Hakîm

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Hikmet sahibi, Allah'ın isimlerinden biri. Arapça Ha-ke-me fiilinden türemiştir. Bu fiil, kötülüğe engel olmak, sağlam kılmak gibi anlamlara gelir. Hüküm, hikmet, hakim, hakem gibi kelimelerle, hâkimlerin hâkimi (ahkâmü'l-hâkimîn) (et-Tîn, 95/8); hükmedenlerin en hayırlısı (hayru'lhâkimîn); el-Hakîm (el-Fâtır, 35/2; es-Sebe', 34/ 1; Hûd, 11/1; Yûnus, 10/1; el-Hucûrot, 49/8); ve el-Hakem kelimeleri de ha-ke-me fiilinden türemiştir. Kur'ân'ın pekçok âyetinin sonunda kullanılan el-Hakîm ve diğer türevleri Alîyy, Tevvâb, Vâsi', Azîz, Alîm isimleriyle birlikte yanyana geçmektedir.

Yüce Allah yegane hüküm ve hikmet sahibidir: "Kulları üzerine hikmeti gereğince galebe ve tasarruf sahibidir, tedbirinde yegane hüküm ve hikmet sahibidir ve kullarının gizli hallerinden haberdardır" (el-En'âm, 6/18). Hikmet, herşeyde doğruyu bulma ve lâyık olduğu yere koymak demektir. Buna göre Hakîm, doğruyu bulan, herşeyi lâyık olduğu yere koyan, anlamına gelir. Allah'ın bütün fiilleri bir hikmete, bir sebebe bağlı olarak tecelli etmekte, insanın âciz kavrayışı bunu idrak edememektedir; her şeyi bilen Allah'ın emir ve yasakları hep bir hikmete bağlıdır.

el-Hakîm vasfının, Kur'ân'da daha çok el-Alîm vasfıyla birlikte kullanılması insan zihnine hemen şunu hatırlatmaktadır: Allah, kayıt, sınır tanımayan bilgisi sayesinde insan için neyin yararlı, neyin zararlı olduğunu bilir. O halde inananlara neyi emrediyorsa onların yararına, onları nelerden sakındırıyorsa, o şeyler onların zararınadır.

Allah'ın emir ve yasakları bir hikmete dayalı olduğu gibi bütün yaptıkları muhkemdir, sağlamdır: "Dağları görürsün de onları (yerlerinde) donmuş sanırsın, oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, herşeyi gayet iyi (muhkem) yapan Allah'ın yapısıdır. Doğrusu O, yaptıklarınızı haber almaktadır"(en-Neml, 27/88).

el-Hakîm'i, Gazzâli şöyle tarif etmiştir: "En iyi tarafı, en üstün bir ilimle bilen" (Gazâli, el-Maksad, s. 86).

M. Sait ŞİMŞEK
 
Üst