Bedevînin Köpeği

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Bedevînin Köpeği

Bedevînin biri, yağmur gibi göz yaşı dökerek bir yandan ağlıyor, diğer yandan da ”vay başıma gelenler” diyerek dövünüyordu. Oradan geçmekte olan bir dilenci sordu:

Neden ağlıyorsun? Feryadının sebebi nedir?” Bedevî,

İyi huylu ve değerli köpeğim hastalandı, can çekişiyor.

Onsuz ne yapacağımı bilemiyorum. Gündüzleri avcılık, geceleri bekçilik ederdi. Keskin gözleri ile avını yakalar, keskin dişleriyle hırsızı kovalardı” dedi. Dilenci,

Hastalığı nedir? Tedavisi yok mu?” deyince, bedevî cevap verdi:

Zavallı açlıktan iyice zayıfladı, hastalandı.”

Dilenci,

Bu hastalığa sabır gerekir. Allah sabredenlere karşılığını verir” dedi. Bedevînin elindeki torba, dilencinin dikkatini çekti.

Elindeki torbada ne var?” diye sordu. Bedevî,

Dün akşamdan kalan ekmeğim ve azığım var. Açlıktan hastalanmamak için bugün de onu yiyeceğim” diyerek cevapladı sorusunu.

Dilenci,

Köpeği niçin aç bırakıyorsun da bir parça ekmek vermiyorsun?” diye sorunca, bedevî,

Ekmek parayla alınır, ama göz yaşı bedavadır” deyince dilenci sinirlendi.

Ey akılsız adam! Toprak altında kalasın. Göz yaşı hiç değersiz olur mu?” diyerek bedevîden uzaklaştı.

***

Göz yaşının aslı kandır. Üzüntüyle su olur. Topraktan yaratılmış ekmek için, hiç yere kan dökülür mü? Fakat bedevînin kendisi değersiz olduğu gibi, göz yaşı da değersizdir.

Göz yaşının değeri; varlığını Allah’a adamış, gerçek kullar ağladığında ortaya çıkar. Çünkü, onlar ağladığında gökyüzü de ağlar. Feryat ettiğinde, gökyüzü de feryat eder.

Kaynak: Mesnevide geçen hikayeler
 
Üst