Cehennemliklerin çekecekleri azâb türleri

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Cehennemliklerin çekecekleri azâb türleri:

Aziz ve Celil olan Allah bizi o azâbdan korusun.

Hafız Ebubekir b. Merdeveyh, tefsirinde,.. Ya’lâ b. Münebbih’ten riva­yet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Cenab-i Allah, cehennemlikler için kara bir bulut yaratır. Bu bulut on­ların üst tarafına gelince onlara şöyle seslenir:Ey cehennemikler! Ne isti­yorsunuz, ne taleb ediyorsunuz?” Onlar da bu seslenme nedeniyle dünyanın bulutlarını ve o bulutlardan üzerlerine inen suları hatırlar ve Ya Rab! İçecek istiyoruz” derler. Bunun üzerine boyunlanndaki prangalara ek olarak fazla­dan prangalar ve zincirler, üzerlerinde alevlenecek olan ateş korları üzerleri­ne yağar!

Ebubekir b. Ebi’d-Dünyâ… Ebû Ahves’ten rivayet etti ki; İbn Mes’ud, bir adama şöyle bir soru sormuş:

Cehennemliklerin en şiddetli azâb görecek olanları kimlerdir?

Münafıklardır.

Doğru söyledin. Onların nasıl azâb göreceklerini biliyor musun?

Demirden tabutlara konulurlar. Tabutların kapakları üzerlerine kapa­nır. Sonra satranç karesinden daha küçük ve Cübbü’l-Hazen denen tandırla­ra -ki bunlar cehennemin en dibindeki vadidedir- atılırlar. Ve bu tandırlar, iç­lerine atılan kimselerin üzerine sonsuza dek kapalı kalırlar.

İbn Ebi’d-Dünyâ… Ebû Seleme es-Sakafî’den rivayet etti ki; Vehb b. Münebbih şöyle demiştir: “Doğrusu Cehennem ehli-ki onlar cehennemlikler ve ateşte olanlardır- kendilerine gelemez, uyuyamaz ve (azâbdan kurtulmak için de) ölmezler. Ateş üzerinde yürür, ateş üzerinde oturur, cehennemlikle­rin irinlerini içer, onların taamından yerler. Yorganları ateştendir, döşekleri ateştendir, gömlekleri ateşten ve katrandandır. Yüzlerini ateş kapar. Bütün cehennemlikler, ucu zebanilerin elinde olan zincirlere vurulmuş olup ileriye ve geriye doğru çekilirer. İrinleri cehennemdeki bir çukura akar. Onların içe­cekleri işte budur.”

Böyle dedikten sonra Vehb ağladı; sonra da bayılıp yere düştü. Orada bulunan Bekir b. Huneys de kendini tutamayıp ağladı; nihayet kalktı ve ko­nuşamaz oldu. Orada bulunan Muhammed b. Cafer de hıçkıra hıçkıra ağladı.

Yukarıda naklettiğimiz sözlerin sahibi Vehb b. Münebbih el-Yemanî; öncekilerin kitaplarına bakar; Ehl-i kitabın muteber olan olmayan kaynakla­rından nakiller yapardı. Ancak onun bu sözlerini Kur’ân-ı Azim’de ve hadis­lerde doğrulayıcı deliller vardır. Zira Yüce Allah buyurmuş ki: “Doğrusu suç­lular, temelli kalacakları cehennemin azabı içindedirler. Azaba hiç ara veril­mez. Onlar orada tamamen umutsuzdurlar. Biz onlara zulmetmedik. Ama on­lar zâlim kimselerdi. Cehennemde şöyle seslenirler:Ey nöbetçi! Rabbin hiç değilse canımızı alsın.” Nöbetçi: “Siz böyle kalacaksınız” der.” (Zuhruf, 43/74-77)

Bu kâfirler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından menedemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı keşke bilseler. Belki aniden gelecek de onları şaşırtacaktır. Artık onu geri çeviremezer; kendileri de ertelenmez.” (En­biyâ, 21/39-40)

İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedimez ki öl­sünler; kendilerinden cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkarcıyı böy­lece cezalandırırız. Orada; “Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, ya­rarlı iş işleyelim” diye bağırışırlar. O zaman onlara şöyle deriz:Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız. Zâlimlerin yardımcısı olmaz.” (Fâtr, 35/36-37)

Ateşte olanlar, cehennemin bekçilerine: Rabbinize yalvarın da hiç de­ğilse bir gün azabımızı hafifletsin” derler. Bekçiler: “Size, belgelerle pey­gamberleriniz gelmemişmiydi?” derler. Onlar da; “Evet gelmişti” derler. Bekçiler: “O halde kendiniz yalvarın” derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.” (Mü’min, 40/49-50)

Bedbaht olan ondan kaçınacaktır. O, en büyük ateşe yaşlanacaktır. O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.” (A’Iâ, 87/11-13)

Önce geçen sahih bir hadiste şöyle denilmişti: “Doğrusu cehennem eh­li, cehennemliklerin kendileridir. Onlara orada ne ölürler, ne de dirilirler.”

Ölümün kendisinin de cennetle cehennem arasındaki bir yerde boğazla­nacağının anlatıldığı hadiste ifade edildiğine göre ölüm boğazlandıktan son­ra şöyle denilecektir: “Ey cennetlikler! Size ölümsüzlük ve ebediyet vardır. Ey cehennemlikler! Size de ölümsüzlük ve ebediyet vardır.Bir saat hatta bir an bile ara verilmeyen mütemadi azâb içindeki bir adam nasıl uyuyabilir?!..Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini artırırız.”(isrâ, 17/97)

Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler.Yakıcı azabı tadın” deriz.” (Hacc, 22/22)

İmam Ahmed b. HanbeL. Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; cehennem­likler hakkında Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Onlardan birinin başına kaynar su dökülür. Bu su, kafatasından içeri gi­rip karnına ulaşır. Karnındaki (organ)ları yok eder, sonra da ayaklarından çı­kar!

Tirmizî ile Taberanî… Ebû Derdâ’dan rivayet ettiler ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Cehennemliklere bir açlık bırakılır da bu açlık, çekmekte oldukları aza­ba denk olur. Meded dileyerek yemek isterler. Kendilerine, boğazı tıkayan bir yemek verilir. (Boğazları tıkanınca) dünyadayken bu gibi durumlarda içe­cekler sayesinde kurtuduklarını hatırlarlar. Meded dileyerek içecek isterler; kendilerine ateşten kupalar içinde kaynar su verilir. Bu su onlara yaklaştırıl­dığında, yüzlerinin derisi soyulur. İçince, içleri parçalanır. Meded dilerler. Kendilerine denilir ki:

— “Size, belgelerle peygamberleriniz gelmemiş miydi?” (Mü’min, 40/50)

Evet, gelmişti.

O halde yalvarın. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.

Bize Mâlik’i (cehennem nöbetçisini) çağırın (Mâlik gelince ona şöy­le seslenirler):

~ Ey Mâlik! Rabbin hiç değilse canımızı alsın.

Siz böyle kalacaksınız.” (Zuhruf, 43/77)

Cehennemlikler şöyle derler: “Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti. Sapık bir millet olmuştuk.” (Müminûn, 23/306)

Onlara şöyle denilir: “Sinin orada. Benimle konuşmayın.

Kaynak : Ölüm ve Ötesi – İbni Kesir
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
Cehennemlikler şöyle derler: “Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti. Sapık bir millet olmuştuk.” (Müminûn, 23/306)

Onlara şöyle denilir: “Sinin orada. Benimle konuşmayın.“

emeğine sağlık ALLAH RAZI OLSUN
 
Üst