Dosta Olan İhtiyaç

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Dost, insanların yanında kendisini rahat hissettiği, sevdiği, saydığı ve beğendiği kişidir. Dostun insan hayatındaki yerinin önemli oluşu toplu hâlde yaşamanın gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. İnsan benzerleriyle olmaktan mutluluk duyar. Kişi hayatındaki başarıları, sevinçleri, hüzünleri, sırları, acıları paylaşabileceği bir dosta ihtiyaç duyar. Dostlar, anne-baba gibi insanın hayatına girmiş kimselerdir.

İnsanlar toplu hâlde yaşadıkları için birbirlerine muhtaçtırlar. Bu nedenle çevresindeki insanlarla iyi geçinmesi, mutlu olabilmek için ise iyi geçinmenin yanı sıra onlarla dostluk kurması gerekir. İnsanlar fıtratları gereği pek çok şeye muhtaçtır. Kişi tek başına ihtiyaçlarını karşılamada zorlanabilir, bu yüzden çevresinde kendisine yardımcı olacak samimi dostlara ihtiyacı vardır.

Hayat her zaman aynı çizgide sürüp gitmez. Yılın dört mevsimi gibi değişiktir. Hayat zaman zaman acı veya tatlı, renkli veya can sıkıcı günlerle geçer. Bu acı ve tatlı günleri paylaşacak dostlara ihtiyaç vardır.

Bir insanı sevmek, onunla dost olmak, gerektiğinde içini dökmek, sırlarını paylaşmak, iyi ve kötü gününde birlikte olma arzusu insanın doğasında vardır. İnsanın canı sıkıldığı, morali bozulduğu, bir sıkıntıyla karşılaştığı zaman kendisini teselli edecek, yardımcı olacak, yol gösterecek, mutlu ve başarılı işlerinde birlikte olacak, tebrik, takdir ve teşvik edecek bir dosta her zaman ihtiyacı vardır. İnsanlar yaşadıkları sevinçleri, hüzünleri, heyecanları, acıları ve bunun gibi bazı duygularını paylaşma ihtiyacı hissederler. Bu özelliğinin bir sonucu olarak dost edinme ihtiyacı duyarlar.

Dostluk, kişinin gelecekteki kişiliğinin şekillenmesi açısından da çok önemlidir. Bir çocuğun normal bir kişilik sahibi olabilmesi önce anne babasıyla daha sonra çevresiyle ve dostlarıyla olan ilişkilerine bağlıdır.

Dost olan iki kişinin birbirine karşı yapması gereken bazı davranışlar vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir: (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz., Marifetname, Sadeleştiren: Turgut Ulusoy, Baskı Tüz Ofset, İstanbul 1995, s.177)

• Malı ile dostunun ihtiyaçlarını gidermek

• Dar zamanlarında ve ihtiyacı olduğunda, o bir şey istemeden, anında yardımına koşmak. Eliyle ve diliyle arkadaşına yardımcı olmak

• Dostunun sırrını herkesten gizlemek

• Dostun ayıplarını, kusurlarını örtmek

• Dostun sözünü tam bir ilgiyle dinlemek

• Dostun sözüne müdahale etmemek

• Dostunu onun hoşlandığı ismi ile çağırmak

• Dostuna öğüt vermek gerekirse güzellikle ve yumuşaklıkla öğütte bulunmak

• Dostunun yokluğunda dedikodusu yapıldığında onu korumak

• Dostunun kusur ve eksikliğini affetmek

• Dostuna hayatta iken ve öldüğünde her zaman dua etmek,

• Dostunun acılarına, üzüntülerine katılmak ve onları hissetmek

• Dostunun bir isteği olmadan, kendiliğinden ve hissettirmeden ihtiyacını karşılamak

• Dostun ölümünden sonra da ailesi, çocukları ve sevdiği akrabalarıyla güzel ilişkileri kesmemek gerekir.


Her şeyden önce arkadaşlık bir gönül işidir. Arkadaşlığı aldatmacalara ve ikiyüzlülüğe karşı korumak gerekir. Yoksa geçici olarak bir araya gelmelerin uzun ömürlü olamayacağı açıktır. Müslüman hem seven hem de sevilen kişidir. İnsanlar kendi yaptıkları tercihlerle hayatlarını yönlendireceklerdir. Öyle ise arkadaş seçimindeki tercihi doğru yönde kullanmak gerekir.


Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Avrupa Dergi Ekim 2010 sayısında yayınlanmıştır.
Gökçe Çelik
 
Üst