''Beli'ul Ard'' yani ''toprağın yuttuğu'' sahabi...

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
''Beli'ul Ard'' yani ''toprağın yuttuğu'' sahabi...





Hain göçebeler ''Müslüman olmak istiyoruz'' diyerek, müslümanları aldatmış, içlerinden yedi tanesini Medine'den yanlarında götürüp çölün derinliklerine dalmışlarıdır.. Medine'den yeteri kadar uzaklaşıldığına emin olduktan sonra maskeler iner, döğüş başlar..Müslümanlardan beşi şehid edilir. İkisi, yaralı olarak daha sonra ve işkenceyle şehid edilmek üzere göçebeler tarafından Mekkelilere satılr.Desinne oğlu Zeyd (ra) ile Adiy oğlu Hubeyb (ra)...

Sahabe arasında dünyadan uzak duruşu ve ibadete yakınlığıyla ün yapmış olan Adiy oğlu Hubeyb, Bedirde Mekke'nin ''Efendilerinden!'' Amir oğlu Haris'i öldürmüştür. Zeyd ise yine Bedir'de bir diğer ''Efendi!'' ümeymeyi öldürmüştür. Yani suçları ağırdır, cezalarıda ona göre olacaktır. Hubeyb'i Haris in oğulları satın alırlar, Zeyd ise Ümeyye'nin...

İşkenceye bıkılıpta öldürmeye sıra geldiğinde iki kurbanda ayrı ayrı Mekke dışına, araziye çıkartılır, birer direğe bağlanırlar.İkisine de ayrı ayrı ama aynı soru sorulur:

-''Şu an senin yerinde Muhammed(sav)... ve sen güven içinde çoluk-çocuğunun yanında..istermiydin böyle bir şeyi..?'' Soruyu sordurtan şey merakmıdır yoksa acizle alay etmek zulmü mü bilinmez ama evet cevabı belki de hayat kurtaracaktır..Ne var ki cevap, putperestleri sevinderecek şekilde olmaz.


-''Allah'a (cc) yemin olsun ki benim evimde rahat içinde olmama karşılık O'nun topuğuna bir dikenin batmasını bile kabul etmem''

soranlar sorduklarına pişman olurlar.Sonra Zeyd, bir kölenin eliyle şehadete yürür.

Sıra Hubeyb'tedir. İşkence direğine bağlanmadan önce son olarak iki rekat namaz kılar. İdamlıkların iki rekat namaz kılma sünneti de o gün onun tarafından başlatılır.Sonra onu da direğe bağlarlar, dilinde bir şiir..

-''Müslüman olarak öldükten sonra,
Baş koyunca bütünüyle Allah yoluna
Aldırmıyorum, hangi günde, hangi yanda,
Nasıl düşerse düşsün beden toprağa.''


İşkence başlar..O, kendisine bunu yapanlara beddua eder..
-''Allah'ım! Bana bunu yapanları birer birer helak et. Hiç birini bırakma.''
Putperestler kendilerini yere atar..Zannederler ki, yere yatınca beddua üzerlerinden geçip gidecektir.
Ona da sorarlar:

-''Sen evinde rahat içinde..Muhammed (sav) senin yerine burada, işkencede..İstermiydin?''


-''Muhammed'e bir diken batacağına, ailem, çocuklarım onlarda burada benim yanımda olsunlar, işte onu isterdim.''

Putperestler dona kalır.Ebu Süfyan, acz içinde.
-''Allah'a yemin olsun ki'' der, ''hiç kimse hiç kimseyi arkadaşlarının Muhammed'i sevdiği kadar sevemez.''

İşkence şiddetlenir.
Son dakikalarında olduğunu düşünen Hbeyb, başını gücü yettiği kadar Medine yönüne çevirir.İnleyerek..
.

-''Allah'ım'' der, ''etrafımda insana benzer hiç bir yüz göremiyorum ki onunla Sevgili'ne ve Sevgilimiz'e son kez bir selam göndereyim.. Allah'ım şu halime bak ve benim selamımı O'na sen ilet!''

Tarihler anlatır..Tam o dakikada, Medine'de mescidde arkadaşlarının arasında oturmakta olan Efemdimiz(sav) dizleri üzerinde doğrulur, Mekke yönüne döner ve..

-''Sana da selam olsun ey Hubeyb'' der, sonra arkadaşlarının soran bakışlarına cevap verir:

-''Hubeyb, Mekke'de şehid ediliyor.''
Başlar hep öne düşer..
Mekke'de işkence sona yaklaşmaktadır, Hubeyb'e ok, mızrak yağdıran yetişkin canavarlar yetmezmiş gibi, babaları üç sene önce Bedir'de müslümanlar tarafından öldürülmüş kırk kadar çocuk getirirlir..

-''İşte babalarınızın katili'' denir, hedef gösterilir. Çocuklarda ellerindeki mızrakları Hubeyb'e saplamaya başlarlar. En sonun da Hubeyb (ra):

-''Ey Muhammed! Ey Muhammed!'' haykırışlarıyla Allah (cc) yürür. İlk saatlerde şehidin başı üzerinde bir grup akbaba toplanır, bir süre dönerek uçarlar. Ve en sonunda hiç biri cesede yaklaşmayı bile denemeden uçup giderler. Olayı seyreden, insan görünümlüler, hayretler içinde kalır..

Efendimiz(sav) Medine'den Hubeyb'in vücudunu getirmeleri için iki fedai gönderir. Şehid vücudu hala işkence direğinde, müslüman olmayı düşünenlere bir gözdağı olarak bağlı durmaktadır. Fakat hiç bozulmamış, hiç kokmamıştır.

Avvam oğlu Zübeyr (ra) ile Esved oğlu Mikdad (ra), etrafındaki nöbetçilerin sarhoş olup, sızıp kaldıkları bir gece, sessizce, şehid vücudunu yanlarındaki ata yüklerler.. Süvariler peşlerine düşer.. yakalanacaklarını anlayan müslümanlar aldıkları mübarek emaneti yavaşça atın üzerinden yere kaydırırlar..

O anda bir mucize daha yaşanır..Toprak açılıp, Hubeyb'in vücudunu yutar ve tekrar kapanır.Fedailer Medine yönünde uzaklaşırken, takip eden putperestler ise elleri boş Mekke'ye dönerler.

Ve o günden sonra Hubeyb'in ismine bir sıfat eklenir ''Beli'ul Ard'' yani ''toprağın yuttuğu''.
Hubeyb'in mezarı yoktur...



Alinti
--
 
Üst