Rikab

Münzevi

KF Ailesinden
Özel Üye
Rikab "boyun" mânasına gelen rakabe kelimesinin çoğuludur. Zekâtınsarf yerlerine ilişkin açıklamanın yer aldığı âyette, boyunduruk altındakikimseler için pay ayrılmasından söz edilir. Âyetin bu ifadesi, o dönemdenitibaren zekâtın sosyal bir vâkıa olarak İslâm toplumunda da yaygın olanköleliğin tedrîcen kaldırılması yönünde harcanması şeklinde anlaşılmıştır.Bu anlayış, aynı zamanda İslâm dininin insan hürriyetine önem vermiş vemüslümanları bu istikamette yönlendirmiş olmasının da tabii sonucudur.İslâm'ın doğuş yıllarında kölelik bütün dünyada yaygın bir halde idi. İnsanlarzorla kaçırılıp köleleştiriliyor, borçlu borcundan, suçlu suçundan dolayıköle yapılıyordu.İslâm hür insanların bu ve benzeri yollarla köle yapılmasını yasaklamıştır.Kölelik kaynaklarından biri de düşman esirlerinin köleleştirilmesidir.Ancak İslâm bu kaynağı da son derece daraltmış, haklı ve meşrû bir savaştaalınan esirlerin önce fidye karşılığı veya karşılıksız salıverilmelerini emretmiş(bk. Muhammed 47/4), devlet başkanına da, düşmanın esirleri köleleştirdiğiöğrenildiğinde, müslümanlar için yarar gördüğünde alınan esirleri köleleştirmeyetkisi vermiştir. Bu çok sınırlı cevaza karşın İslâm, kölelerin hürriyetlerinekavuşabilmeleri için birçok düzenleme ve önlem getirmiştir. Buçerçevede olmak üzere köleleri hürriyetlerine kavuşturmak için zekâttan payayırmıştır.İlgili hadis ve ilk devir uygulamalarını değerlendiren fakihler, "rikab" terimininkapsamına hangi çeşit kölelerin girdiği konusunda farklı görüşlerileri sürmüşler ise de, bu fona efendisiyle hürriyet anlaşması yapan kölelereyardımdan (mükâteb), devlet başkanının zekât geliriyle köleler satın alıpâzat etmesine kadar geniş bir kullanım alanı sağlandığı görülür.Kölelik sistem ve uygulamasının günümüzde kalktığını göz önüne alanİslâm bilginleri, âyetin bu hükmünün tatbik imkânı konusunda değişik bakışaçılarını gündeme getirmişlerdir. Bu seçenekler daha ziyade bu fonun savaşesirlerine veya ağır borç yükü altında ezilen kimselere tahsisi yönündedir.Âyetin bu fonu, temel insan haklarının başında gelen insan hürriyetinin sağlanmasınaayırdığı dikkate alınınca, âyete günümüzde işlev kazandırmanın enuygun yolunun bu fonun dünya ölçeğinde insan haklarının iyileştirilmesindekullanılması olduğu söylenebilir.
 
Üst