Deprem ve afetlerin Hikmetleri

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Depremlerin ve afetlerin Hikmetleri

Olaylara bir bütün değil de, parça parça baktığımız, başını sonunu görmediğimiz için yargılarımız da yanlış oluyor. Bin kareden oluşan bir film düşünelim; sadece bir karesine bakarak film hakkında bir hükme varmak ne kadar doğru olabilir.

Hazreti Yusuf (as)’ın hayat fi lmini çoğumuz biliyoruz. Bir karesinde kardeşleri tarafından ihanete uğramış ve kuyuya atılmış. Başka bir karede köle olarak satılmış. Bir diğer karede ise Zeliha’nın iftirasına uğrayarak yedi seneliğine zindana konmuş. Sadece bu karelere bakarak bir hüküm versek, yanlış yaparız. Ama sonundaki karelerde onun Mısır’a sultan olduğunu, Zeliha ile evlendiğini, kardeşlerinin kendisine muhtaç olarak gelip özür dilediğini, babasına kavuştuğunu görmekteyiz. Ancak bütün bu kareleri yan yana koyup baktığımızda, filmdeki güzellik ve fayda ortaya çıkar.

Tıpkı bunun gibi, deprem olayına da bir bütün olarak bakmak lazımdır. Dünya hayatı filmin bazı karelerinin göründüğü yerdir. Diğer kareler, özellikle sonuç karelerinin olduğu yer ise ahiret hayatıdır. Ahiretten koparılmış bir dünya hayatını anlamlandırmak çok zordur. Hastalıklar, musibetler, kazalar, zulümler, elemler, kederler vs. bütün bunları sadece dünya hayatıyla izah edemeyiz.

Zalim ile mazlum birlikte ölüp gidiyorlar. Eğer ahirette bir hesaplaşma olmayacaksa, buradaki adaletsizliği nasıl izah edeceğiz?

Demek ki, herkesin hayat fi lmi burada bitmiyor, ahiret ile tamamlanacak ve anlam kazanacaktır. Gafl et içinde geçen bir hayatın ibresi cehennemi gösterirken, yaşanan bir deprem, hastalık veya başka bir felaketle kendini toparlayıp cennete yönelen bir adamın kazancı elbette ki kaybından daha fazladır.

Not: Bu çalışma Bediüzzaman Said Nursi’nin “Sözler”adlı kitabının “On Dördüncü Söz” Risalesinde geçen deprem konusundan yararlanılarak hazırlanmıştır. (SUFFA VAKFI)
 
Üst