Anne Babaya İyilik Yapmak

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
“Biz insana anne-babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik.” (Ankebût, 29:8)

2. Allah katında amellerin en hayırlısı namazı vaktin evvelinde kılmaktır. Sonra anne-babaya iyilik yapmak, sonra Allah yolunda cihat etmektir.

3. Rabbın rızası anne-babanın rızasında, gadabı da anne-babanın gadabındadır.

4. Kime iyilik edeyim?” diye sorana peygamberimiz (sav) “Annene” buyurdular. “Sonra, yine annene, sonra yine annene, sonra babana, sonra en yakınına, daha sonra ondan sonra gelen yakınına iyilik et” buyurdular.

5. Müslüman bir anne-babaya sahip olan bir Müslümanın Allah rızası için anne-babasına hizmet etse Allah ona muhakkak cennet kapısını açar. Şayet anne-babasını kızdırırsa onları razı etmeden Allah’ı razı edemez. İbn-i Abbas’a (ra) soruldu: “Anne-baba çocuğa zulmetmiş olsalar da mı?” İbn-i Abbas (ra) “Dünya meselelerine ait zulmetmiş de olsalar rızalarını almadıkça Allah ondan razı olmaz” dedi.

6. “Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışında bütün günahalrı bağışlar.” (Nisa, 4:116) Büyük günahlar dokuzdur: Şirk koşmak, adam öldürmek, harpten kaçmak, iffetli kadına iftira etmek, faiz yemek, yetim malı yemek, Mescid-i haramda günah işlemek, insanları alaya almak, anne-babayı ağlatmak. Kişi büyük günahlardan sakınıp anne-babasına tatlı söz söyler ve onlara yemek yedirirse muhakkak cennete girer.

7. Yüce Allah buyurdu: “Anne-babaya merhamet ederek tevazu ile yaklaş.” (İsra, 17:24) Yani, anne-babanın sevdiği meşru bir şeyi yerine getirmekten çekinme…

8. Bir çocuk yapmış olduğu herhangi bir iyilikle anne-babanın hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olarak bulur da hürriyetine kavuşturursa hakkını ancak ödemiş olur.

9. Abdullah b. Ömer (ra) Kâbe’de annesini sırtında taşıyarak tavaf ettiren birine rastladı. Adam Hz. Abdullah’a “Acaba bu yaptığım anne hakkını ödememe yeterli midir?” diye sordu. Hz. Abdullah “Hayır! Sen onu sırtında taşımakla onun seni doğururken çektiği bir âh’ının dahi hakkını ödemiş olmazsın” dedi. Tavaftan sonra Hz. Abdullah (ra) şöyle dedi: “Her tavaf sonunda kılınan iki rekât namaz kendisinden önceki günahlara kefarettir” dedi.

10. Anne-babasını ağlar vaziyette bırakıp hicret etmek için peygamberden izin isteyen birisine peygamberimiz (sav) “Ana-babana dön, onları nasıl ağlattınsa öyle güldür ve sevindir” buyurarak hicret etmesine müsaade etmedi.

11. Hz. Ebu Hureyre (ra) yaşlı annesini ziyaret edip duasını almadan evinden çıkıp işine gitmezdi. Her gün odasına gider “Rahimekallahu kemâ rabbeyânî sağîrâ” diye dua eder, duasını alır öyle işine giderdi.

12. Peygamberimiz (sav) “Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak ve anne-babaya isyan etmektir. Dikkat edin! Yalan söylemek de en büyük günahtır” buyurdular.

13. Peygamberimiz (sav) gereksiz çok soru sormayı, malı zayi etmeyi ve dedikoduyu yasakladı.

14. Allah’tan başkası adına kurban kesene, arazinin sınır taşlarını söküp tarlaya katana, ana-babasına lanet edene ve fesatçıyı himaye edene Allah lanet etsin.

15. Peygamberimiz (sav) şu sekiz şeyi emretti:
a. Parça parça edilsen, ateşe atılsan da Allah’a şirk koşma!
b. Kasıtlı olarak sakın bir vakit namazı terk etme!
c. Asla şarap içme, o her türlü kötülüğün anasıdır.
d. Anne-babana itaat et! Evden seni çıkarsa da onların rızası için çık!
e. Kendini haklı bilsen bile idarecilerle çekişme!
f. Arkadaşın kaçsa da ölecek de olsan sakın savaştan kaçma!
g. Zenginliğinden ailene harca ve onları faydalandır.
h. Ailene kırbacını kaldırma onları Allah için korkut.

16. Savaşa gitmek için peygamberimize (sav) gelen bir sahabeye peygamberimiz (sav) “yaşlı anne-baban var mı?” diye sordu. “Evet!” deyince “Git onlar için çalış, onlara iyilik ve ihsanda bulun” buyurdular.

17. Peygamberimiz (sav) “Yaşlı anne-babası hayatta olduğu halde anne-babasının rızasını kazanıp cennete girmeyene yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!” buyurdular.

18. Allah anne-babasına iyilik edenin ömrü uzatsın ve cenneti kendisine müjdelesin!

19. Yüce Allah buyurdu: “Şayet anne-baban bilmediğin bir şeyi bana şirk koşman için seni zorlarsa onlara itaat etme! Ancak onlara dünyada maruf olan emirlerine itaat etmekten de geri durma ve onlara iyilik yapmaya, sahip çıkmaya devam et!” (Lokman, 31:15)

20. Mekke fethinde Hz. Sa’d b. Ebi Vakkas (ra) ağır bir şekilde hastalanmıştı. Peygamberimiz (sav) ziyaretine gitti. O da “Ya Resulallah! Belki de ben bu hastalıktan kurtulamayacağım, benim bir tane kızım var ve malım da çoktur. Malımın yarısını vasiyet edeyim mi?” dedi. Peygamberimiz (sav) “Yarısı çoktur” buyurdu. “Üçte birisi” dedi. Peygamberimiz (sav) “Üçte biri de çoktur. Sizin varislerinizi zengin bırakmanız başkasına muhtaç olacak şekilde bırakmanızdan hayırlıdır” buyurdular.

21. Müslüman olmayan anne-babaya iyilik ve ihsanda bulunmak da anne-baba haklarındandır. Müşrik olan anne-babaya iyilik yapma hususunda yüce Allah şöyle buyurdu: “Allah din hususunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış kimselere sadakat göstermenizi ve onlara iyilik yapmanızı yasaklamaz. Allah iyilik yapan adalet sahiplerini sever” (Mümtahine, 60:8) buyurdu.

22. Peygamberimize (sav) ipek işlemeli bir elbise hediye edildi. Hz. Ömer (ra) “Ya Resulallah! Bu elbiseyi Cuma günü ve sana heyetlerin geldiği zaman giyersin” dedi. Peygamberimiz (sav) de “Bunu ancak ahirette nasibi olmayan kimse giyer” buyurdular. Daha sonra peygamberimiz (sav) onu Hz. Ömer’e gönderdi. Hz. Ömer (ra) elbiseyi alıp peygamberimize (sav) geldi. “Ya Resulallah! Bu elbise ile ilgili hükmü siz vermiştiniz; ama onu bana göndermişsiniz. Sizin giymediğinizi ben nasıl giyerim?” dedi. Peygamberimiz (sav) “Yâ Ömer! Ben onu sana giymen için göndermedim, sen onu ya satarsın parasını infak edersin veya Müslüman olmayan birisine giydirirsin” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) o elbiseyi henüz Müslüman olmayan sütkardeşine gönderdi.

23. Peygamberimiz (sav) “Bir insanın ana-babasına sövmesi büyük günahlardandır” buyurdular. Bunu dinleyenler “Bir insan nasıl ana-babasına söver?” dediler. Peygamberimiz (sav) “Bir adam bir başkasına kötü söz söyler, o da tutar onun ana-babasına söver. Bu kişinin ana-babasına sövmesidir” buyurdular.

24. Adil ve Müslüman bir idareciye karşı çıkmak, akraba ile ilişkiyi kesmek dünyada peşin cezası verilen büyük günahlardandır. Bu ahiretteki azabı da kaldırmaz.

25. Üç kişinin duası reddedilmez: Zulme uğrayanın duası, misafirin ev sahibi hakkında duası ve anne-babanın çocuklarına duası.

26. Beşikte iki çocuk konuşmuştur. Biri Hz. İsa (as) diğeri de annesinin bedduası üzerine bir fahişenin iftirasına uğrayan Cüreyc adındaki rahibin “Senin baban kimdir?” diye sorduğu kucaktaki çocuk. Çocuk “Babam sığır çobanıdır” demiştir.

27. Bir sahabe peygamberimize (sav) gelerek “Benim ölen anne-babama yapacağım bir iyilik var mı?” diye sordu. Peygamberimiz (sav) “Evet, vardır. Onlara dua etmek ve istiğfarda bulunmak, vasiyetlerini yerine getirmek, onların sadık arkadaşlarına ikram etmek, onların nesebinden gelen akrabalarını ziyaret etmek ve hukukunu gözetmektir” buyurdular.

28. Ölmüş olan anne-babanın derecesi onun duası ve ibadeti ile yükseltilir. Ölü “Rabbim bu nedendir?” diye sorar. Ona “Bu senin çocuğunun senin için yaptığı dua ve istiğfardan dolayıdır” denir.

29. Kul vefat edince amellerinin sevabı kesilir. Ancak üç kişinin amel defteri açık kalır ve sevapları yazılmaya devam eder. Birincisi, sadaka-i cariyedir. İkincisi, faydalanılan şerefli bir ilimdir. Üçüncüsü, kendisine dua eden salih bir çocuğun bulunmasıdır.

30. Bir sahabe geldi “Ya Resulallah! Benim annem vefat etti. Bana bir vasiyette de bulunmadı. Onun için sadaka versem ona fayda verir mi?” dedi. Peygamberimiz (sav) “Evet!” buyurdular.

31. Babanın dostunu gözet, ona ikram ve saygı göster. Bu babaya saygı ve hürmettendir. Onunla ilgiyi kesme. Yoksa Allah senin iman nurunu söndürür. İyiliklerin en iyisi baba dostuna iyilik ve ikramda bulunmaktır.

32. Peygamberimiz (sav) buyurdu: “Sevgi veraset yoluyla kazanılır.” Yani nasıl ki mal veraset yoluyla geçiyorsa sevgi de veraset yoluyla babadan oğula geçer. Babasına gerekli saygı ve sevgiyi gösteren evladından da aynı karşılığı görür.

33. Ebu Hureyre (ra) iki kişiyi gördü. Küçüğüne “Bu senin neyindir?” diye sordu. O da “Babamdır!” diye cevap verdi. Ebu Hureyre (ra) “O halde onu ismi ile çağırma, önünden yürüme ve ondan önce de oturma!” dedi. Ancak künyesi ile çaırmakta beis yoktur.

34. “Kime iyilik yapayım?” diye soran birine peygamberimiz (sav) “Annene, sonra babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve bir de bunları takip eden akrabalarına!” buyurdular.

Kaynak: Buhari, El-Edebü'l-Müfred
 
Üst