Allah-u Zülcelal'in Sifatlari

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Allah-u Zülcelal'in Selbî sıfatları altı tanedir.

1-Vücûd: Var olmak demektir. Varlığı kendisindendir. Her şeyin varlığı O'nun sayesindedir. O, olmasaydı hiçbir şey olmazdı. Gerek bizim, gerekse her hangi bir şeyin varlığı, Allah'ın varlığına bir şahiddir.

2-Kıdem: Ezeli, yani başlangıcı olmamasıdır. Evveli olmayana kadim, sonradan olana hadis denir. Allah, kıdem sıfatı ile muttasıftır. Sonradan var olmamıştır. Allah-u Zülcelal'in varlığının başlangıcı olmadığı gibi, bütün varlıkların başlangıcının da ona bağlı olması demektir. Geçmişe doğru ne kadar gidilirse gidilsin, Allah-u Zülcelal'in var olmadığı bir an düşünülemez.

3-Beka: Ebedi, yani, sonu olmamasıdır. Sonu olana fani, sonu olmayana baki denir. Allah, beka sıfatıyla muttasıftır. Çünkü ebedidir. Varlığının asla sonu yoktur. Beka'nın zıddı olan yok olma, Allah-u Zülcelal için imkansızdır.

4-Muhalefetün Lil-havadis: Yarattığı hiçbir şeye benzemez. Hayalle tasavvur edilemez. Hatırlara ne gelirse gelsin, Allah-u Zül-celal ondan başkadır.

5-Kıyam bi zatihi: Varlığı kendisindendir. Başkasına muhtaç değildir. Allah-u Zülcelal'in ezeli ve ebedi olan varlığı, kendi zatı ile kaimdir. Asla başkasından değildir. O'ndan başka yaratıcı bir zatta mevcut bulunamaz.

6-Vahdaniyyet: Allah-u Zülcelal'in zat ve sıfatlarında tek (bir) olmasıdır. Bu sıfatta Allah-u Zülcelal'e mahsustur. Ortaktan ve benzerden münezzehtir.

Allah-u Zülcelal'in Subûti sıfatları sekiz tanedir;

1-Hayat: Allah-u Zülcelal'in diri olmasıdır. Allah-u Zülcelal'in bütün sıfatları ezelde vardır. Yaratıkların sıfatları böyle değildir. Allah-u Zülcelal'in hayatı vardır, fakat bizim hayatımız gibi değildir. Hayat sıfatının zıddı olan ölmek, Allah-u Zülcelal hakkında mümkün değildir.

2-İlim: Olmuş ve olacak bütün her şeyi bilmesidir. Allah-u Zülcelal'in ilim sıfatıyla eşyayı bilmesi gerçektir. Allah bilir, fakat bizim bildiğimiz gibi değildir. Allah-u Zülcelal'in ilim sıfatı ezelidir, sonradan var olmamıştır. Allah-u Zülcelal'in zatıyla beraber vardır. Bu alemi ve varlıkları en güzel şekilde yaratmak, varlıklarını devam ettirecek tedbiri almak ve hiçbir karışıklığa meydan vermeden devam ettirebilmek, ancak ilim sahibi bir yaratıcıyı gösterir. Kulların mükafatlandırılması veya cezalandırılması yine büyük bir ilim gerektirir. Allah-u Zülcelal hakkında cehalet, gaflet ve unutkanlık düşünülemez.

3-İrade: Vuku bulacak her şeyi kendi dilediği şekilde ve zamanda yaratmasıdır. Eşya ve fiillerin hepsi Allah-u Zülcelal'in dileme, hüküm ve iradesiyledir. Allah-u Zülcelal kainattaki ve kainat içindeki şeyleri ezeli iradesiyle istediği gibi yaratmıştır. Allah-u Zülcelal'in dilediği olur, dilemediği olmaz. Allah-u Zülcelal'in dilemediği bir şeyi zorla yaptırabilecek hiçbir kuvvet yoktur. Kainatta cereyan eden hadiselerin bütünü Allah-u Zülcelal'in iradesiyle gerçekleşir. O'nun iradesi olmadan hiçbir şey meydana gelemez. Ve O, ne isterse yapar.

4-Kudret: Allah-u Zülcelal'in bütün mümkünatta (var olan) tesir ve tasarrufa kadir olmasıdır. Kudret sıfatı ile Allah-u Zülcelal'in her şeye gücü yeter. Allah-u Zülcelal'in gücü vardır, fakat bizim gücümüz gibi değildir. Allah-u Zülcelal'in kudreti zatidir, yani kendindendir. O'nun kudreti hiçbir şeyle ölçülmez. O'nun kudreti karşısında; büyük küçük, yakın uzak, az çok farketmez. Allah-u Zülcelal, gözümüzün önünde meydana gelen milyarlarca işi, biri diğerine mani olmadan yapar. Bu durumda kudreti işlere göre parçalanmaz, dağılmaz. O, sadece "Ol" diye emreder. İstediği her ne ise, onun olmasını istediği zaman geldiğinde oluverir.

5-Semi': Allah-u Zülcelal'in her şeyi işitmesidir. Allah-u Zül-celal her şeyi işitir, fakat bizim kulaklar vasıtasıyla işitmemiz gibi değildir. Allah-u Zülcelal'in işitmesinde uzaklık, yakınlık, gizlilik ve açıklık farketmez. Kulak ve sesi nakleden hava gibi vasıtalara da ihtiyacı yoktur. O, en gizli yakarışları, dilden dökülen fısıltıları dahi işitir. Allah-u Zülcelal'in bir şeyi işitmesi başka bir şeyi işitmesine mani değildir.

6-Basar: Allah-u Zülcelal'in her şeyi görmesidir. Allah-u Zül-celal her şeyi görür, fakat bizim gözlerimiz vasıtasıyla görmemiz gibi değildir. Allah-u Zülcelal'in görmesinde uzaklık, yakınlık, gizlilik, açıklık farketmez. O'nun göz ve ışık gibi vasıtalara da ihtiyacı yoktur. O, en gizliyi, gizlinin gizlisini dahi görür. Allah-u Zülcelal'in bir şeyi görmesi başka bir şeyi görmesine de mani değildir.

7- Kelâm: Allah-u Zülcelal'in sese ve harfe muhtaç olmaksızın konuşmasıdır. Allah-u Zülcelal Zatî ve Kudsî olan kelamı ile konuşur. Fakat bizim konuşmamız gibi değildir. Bizler aletler, uzuvlar ve harfler yardımıyla konuşuruz. Allah-u Zülcelal ise aletsiz ve harfsiz konuşur. Harfler yaratılmıştır, fakat Allah-u Zülcelal'in kelamı yaratılmış değildir.

8-Tekvîn; Allah-u Zülcelal'in istediğini, dilediği şekilde yaratmasıdır. Allah-u Zülcelal yaptıklarını fiil sıfatı ile yapar. Bu sıfatların hepsi tekvin sıfatının manası içine girmektedir.
 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Bazı İslâmî kaynaklarda ilâhî isimlerden de sıfat diye söz edildiği görülür. Meselâ, Kerim Allah'ın bir ismidir. Aynı zamanda Allah'ı kerem sahibi olarak vasıflandırması cihetiyle de sıfat vazifesi görür.

Kerim Allah dediğimiz zaman Kerim ismini sıfat makamında kullanmış oluruz.

Yine bu kaynaklarda Cenâbı Hakk'ın sıfatları üç grupta mütalâa edilir:

1- Zâtî sıfatlar (Bunlar sübutî ve selbî olarak iki kısma ayrılırlar)

2- Fiilî sıfatlar.

3- Manevî sıfatlar.


Allah'ın bütün güzel isimleri bu sıfatlardan birine dayanır. Meselâ, Âlim ismi sıfat-ı sübutiyeden "ilim" sıfatına, Kadîr ismi "kudret" sıfatına, Mütekellim ismi kelâm sıfatına dayanır. Keza, Evvel ismi, zatî sıfatlardan kıdem sıfatına, Âhir ismi, bekâ sıfatına dayanır.

İlâhî isimlerden çoğu fiilî sıfatlara dayanmaktadır. Hâlik ismi, yaratma fiiline; Muhyi ismi ihya (hayatlandırma) fiiline; Musavvir ismi "tasvir", yâni sûret verme fiiline; Mümit (ölümü verici) ismi, imate (ölümü verme) fiiline dayanır.

Bazı isimler de manevî sıfatlara istinat ederler. Hakîm ismi Cenâbı Hakk'ın hikmet sahibi olması sıfatına; Kebir ismi, kibriya sahibi olma vasfına; Cemil ismi, cemal sahibi olmasına dayanır.

Selam ve dua ile...

Alaâddin Başar (Prof. Dr.)

 
Üst