Gayret:
Dikkatle ve sebatla çalışmak.
* Kıskanmak, çekememek.
* Hareketli ve temiz hislerle çalışmak.
* Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek.
Gayret-i bâtıla:
Faydasız ve boşu boşuna uğraşma.
Gayret-i câhiliye:
Körü körüne uğraşmak. Allah'ın razı olmadığı lüzumsuz şeylere kıymet vererek didinmek.
Gayret-i dîniyye:
Din için gayret etme.
Gayret-i merdâne:
Mertçesine gayret.
Gayret-keş:
Çalışkan, çabalayıcı.
* Bir tarafı tutan, taraftar.
* Kıskanç.
Gayret-mend:
f. Gayretli, çalışkan.
Gayret-şiâr:
f. Gayretli. çalışkan.
K:Yeni Lûgat
Dikkatle ve sebatla çalışmak.
* Kıskanmak, çekememek.
* Hareketli ve temiz hislerle çalışmak.
* Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek.
Gayret-i bâtıla:
Faydasız ve boşu boşuna uğraşma.
Gayret-i câhiliye:
Körü körüne uğraşmak. Allah'ın razı olmadığı lüzumsuz şeylere kıymet vererek didinmek.
Gayret-i dîniyye:
Din için gayret etme.
Gayret-i merdâne:
Mertçesine gayret.
Gayret-keş:
Çalışkan, çabalayıcı.
* Bir tarafı tutan, taraftar.
* Kıskanç.
Gayret-mend:
f. Gayretli, çalışkan.
Gayret-şiâr:
f. Gayretli. çalışkan.
K:Yeni Lûgat