"
Bu sözlerin de son derece derin
etkisi altında kalan devlet büyüğünün oğlu atını hizmetçisine verdiği gibi
hemen Hasan Basrî’nin ellerine sarılarak artık bütün dünyalık nimetleri teper
ve ölünceye kadar bu büyük zatın safında Allah’a ibadet etmeye
karar verir.
Yüce Allah (c.c.) cümlemizi hak sözleri dinleyip de gereğini
yerine getiren haksever kullarından eylesin amin…
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Üst