Evlilik Cihattır.

Yolgezer

KF Ailesinden
Özel Üye
Eğer cihat,
Allah için zora katlanmak, Allah'ın adını yüceltmek, nefis ve şeytanla savaşmak ise evlilik pek ala cihattır. Allah'ın adının yücelmesi için meydanlarda koşuşturacak, eli kalem tutacak, dili hakkı haykıracak, mal infak edecek mü'minler evliliğin ürünü olarak dünyaya gelecektir. Evlilik, huyu suyu farklı, meşrebi farklı iki insanın Allah'tan bekledikleri karşılığında sabırla birbirlerine tahammül etmelerinin adıdır.

Nefisle ve şeytanla savaşın adı iffeti korumak değildir de nedir? İffetli kalmak, iffete destek olmak ancak evlilikle gerçekleşebileceğine göre, nefisle cihadın en mükemmel çeşidi olan evlilik, cihadın ta kendisi olur. Evlenen, cihat çeşitlerinden birini yapmış olur.

Evlilik erkek için de kadın için de cihattır. Erkek, iffetini korumak için kadına sığınır, kadını güvenli ve yegâne bir liman olarak görür. Kadın da Allah'ın mükemmel bir fabrikasına sahip olmanın onuruna ancak bir erkeğin kollarına sığınarak kavuşabilir. Evlilik, erkek için de kadın için de nefisle mücahededir. Şeytanın en yaygın çalıştığı fesat alanı olan iffette, onu koruma, ahlâkı kaim tutma himmetinin en gerekli ve tesirli gayreti evliliktir.

Evlilikle beraber ilk akla gelen şehevi düşüncelerin varlığı evliliğin cihat çeşitlerinden biri olmasına mani değildir. Evliliğin, namaz gibi kıbleye yönelerek, abdest alınarak, setri avret şartı ile eda ediliyor olmaması bir ibadet olmasına mani değildir. Bu böyle bir ibadettir. Oruç da kıbleye yönelerek, abdest alınarak eda edilmiyor ama namazdan aşağı değildir. Zekât da setri avret aranmadan, abdeste bakılmadan yapılmıyor mu? Zekâtın böyle olması, namaz gibi bir ibadet olmasına engel mi? Namazın yeri ve şartı başka, orucun başka, zekâtın başka... Evlilik de böyle.

Nikâh için gereken iki şart, namaz için gereken abdest gibidir. Nikâh için mahrem olanlar ve olmayanlar ayırımı namazın kıbleye yönelerek kılınmasına benzer. Bir ibadetteki şartların ve rükünlerin öbür ibadette bulunmaması, ibadetler arasında mesafe farkını göstermiyor. Banyosuyla, yatak odasıyla, mutfağıyla, eşlerin birbirine sarılmasıyla, tebessümüyle evlilik ibadetlerden bir ibadettir. Erkeğe ve kadına getirdiği ağırlığıyla, şeytanın ve nefsin ısrarlı baskısına dayanmayı gerektirmesiyle de bir cihattır.

Namaz ve zekâtın uru riya ise, evliliğin uru da sabırsızlık, afakîlik, şeytanın hilelerine karşı açık kapı bırakmaktır. Namaz kılan, zekât veren sevap kazanıyor da evlenen sevap kazanmıyor mu?

Çocuk doğuran kadın mücahide değil mi? Çocuk doğururken ölümle karşılaşmak bir tür şehit olmak değil midir?

Babanın, çocuklarının ve hanımının maişeti için güneşin altında terlemesi, karda kışta çalışması sadaka değil mi?

Eşlerin birbirlerine latif davranmaları, birbirlerinin ağzına lokma koyarak neşelenmeleri bile sadaka türünden değil midir? Yoksa sevabın da altın türünden veya bakır cinsinden olanı mı var?

Hayır.

Mesele insan yetiştirmekse ve bu evlenen eşlerin aile çatısı altında yaptığı bir iş ise bu bir cihattır. Ashabı kiram, insan kazanmak, bir kişiyi daha cennete kavuşturmak için diyar diyar dolaşmadılar mı? Meydanlarda şehadete koşmalarının nedeni insan kazanma arzusu değil mi idi? Evliliğin de yaptığı budur. Çocuk kazanılıyor. O çocuğa kelimeyi tevhit aşılanıyor. O çocuk Kur'an'a adanıyor. Anne baba çocuklarını Allah'ın dinine hizmete adayarak onu yetiştiriyorlar. Bu ancak evlilikle mümkündür. Cihat insanları kazanmak, secde haline getirmekse evlilik ala bir cihattır. Bu cihadın mücahitleri de kadınlar ve kocalarıdır. Komutanları da, evliliğin en açık örneklerini göstererek onu baş sünnetlerinden biri olarak bize tanıtan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir.

Evliliğin cihat olduğuna en büyük belge, küfrün onu ifsat etmek için gösterdiği çabadır. Bir yandan erkekleri evlenmeden yaşamaya özendirirken diğer yandan da kadınları evlenmenin temel ihtiyaçları dışında her şeye köle hale getirerek anlamsız bir evlilik üretmeleri, evliliğin ne denli yüksekte bir değer olduğunu idrak etmemize yeterli olmalıdır.

Eğer cihat şeytanla yapılacaksa şeytan, görevine başladığı günden beri aile ifsat etmeyi şiar edinmiştir. Onu üzmek isteyenin işi bir aileyi tesis etmek olmalıdır. O da cihattır. Eğer cihat batılın hükümranlığını kaldırmak ve Allah'ın sözünü en üstün yapmaksa batıl, aileyi ve evliliği çürütmek için uğraşıyor. Ona karşı evliliği ihya etmek, çok doğurmak, kaliteli büyütmek bir cihattır. Çünkü her korunmuş iffet, küfre karşı dik duran bir kaledir. Her zedelenmiş iffet de küfrün eline geçmek üzere olan bir burçtur kalemizde. Cihat, kalemizi korumak, burçlardaki sancağımızı düşürmemektir.

Kudüs, işgal altında iken cihat meydanıdır. İstila edilmiş toprak için cihat ilan edilir. İstila bittimi cihat da yer değiştirir. Evlilik ise, Âdem ile Havva'dan beri kızgın bir cihat meydanıdır. İstisnasız her erkeğin, her kadının kılıç kuşanması beklenen bir cihat türüdür.

İbadet ne demektir?

Mesela namazdır ibadet dense bu tarif doğru değildir. Bu yanlış anlayışı düzeltmek için onlarca yıldır uğraşmıyor muyuz? İbadet oruç tutmaktır da dense eksik buluruz. Çünkü namaz ve oruç ibadetin bütünü değildir aksine ibadetlerden bir ibadettir.

İbadet, Allah'ın razı olacağını bildirdiği şeyleri yapmak veya söylemektir. İbadetin ilkesi, 'Allah'ın rızası'dır. Allah'ın rızası olmayan hiçbir şeye ibadet kılıfı giydirilemeyeceği gibi, O'nun rızası dâhilinde olduğunu bildirdiği bir iş de basit görülemez.

Bu anlayışımız bizi, camide, evde, atölyede, durakta, balkonda, sokakta ibadet halinde olabilme mantığına götürmektedir. Bu anlayışımızdan ötürü siyaseti ibadet görebiliyoruz. Bu anlayışımızdan ötürü 'elin yetimine' bir şeyler vermeyi cennette Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme komşu olmanın müjdesi olarak görüyoruz. Bu anlayışımız bizi sokaktan bir taş parçasını kaldırmayı imanın bir parçası olarak görmeye sevk ediyor.

Sokaktan bir taş parçasını, insanlara zarar vermesin diye kaldırmak imandan bir parça oluyor da, insanları ihya edecek, Allah'ın sözünü en üstün yapacak bir çocuğun yetişmesi için şart olan aile yuvasının oluşturulması neden cihat olmuyor? Cihat, imandan da üstün bir makam değil ya!

İşin sırrını anlayan fakihler, evlenip aile ile meşgul olmayı nafile ibadetten daha üstün tutarken her halde bu işareti vermek istemişlerdir bize.

Allah'a kulluk ve ibadeti anlatmak için bize gönderilen sevgili Peygamber aleyhisselam efendimizin şu hadisi ne kadar büyük bir dairenin içine alıyor bizi, bir baksak şu dairenin çapına:

'Allah azze ve celleyi zikir hariç her şey boştur. Şunlar müstesna: Kişinin iki hedef arasında kendini güçlendirecek koşu yapması. Kişinin atının bakımını yapması... Kişinin hanımıyla oynaşması... Ve yüzme öğretmesi.' [Mu'cemulkebir, 1760. hadis]

İsteyen cami inşa etsin. İsteyen de yetimlere baksın. Bunlar, yapanlarının sevap kazandığı ama azan küfrün ifsat ettiği toplumu düzelten şeyler değildir. Mü'min, şu uyarının ne anlama geldiğini, cephenin neresi olduğunu iyi anlamalıdır:

'Size, dinini ve ahlâkını beğendiğiniz biri kız istemeye geldiğinde onu evlendirin. Böyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve yaygın bir fesat olur.' [Tirmizî, Nikâh, 3- 1084; İbni Mace, Nikâh, 46- 1967]

Nureddin YILIDZ
 
Üst