Abdullah bin Mübarek (rahmetullahi aleyh) böyle bir gazadan dönünce, Mekke-i mükerremede bulunan evliyadan Fudayl bin Iyâd’a (rahmetullahi aleyh) manzum bir mektup yazdı. Bu mektupta cihâdın faziletini bildirip, ibâdetle meşgul olan arkadaşına, mektubunda özetle şöyle demektedir:
“Ey Haremeyn’de ibâdet edip, göz yaşı döken!
Bizi bir gör. Biz kanlarımızla boyanıyoruz.
Akınlarda yorulan atlarımızın ayaklarından etrafa saçılan tozlar,
bize misk ü anber olurken,
oradaki misk-ü anber kokuları sizin olsun derim.
Peygamber efendimizden bize
hiç yalanlanamayan doğru haber geldi: “Allah yolunda savaşan atların sıçrattığı tozlar,
bir kişinin burnunda, Cehennem ateşinin dumanıyla birleşmez.”
Allahü teâlâ da meâlen şöyle buyurdu:
“Allah yolunda şehîd olanlara “Ölülerdir” demeyiniz.
Hakikatte onlar diridirler.
Fakat siz anlayıp bilemezsiniz.”(Bakara sûresi: 154)
Fudayl bin Iyâd (rahmetullahi aleyh) mektubu gözyaşları içinde okudu. Sonra da;
“Ebû Abdurrahmân doğru söylüyor ve bana nasihat ediyor” buyurdu.
Ehlisünnetbüyükleri
“Ey Haremeyn’de ibâdet edip, göz yaşı döken!
Bizi bir gör. Biz kanlarımızla boyanıyoruz.
Akınlarda yorulan atlarımızın ayaklarından etrafa saçılan tozlar,
bize misk ü anber olurken,
oradaki misk-ü anber kokuları sizin olsun derim.
Peygamber efendimizden bize
hiç yalanlanamayan doğru haber geldi: “Allah yolunda savaşan atların sıçrattığı tozlar,
bir kişinin burnunda, Cehennem ateşinin dumanıyla birleşmez.”
Allahü teâlâ da meâlen şöyle buyurdu:
“Allah yolunda şehîd olanlara “Ölülerdir” demeyiniz.
Hakikatte onlar diridirler.
Fakat siz anlayıp bilemezsiniz.”(Bakara sûresi: 154)
Fudayl bin Iyâd (rahmetullahi aleyh) mektubu gözyaşları içinde okudu. Sonra da;
“Ebû Abdurrahmân doğru söylüyor ve bana nasihat ediyor” buyurdu.
Ehlisünnetbüyükleri