Allah cc, Âlemlerin Rabbidir. 114/1

bin_sultan

Yeni Üye
Üye
Allah cc, Âlemlerin Rabbidir. 114/1

Kur'anı kerim tüm insanlığa gelen son bir ilahi mesajdır. 114 sure halinde inmiştir, Fatiha suresi iniş olarak 5. sırada yer almaktadır ancak bu surenin hem Medine de hem de Mekke de indiği bilinmekle beraber Mekki olarak sayılmaktadır.

Fatiha suresi tüm Kur'anın bir özetidir, o ayrıca Kur'anı açan anlamında Fatiha olarak adlandığı gibi Ümmülkitab/Kitabın anası olarak ta adlanmıştır.

Fatihasız namaz olmayacağı peygamberimiz tarafından belirtilmiş ve günde 40 kere her Mümin bunu okumakla mükellef kılınmıştır.
Fatiha suresi yedi ayet, yirmi beş kelime , 113 harften mürekkep bir suredir.

Bu surenin yedi ayetinin meali şöyledir;

1. Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3. O, rahmândır ve rahîmdir.
4. Ceza gününün mâlikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!

Bu ilk surede Besmele de ayet olarak sayıya dahildir, besmele bütün iyi şeylere başlarken çekilmesi gereken bir başlangıçtır, besmelede iki ana unsur dikkate şayandır;


1- Rahman adı, Allahın Esmai hüsnası yani güzel adları vardır Rahmanda bunlardan biridir ve anlamı; Dünyada inanan inanmayan herkese merhametle bakan demektir.
2- Rahim; ise ahirette sadece inananlara rahmet edecek olan demektir. Evet, o ebedi yurtta Allaha ve Elçilerine ve Elçilerine vahyettiği Ayetlere inanmayanlara merhamet yoktur.

Allah cc, tüm alemlerin rabbidir, Yeryüzünde canlı cansız bütün yaratıkların terbiyecisi odur, 18 bin alemin de Rabbidir. Bu ikinci ayette çok önemli bir konu aydınlatılmaktadır ve Yahudilerin yani Musevilerin düştüğü acı tabloya dikkat çekilerek “Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.” buyrulmuş ve onların, “Allah sadece Yahudilerin rabbidir, diğer milletler bizim kölemizdir,” gibi, ırkçı yaklaşım ve sapmaları kesinlikle reddedilmiştir ki bu hunharca bir iftiradır.
Evet, Allah cc, bu son ilahi kelamında Dünya da ki insanların özellikle Allaha inananların düştüğü yanlışları bir bir doğrusuyla değiştirmektedir.
İsa’nın a.s Rabbi, Muhammed’in a.s Rabbi, Musa’nın a.s, Rabbi hepsi bir olan Allahtır, Onları risaletle görevlendiren ve onlara ve tüm peygamberlere vahyeden, bir olan Allah tır.

Ceza gününün maliki odur yani Ahirette herkesin toplanacağı mekanda tek söz sahibi odur ve gereken ceza ve ya mükafatı verecektir.

İnsanlar Dünyada ki beşeri durumları ve menfaatları doğrultusunda gerçeği sağa sola bükerek yamultmaya çalışmaktadırlar ama orada her şey apaçık ortaya çıkacaktır, halbu ki Kur'anın en doğruya ulaştıracağı boşuna beyan edilmemiştir;

Al-i İmran(138)” Bu (Kur'an), insanlar için bir açıklama, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.”

İnsanlar bu açıklamaya mutlaka sağ iken kulak vermeliydiler.

5. “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. “

Evet, tüm Müminler burada iyice düşünmelidirler; ancak Allaha ibadet ve ancak ondan yardım istemek. Tüm İslam Dünyasında ki abartılı Türbeleri ve abartılı Tevessülleri yeniden bir daha sorgulamalı değil miyiz acaba?
Tevessüllerde mutlaka Allahın iznini başa almak zorundayız. Şimdi seher vakitlerinde Allah’la baş başa kalarak ondan bir şeyler isteyelim bakalım evet sadece ona ibadet ettikten, teheccüdü kıldıktan sonra sadece ondan bir şeyler isteyelim, zira o zatı ecelli ala öyle buyuruyor;

Bakara(186) “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.”

6. “Bize doğru yolu göster.“
7. “Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! “

Allah cc dan evet sadece ona ibadet edip ondan medet umduktan sonra ondan en önemli istek geliyor ki o da doğru yolu bulmaktır, doğru yol, İslam’dan başkası değildir elbette, önemli olan onda sabit kalmaktır, o da Allahın hidayetiyle mümkündür. İşte bu hidayeti yalnızca Allahtan istememiz gerekiyor, bir de bu hidayetten uzaklaştıkları halde kendilerini doğru yol olarak anlatan ve kabul ettirmeye çalışan İslam’dan önceki İman sahiplerinin tuttukları yoldan uzak durmamız için ve Allahın onlardan koruması için dua etmemiz isteniyor bu son ayetlerde.

İslam’dan önce ki Hz Musa’nın Ümmeti olan Yahudiler Hz İsa’yı ve Hz Muhammedi a.s., kabul etmemekle ilahi öfkeye uğradılar, sebebi de Allahın Peygamberleri arasında ayırım yapmak..

İslam’dan önce ki son peygamber olan Hz isa’ya iman edenler ise ona ilahlık isnadıyla ve üçleme gibi bir dalalete uğramakla düştükleri bu bataklıkta bocalamaktadırlar ki onlarda kesinlikle ana yoldan sapmışlar yanlışa düşmüşlerdir.


Bu durumu Allah cc, şöyle tescillemiştir;

Tevbe(31) “(Yahudiler) Allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu mesih'i rab edindiler. Oysa bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır. “
 
Üst