Güzel söz Allah'a yükselir

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
GÜZEL SÖZ ALLAH’A YÜKSELİR​

İnsanlar, hep huzur ve güven içinde bulundukları, dostluğun ve sevginin yaşandığı ortamlarda bulunmak isterler. Yaşadıkları yerlerde sevgi ve mutluluk yaşanmıyorsa da özlemini duyarlar. Ancak özledikleri bu ortamların oluşması yönünde bir gayret göstermezler. Hatta aksine huzursuzluğun ve mutsuzluğun kaynağı kendileri olurlar. Dostluğu, güler yüzü, güzel sözü hep karşılarındaki kişilerden beklerler.

Oysa tüm bu saydıklarımız; güzellikler, dostluklar, huzur ve güven özveri ister. Eğer herkes kendi çıkarlarını düşünerek konuşur ve çıkarlarına göre davranışlarda bulunursa, yalnızca kendi rahatını düşünürse, toplumda çatışma ve huzursuzluk olması kaçınılmazdır. Ancak Kuran ahlakını yaşayan ve Rabbimiz’in sınırlarını koruyan müminler bu şekilde davranışlar göstermezler. Onlar Allah’ın Kuran’daki tavsiyesi gereği bağışlayıcı ve özverilidirler. Haksızlıkla karşı karşıya kaldıklarında dahi, insanların huzurunu sağlamak için “…insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir…” (Al-i imran Suresi, 134) ayetiyle haber verildiği üzere en güzel tavrı sergilerler.

En güzel tavırla kötülüğü uzaklaştırmanın, Allah'ın beğendiği üstün bir ahlak özelliği olduğu Kuran’da “İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir...” (Fussilet Suresi, 34–35) ifadesiyle bildirilir:

Allah Kuran’da insanların birbirlerine güzel sözler söylemelerini de emreder. Bu, Kuran ahlakının gereğidir. Allah'ın bu emirleri konusunda dikkatli olan müminler, güzel sözler söyler, birbirlerini asla kötü lakaplarla çağırmazlar. Çünkü Allah “…birbirinizi 'olmadık-kötü lakaplarla' çağırmayın…” (Hucurat Suresi, 11) ayetiyle tüm inananlara bu çirkin davranışı yasaklar. Yaşanılan ortamlarda Rabbimiz’in emrettiği gibi güzel konuşmak, insanlara hem bu dünyada hem de ahirette eşsiz güzellikler kazandıracaktır. Kuran ayetlerinde güzel söz söylemenin hikmeti ve kötü söz söylemenin karşılığı şu şekilde bildirilir:

Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler. Kötü (murdar) söz ise, kötü bir ağaç gibidir. Onun kökü yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma, tutunma imkanı) kalmamıştır. Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar. (İbrahim Suresi, 24-27)

Ayetlerde de haber verildiği gibi, güzel söz söyleyen kişi sonsuz ahiret hayatında ‘eni göklerle yer kadar olan’ barınma yerinde nimetler içinde ağırlanarak karşılık bulacaktır. Ancak kötü sözü söyleyen kişi, onu azaba götürecek olan karanlık bir yola girmiş olacaktır. Bu nedenle de iman eden insanlar güzel söz söylerler ve Allah’ın rızasına ve cennetine kavuşmak için çaba sarf ederler.

Güzel ahlaka uyanlar, kötülüğe de iyilikle cevap verir, “Rabbin rızasına ermek için sabret.” (Müddessir Suresi, 7) ayeti gereğince Allah’ın hoşnutluğu için sabreder, hoşgörülü olur, öfkeden ve incitici sözlerden sakınırlar. İnanan insanların anlatımlarındaki ve davranışlarındaki kararlılık insanlara güven verir. Koşullar ne olursa olsun güler yüzlü olmak da son derece önemli bir mü’min özelliğidir:

Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır. (Bakara Suresi, 263)

Çoğu insanı güzel söz söylemekten alıkoyan şeytandır. Kuran'da şeytanın insanları güzel söz söylemekten uzaklaştırarak aralarını bozmaya çalışacağı şu şekilde bildirilmektedir:

Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır. (İsra Suresi, 53)

Güzel söz söylemek insanların kalplerini birbirine ısındırır ve aralarında dostluk ve güven oluşmasına neden olur. Kalbinde Allah aşkını taşıyan insan, etrafına da Allah aşkıyla bakar. Sözleriyle Allah'a olan yakınlığını ve sevgisini gösteren kişiye, çevresindekiler de sevgi ve saygı duyarlar. Bu durum mü’minlerin arasındaki sevgi ve bağlılığı pekiştirir. Rabbimiz mü’minlerin bu güzel davranışlarına karşılık olarak, onlara düşmanca bakanları dahi ‘sıcak bir dost’a çevirir. Kalpleri çeviren Allah, dilediği kişinin kalbini değiştirebilir.

İnanan insanın mü’min kardeşine güzel söz söylemesi gerekir. İnsanın buna ihtiyacı vardır. Aksi halde o kendine söyler, bu da nefsanidir ve kibirlenmesine neden olacaktır.

Güzel söz söylemekten çekinen kişiler ise, kalplerinde Allah sevgisini ve Allah korkusunu taşımazlar. Dünya hayatında Kuran ahlakına uyarak güzel söz söylemeleri ve Yüce Allah'ın ismini anıp yüceltmeleri için davet edilmiş, ama onlar hep isyan ederek bile bile yüz çevirmişlerdir.

Kendisinde şüphe olmayan o gün, artık isteseler de bu olanağı bulamayacaklardır. Allah'ın hoşnutluğunu kazanabilecekleri tek bir söz bile söyleyemeyeceklerdir. Nutku verip konuşturan Rabbimiz, o gün onlara bu izni vermeyecektir:

O gün, yalanlayanların vay haline. Bu, onların konuşamayacakları bir gündür. Ve onlara özür beyan etmeleri için izin verilmez. O gün, yalanlayanların vay haline. (Mürselat Suresi, 34-37)

"Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir?" (Fussilet Suresi, 33) ayetiyle haber verildiği üzere, güzel söz söyleyen kişi, Allah'ın bildirdiği ahlakı yaşamaya davet eden insandır. İman eden insanların, Rabbimiz’in her söze şahit olduğunu bilerek ve O’ndan korkup sakınarak yaptıkları konuşmalar -Allah’ın dilemesiyle- birçok insanın imana yaklaşmasına vesile olur. Müminler Allah’ın buyruğuna uyarak güzel ve hayırlı söz söyler, bu konuda ömürlerinin sonuna kadar kararlılık gösterirler. Kuran’ın ışığında bilirler ki, güzel sözleri Allah’a yükselecektir:

Kim izzeti istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir... (Fatır Suresi, 10)



Yazar: Elif Alaca​
_________________
 
Üst