er-Reşîd

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
er-Reşîd

imaj%20%2899%29.jpg


er-Reşîd, her varlığı, var ediş gayesine uygun bir biçimde hedefine ulaştıran, hiç kimseyle istişare etmeden işlerini yürüten, delil ve irşada ihtiyacı olmayan, işlerini nizam ve hikmetle yürüten ve hiçbir işi boş ve abes olmayan, kullarını doğru yola ileten demektir.
Kehf sûresi (18), 17: “...Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.”
Rüşt, olgunluk ve kemâle ermek demektir. Rüşt bedende fizikî olarak buluğ çağı ile başlar. Buluğ çağında vücuttaki cinsiyet hormonları faaliyete geçerek, bedenin kadın ya da erkek tipini almasını sağlar, bu dönemde zihinsel fonksiyonlar da güçlenerek beynin biyokimyasını etkiler. Buluğ çağına girilmesiyle birlikte günah dediğimiz negatif yüklü mikrodalga enerjiler ve sevap diye adlandırdığımız pozitif yüklü mikrodalga enerjiler ruh yapımıza yüklenmeye başlanır. Buluğ çağı ile birlikte sorumluluklar da başlar dostlar.
Yüce Allah, kâinatı emrine âmâde ettiği insanoğlunu kendi başına hiçbir şey yapamayan aciz bir bebek olarak dünyaya getirtir. Hakk Teâlâ, masum yavrunun emrine anne ve babasını verdirerek onu şefkatle kucaklatır. Hayvanlar âleminde ise, yeni doğan yavru birkaç ay içerisinde annesinden ayrılıp hayatını devam ettirebilecek kadar hızlı gelişir, büyür.
İnsan yavrusu ise doğar, emekler, yürür, koşar ve yavaş yavaş büyür. Bu arada, bedeni kadar, aklı da, ruhu da bir gelişim çizgisinde merhaleler kat eder.
Ademoğlu buluğ çağı dediğimiz yaşa kadar etrafında olup bitenleri algılamaya, çözmeye çalışır ve çok kompleks bir yapı olan ruh dünyasında pek çok duyguyu bir arada yaşamaya devam eder. Bu çizgide ilk eğiticiler anne ve baba, sonra da öğretmenlerdir dostlar.
Yüce Allah, kulunu doğumundan itibaren yalnız bırakmaz; büyüyüp de erginlik çağına girdiği andan itibaren ona kudretini hissettirir.
Bu dönemde insan önce çevresini sarmalayan kâinattaki nizamı fark eder. Bu öyle bir nizamdır ki, sürekli yenilenmekle birlikte kanunları hiç bozulmamaktadır. Çünkü her bir tanzimin altında hikmet ve adalet bulunmaktadır. Olaylar, hâkimane bir oluşla işlemekte ve bütün faaliyetleri kapsayan muhteşem bir ilim gözlenmektedir.
“Oluş”tan “ölüş”e dek tüm kâinatta “rüşd”e yolculuk hissedilmektedir; ibre hep yukarılara doğrudur; her şey adeta gökleri işaret etmektedir.
İnsan, “atılmış bir sudan” yaratılmış insan; el-ayak, göz-kulak gibi, her biri mucizevî bir alet olan organlarla donatılmış ve ona “salih amellerde yarışarak” meleklerden üste çıkması hedef olarak gösterilmiştir.
İnsanoğlunu halk eden er-Reşîd olandır. er-Reşîd (cc) tekâmülü emreder.
Yüce Allah, hayvanları doğumlarından kısa bir süre sonrasında rüşde eriştirerek, onlara vazifelerini vahyeder; insanoğluna hizmet ettirir ve halifesinin hayvanlar âlemini temâşâ ederek ibret almasını sağlar...
Mülk sûresi (67), 19: “Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân’dan başkası tutmuyor. Doğrusu O, her şeyi görmektedir.”
Küçücük bir çekirdeği, binbir nakışlı yapraklarla süslü, nefis meyvelerle dolu bir ağaç haline getiren, ağaçların eller mesabesindeki dallarını, dua edercesine göklere uzattıran O’dur!
Âl-i İmrân sûresi (3), 191: “Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru.” derler.”
er-Reşîd’dir O, dostlarım!
O, kulunu doğruya, hidayete eriştiren, tekâmüle erdirendir...
İnsanoğlunun ömür çizgisinde gerçekten reşit kabul edildiği yaş kırk yaşıdır. Kırk yaş... Neden kırk yaş dersiniz?
Çünkü kırk yaş, aklın, bedenin, yüreğin ve ruhun pek çok şeyi algıladığı, içine sindirdiği, olgunlaştığı bir dönemdir. Kırk yaş, genç döneminin sona erip, olgunluk döneminin başladığı sınırdır.
Yüce Allah, kulunun bu zaman dilimini şöyle anlatır yüce kelâmında:
Ahkâf sûresi (46), 15: “…Nihayet insan olgunluk çağına ulaşıp, kırk yaşına geldiğinde der ki: “Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve Senin hoşnut olacağın sâlih amel işlememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de sâlih kimseler kıl. Doğrusu ben tevbe edip Sana yöneldim. Ve ben gerçekten Müslümanlardanım.”
Bu dua, “kırk yaş duası”dır dostlar! Bu dua, rüşde ulaşanların; iyiyi-kötüyü ayırt edip yolunu doğrultanların duasıdır.
er-Reşîd’dir O, dostlarım!
O, kullarının tekâmülü için en mükemmel örneği “elçisi” olarak yeryüzüne gönderendir. , O, güzeller güzeli Habibi ile kullarına “İki günü eşit olan ziyandadır” düsturunu öğretendir. (Deylemî, Firdevs, III, 611; Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, II, 233.)
O, kullarının iman grafiğini hep yukarılarda görmek için, onlara son elçisi Hazret-i Muhammed Mustafa (sav) vasıtasıyla Kur’ân-ı Kerîm’i gönderen, sırât-ı müstakîm üzere bir hayat yaşamaları için hayatlarına kurallar koyan, onları her türlü kötülüklerden koruyan, engin bir sevgi ve merhametle sarmalayandır.
Allah (cc), dilediği kulunun kalbini marifetine; azalarını itaatine; yüreğini sevgisine; şuurunu da tevekkülüne ileterek onu rüşde ulaştırır. Kulun rüşde ulaşması, davranışlarının gösterişten, riyadan arınmış bir halde, sadece Allah’ın rızasına yönelik olmasıyla anlaşılır.
Ey, Yüceler Yücesi Mevlâ’m! Bize imanda rüşd; amelde rüşd; ilimde rüşd, ahlâkta rüşt; hâsılı, kullukta rüşd nasip eyle! Âmin.
 

zamannamaz

Tecrübeli
Yatsı namazından sonra 100 defa "ya reşid " ismi şerifini okuyanın ibadetleri kabul olunur.

Hal ve hareketleri kusurlu olanlar günde 1000 defa "ya reşid" ismi şerifini okumaya devam ederlerse tedbirde hata etmez hale gelir.kendilerine çeki düzen verirler.
 
Üst