Harf Davası (Necip Fazıldan)

kun-feyekun

Emekli Admin
Özel Üye
Necip Fazıl’ın harf meselesinde sorulması gerektiğini düşündüğü sualler on dört tanedir:

osmanli1.jpg


• İsmine “Arap harfleri” denilen, tam on asır Türk medeniyet kadrosunun ifade unsurunu
teşkil etmis ve on asırlık millî irfanın temeli mevkiinde bulunmus harfler, hakikatte sadece ve
kavmî mânada Arap harfleri midir, yoksa kavim üstü bir mâna ile “”İslâm harfleri” mi? Bu
hususta dinî, tasavvufî, ilmî ve aklî bürhanlar nelerdir?

• Kavim üstü, küllî bir sümulle bütün mü’min beseriyete atfedilip edilemiyeceği bir ilim
meselesi olan harflere “Arap harfi” ismini vermek mümkün oluyor da, doğrudan doğruya ve
münhasıran Lâtinlerin malı olduğu ilmen sabit harflere nasıl “Türk harfleri” denilebiliyor?

• Her iki harf manzumesi üzerinde, mücerret ve müşahhas imtiyaz ve faydaları bakımından bir
nefs muhasebesi, bir mukayese vazifesi yerine getirilmis midir?

• Bizzat Lâtin harfleri dünyasına mensup bir ilim ve fikir adamının dünyada en mütekâmil ve
ince harfler olarak “Arap harfleri”ni gösterdiğini; ve kendi milleti için, kültür kökünü
değistirmek muhali olmasa, bu harfleri tavsiye edeceğini bilen var mıdır?

• Harf inkılâbı sırasında Amerikalı bir terbiye mütehassısının “Türklerin eski harflerini
kaldırıp atması, kendi hesaplarına, Amerikanın, bütün madenlerinden mahrum olmasından
daha ağır bir kayıptır!” sözü gerçekten vâki midir? Amerikalı profesör, süphesiz ki, kendi
misyoner ve politikacılarının istirak etmiyeceği bu sözüyle ne demek istemistir? Nihayet ilmî
insafı çatlamıstır da ondan mı?

• Garptan bütün müspet bilgilerini ve her şeylerini alan, bütün medeniyet unsurlarını iktibas
eden Japonlar, cihanın en çetin ve gülünç derecede iptidaî harfleri olan kendi yazılarını acaba
niçin muhafaza etmislerdi?

• Eski harflerin öğrenilmesindeki zorluk, acaba tedris metodlarının sakatlığından mı, yoksa
bizzat harflerin bünyesindeki çetinlikten mi doğmaktaydı?

• Eski harflerin imlâsındaki kargaşalık, acaba bu hususta sabit ve kat’i bir usul eksikliğinden
mi, yoksa bizzat harflerin kendisinden mi gelmekteydi?

• Eski harflerin bütün millete ve asağı tabaka halka teşmil edilememesindeki zaaf, acaba o
devrin maarifine mi, yoksa harflerin zatına mı aittir?

• Yeryüzünde, o da kısmî olmak sartiyle, İtalyanca, Fransızca, Yunanca gibi cihanın en büyük
dilleri pekâla bunu yerine getirebileceğine göre, Lâtin harflerinin dilimize tatbikindeki
(fonetik) mazhariyet, acaba hakikatte ve sâf zekâ bakımından bir fayda mıdır, yoksa bir
mahzur mu? Yani (fonetik) olmıyan ve kelime usulüne dayanan yazı sekillerinin zekâyı
beslemesinde hususî bir pay yok mudur? (Fonetik) usul, insanı, pek basit ve ucuz bir
(avantaj)a karsılık, içinde hapsedilip kalacağı ve avâm seviyesinden yukarıya çıkarmıyacağı
bir kabalığa mahkûm etmez mi?

• Birbirine bağlanan, bağlandıkça şekil değistiren ve birbiri içinde hall-ü hamur olan
sekillerle, herbiri kaba zincir baklaları ve çakıl tasları gibi daimî bir sertlik muhafaza eden
sekiller arasında, bediî olduğu kadar aklî rüçhaniyet ve galibiyet hangi taraftadır? Ve bu
rüçhaniyet ve galibiyetin ilk bürhanı olarak eski harflerin stenografya kıymeti, telâfisi
mümkün bir kayıp mıdır?

• Nihayet eski ve yeni harf nesillerinin birbiriyle mukayesesinden çıkacak hüküm, mücerret
zekâ, irfan ve şahsiyet bakımından hangi cepheye üstünlük yöneltecektir?

• Bin kisilik bir cemiyette dokuz yüz kisinin imzasını atabilecek ve (Karagöz) gazetesini
sökebilecek kadar okur-yazar olması mı; sadece yüz kisinin tam okur-yazar ve her türlü fikir
çilesiyle dolu olması mı, o cemiyet hesabına üstün bir not belirtir?

• Acaba harf inkılâbını yapanların ve hattâ eski harfler içinde çocukluğunu ve ilk mektep
çağını idrak edip de pesinden yeni harfleri öğrenenlerin, bütün hususî ve samimî ifadelerinde
yalnız ve yalnız eski harfleri kullanmaktan baska bir sey yapamamaları, sadece alışkanlıkla
izah edilecek ve içine eski harf kudret ve imtiyazından hiçbir pay karıstırılmayacak bir hâdise
midir?

İdeolocya Örgüsü
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Üst