Din Gönüllüsü Olabilmek

  • Konuyu başlatan Ze'Mahşer
  • Başlangıç tarihi
Z

Ze'Mahşer

Ziyaretçi
Din gönüllüsü¸ gönlünü dinine adamış¸ gönlünü dine hizmete vermiş kimsedir. Dine hizmete gönül vermiş¸ işini içtenlikle ve gönüllü olarak yapan¸ bu işe yüreğini koymuş kimsedir. Yalnızca gönlünü değil¸ varlığını dine armağan etmiş olan kimsedir o. Artık onun sahip olduğu her şey Allah içindir. Malı¸ enerjisi¸ çaba ve gayreti Allah'ın dinine hizmet ve O'nun rızasını kazanmak içindir. O¸ hayatı¸ ömrü¸ makamı¸ malı hep bunun için ister. Zira din gönüllüsü¸ "Benim namazım¸ malî ibadetlerim¸ hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir."1 diyen kimsedir. O¸ Allah için vardır¸ O'nun için yaşar ve O'nun uğruna ölümü göze alır ve O'nun yolunda ölür. Zira O'nun yolunda olmak ve bu uğurda ölmek¸ ölümsüzlüğü tatmak demektir.
Peygamberler¸ sahâbe başta olmak üzere İslâm davetçileri¸ tebliğ erleri¸ alp erenler¸ kanaat önderleri¸ öncelikleri Allah'ın rızası ve âhiret saadeti olanlar bu vasıflarıyla Allah'ın dinine hizmet etmişlerdir. Onlar bu yola baş koydular¸ dinin sahibi de asla onları sahipsiz¸ rızıksız bırakmadı. Hem de onlara bol bol verdi! Din Allah'ın/dinu'llah¸ kullar her şeyleri ile Allah'ın kulları/ibâdullahtır. O'na kul olmak¸ O'nun yolunda olmak da hep O'ndan ve O'nun lütuf ve inayetiyledir¸ yardım ve zafer de O'nundur. Nitekim bir ayette insanın fiillerini yaratanın da aslında Yüce Allah olduğu şöyle anlatılır: "Onları siz öldürmediniz¸ fakat onları Allah öldürdü; (ey Muhammed)¸ attığın zaman sen atmadın¸ fakat Allah attı. Müminleri güzel bir imtihanla sınamak için bunu yaptı. Doğrusu Allah işitendir¸ bilendir."2
Hizmete değer kazandıran¸ Allah için¸ O'nun rızasını kazanmak için yapılmasıdır. Bir söylem yahut eylem ne kadar ihlâslı olursa¸ o kadar anlamlı ve değerlidir. İhlâsın temel şartı ise¸ O'nun olmak¸ O'na adanmak¸ O'nun için söylemek ve O'nun için eylemektir. Hedefe O'nun rızasını koyup¸ sair3 beklentiler için "Olursa hakkın rahmetindendir olmazsa gizli hikmetindendir." diyebilmektir. Bugün hedefe kendi şahsî beklentilerini koyup Rızâ-i Bârî'yi de kazanalım diye yolda olanlar/yoldan olanlar/yolda kalanlar vardır.
Din gönüllüsü¸ ‘insanlar helâk oldu¸ âlimler hâriç. Âlimler de helâk oldu¸ ilmi ile âmil olanlar hâriç. Âmiller de helâk oldu¸ ihlâslılar hariç. İhlâslılar da büyük tehlikelerle karşı karşıyadır' ilkesi ile yetişendir.
O halde din gönüllüsü¸ hizmet yolunda kazanılan başarıları kendine mal etmekten kaçınmalıdır. Unutmayalım ki Yüce Allah büyüktür. O¸ büyük işleri küçük adamlara¸ basit vesilelerle yaptırma gücüne sahiptir. Yaptığımız¸ vesile olduğumuz büyük işler O'nun ve dininin büyüklüğündendir.
Bütün Peygamberlerin şu ortak düsturu¸ din gönüllüsünün sloganıdır: "Ey kavmim¸ buna karşı ben sizden bir mal istemiyorum¸ benim ücretim Allah'a aittir."4 "Ben sizden¸ buna karşı bir ücret istemiyorum. Benim ücretim¸ yalnız âlemlerin Rabbine aittir."5
Hizmeti¸ ibadet aşkı ile yapmalıdır. İbadetlerde ücret câiz değildir. Namaz kıldırma¸ Kur'ân okuma karşılığında alınan ücret¸ onların karşılığı değil¸ zamanını bu işlere hasredip başka iş yapamamaktan dolayı câiz kılınmıştır. Asıl olan ise bunları Allah için¸ karşılıksız olarak yapmaktır.
Hz. Ali¸ "Korkudan dolayı ibadet¸ kölelerin; cennet beklentisiyle ibadet tâcirlerin¸ Allah için ibadet gerçek kulların ibadetidir." diyor.
Evet¸ Allah'ın davasını Allah için sahiplenmek ve o dava uğruna katlanılanların karşılığını yalnızca O'ndan beklemek gerekir. Zira ebedî davanın ödülünü layığı ile ancak O verir. İnsanların verecekleri ise geçici¸ sonlu ve sınırlıdır. Allah'ın dinine hizmet edenleri¸ Yüce Allah en güzel şekilde rızıklandıracaktır. Nice rızık kapıları ve fırsatları açacaktır. Çünkü O'nun bu konudaki vadi açıktır: "Kim Allah'tan sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanırsa O¸ ona yeter. Allah¸ buyruğunu yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur."6 Bu konuda önemli olan¸ dünya ve içindekileri gaye hâline getirmemektir.
Din gönüllüsü¸ davasını sahiplenen¸ işini önemseyen kimsedir. Bunun için dinini en güzel şekilde öğrenen ve önce kendisi yaşayan kimsedir. Bu konuda Kitabımızda şu uyarı yer alır: "Ey inananlar niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemek¸ Allah katında en sevilmeyen bir şeydir."
Aynı şekilde o¸ hiçbir ayrıma tabi tutmadan¸ yaşına konumuna ve davranışlarına bakarak hiç kimseyi dışlamadan muhataplarını da sahiplenmesini bilmelidir. Nitekim peygamberler "Ey kavmim!" diye sözlerine başlayarak isyan ve kötülüklere batmış olan insanları bile sevgi ve şefkat ile bağırlarına basmasını bilmişlerdir. Onlar en azgın toplumlara ve en acımasız zalimlere bile bıkmadan usanmadan¸ asla yılmadan mesajlarını ulaştırmışlardır.
Din gönüllüsü¸ en güzel ve en etkili öğüt (mev'ıze-i hasene) ile görevini yerine getiren kimsedir. Onun bu konudaki örneği en güzel ve en etkili va'z eden Yüce Allah'tır¸ O'nun kutlu elçisidir. "Allah size ne güzel öğüt veriyor."8 Din gönüllüsü Kur'an'ın baştan sona en güzel va'z ve öğüt kitabı olduğunu bilir¸ Kur'ân'ı çokça okur ve ondan beslenir¸ davetinde ondan faydalanır. "Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücadele et. Kuşkusuz Rabbin¸ işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O¸ yola gelenleri de en iyi bilendir."9
Din gönüllüsü¸ yumuşak sözlüdür. Çünkü o bilir ki¸ zulüm ve azgınlıkta tavan yapmış Fir'avun'a bile yumuşak sözle hitap etmek emredilmiştir: "Firavun'a gidin¸ çünkü o azdı. Ona yumuşak söz söyleyin¸ belki öğüt alır veya korkar."
Din gönüllüsü¸ insanları ürkütmek ve kaybetmek için değil¸ sevdirmek ve kazanmak için vardır. Çünkü o inanır ki¸ onun eliyle bir kişinin doğru yola gelmesi¸ dünya ve içindekilerden çok daha hayırlıdır. Onun yolunu peygamberini tanımlayan şu ayet aydınlatır: "Allah'ın rahmeti sebebiyledir ki¸ sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba¸ katı yürekli olsaydın¸ çevrenden dağılır¸ giderlerdi. Öyleyse onların kusurlarından geç¸ onlar için mağfiret dile. İşini onlara danış¸ karar verince de Allah'a dayan; çünkü Allah kendine dayanıp güvenenleri sever."
Din gönüllüsü insanlık sevdalısıdır¸ insanlara son derece düşkündür¸ hep onların hayrını ister. Zira onun bu konudaki örneği¸ varlığını insanlığın kurtuluşuna adamış olan insanlık sevdalısı Hz. Peygamberdir: "Andolsun¸ içinizden size öyle bir Elçi geldi ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün¸ mü'minlere şefkatli¸ merhametlidir."12
Din gönüllüsü bilgiye dayanır¸ insanların aklî seviyelerine göre onlara hitap eder¸ onları ikna edebilmek için çırpınır. Bunun için tevhidin sayısız delillerini öğrenmeye ve muhatapların eğilimlerine göre onlara seslenmeye gayret eder. Yüce Allah'ın kudretine ve tevhidin gerçekliğine delalet eden Kur'ân'daki ve Kâinat Kitabındaki sayısız ayetleri iyice okur¸ doğruca yorumlar ve onları layığı ile muhataplarına ulaştırır. Bunun için o sürekli kendini yenileyen¸ imanına iman¸ ilmine ilim¸ irfânına irfân¸ ihlâsına ihlâs¸ ihsânına ihsân¸ ameline amel katan kimsedir. O güzelliklerin adamıdır ve asla hayra doymaz. Zira onu peygamberimiz şöyle tanımlamıştır: "Mü'min¸ cennete girene kadar hayır dinlemeye ve hayır işlemeye doymaz."
Din gönüllüsü planlıdır¸ azimlidir¸ sabırlıdır¸ kararlıdır ve ümitvardır. Onu günübirlik gelişmeler değil¸ Allah ve Peygamberinin ölçüleri planlar. O¸ asla dolduruşa gelmez. "O halde sen de¸ azim ve irade sahibi elçilerin sabrettikleri gibi sabret. O nankörler için acele etme."13 "Allah'tan yardım isteyin¸ sabredin; yeryüzü Allah'ındır¸ onu kullarından dilediğine verir. Sonuç¸ korunanlarındır!"14 "Gevşemeyin¸ üzülmeyin¸ eğer inanıyorsanız¸ mutlaka siz üstün geleceksiniz".15 "Siz gâlip durumda iken gevşeyip barış istemeyin. Allah sizinle beraberdir¸ O sizin amellerinizi zayi etmeyecektir."16
Başta peygamberimiz olmak üzere bütün peygamberler bu temel ilkeler doğrultusunda hareket etmişler¸ görevlerini hakkıyla yerine getirmişler ve en güzel sonuçları almışlardır. Şimdi onların yoluna baş koyanlar olarak bizler de bu ilkelere ne kadar riayet edebildiğimizin sorgulamasını yapmak zorundayız. Unutmayalım ki aynı güzel sonuçlara aynı metotlarla varılır. Yanlış metotlarla doğru hedeflere varmak mümkün değildir. Çünkü "kem âlât ile kemâlât elde edilemez." Bu sayılanlar Tevhîd tarihi boyunca tecrübe ve test edilmiş ilkelerdir. Bize düşen bunlara tutunarak doğru yolda ilerlemektir. Hem görevimizi yerine getirmek¸ hem de Rabbimiz katında geçerli gerekçelerimizin olması için¸ tattığımız hakikatleri insanlara tattırmak için durmadan dinlenmeden çalışmak şiarımız olmalıdır.
İçlerinden bir topluluk: "Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme artık ne diye öğüt veriyorsunuz?" dedi. Dediler ki: "Rabbinize mâzeret beyan edebilmek için¸ bir de belki korunurlar diye öğüt veriyoruz."17
Unutmayalım ki verdiğimiz öğüdün kime¸ ne zaman tesir edeceğini biz bilemeyiz. Allah'ın kimi ne zaman ne şekilde cezalandıracağını da biz tayin edemeyiz. Bu yüzden biz¸ insanları kategorize edip davetimizin dışına da atamayız. Bize düşen apaçık tebliğdir. Bu hem Rabbimiz katında bizi kurtulmamıza vesile olacak¸ hem de belki de ümitlerin tükendiği anda insanların hidayete gelmesine sebep olacaktır. Kim bilir güzel sonucu belki biz görürüz¸ belki de güzellikler bizden sonra zuhur eder¸ bizden sonra gelenler görür; ya da onun karşılığını âhirette Görürüz. Biz¸ bize düşeni en güzel şekilde yapmak durumundayız. Sonuçları yaratacak olan ise¸ Yüce Allah'tır.
Yaptığı her işi gönülden yapan¸ işini gönlünü ortaya koyarak yapan ve hep gönül yapanlara gönül dolusu selam olsun!


Ali AKPINAR
Dipnot

1 6/En'âm¸ 162.
2 8/Enfâl¸ 17.
3 Kur'ân¸ dünyevî kazanımlar için ve ührâ/diğer ifadesini kullanır. Bkz. 61/Saff¸ 13.
4 11/Hûd¸ 29¸ 51.
5 26/Şuar⸠109¸ 127¸ 145¸ 164¸ 180.
6 65/Talak¸ 2-3.
7 61/Saff¸ 2-3.
8 4/Nis⸠58.
9 16/Nahl¸ 125.
10 20/Tâh⸠43-44.
11 3/Âlu Imrân¸ 159.
12 9/Tevbe¸ 128.
13 46/Ahkâf ¸35.
14 7/A'râf¸ 128.
15 3/Âlu Imrân¸ 139.
16 47/Muhammed¸ 35.
17 7/A'râf¸ 164.
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
hepimiz birer din gönüllüsü olabiliriz
RABBINIZIN ayetlerini ve peygamber efendimizin sünneti seniyyelerini
anlamada ve uygulamada üzerimize düşeni yapmakla birlikte
insanlara anlatmakta görevimiz...bu bağlamda her birimiz birer din görevlisi potansiyeli taşıyoruz
inşeALLAH :33439:

Okunası bir konuydu ...kendi adıma konuyu okumaktan keyif aldım ve daha ümit vari olduğumu belirtmeliyim
emeğinize sağlık ...vesile olduğunuz için HAKK teala razı olsun inşeALLAH
:33439::33439::33439:
 
Üst