İhkâk:
Mazlumun hakkını zâlimden almak. Hakkı yerine getirmek. Hak ile hasmına galib olmak.
İhkâk-ı hak:
Haklıya hakkını vermek. Hakkı, usülü dairesinde yerine getirmek.
(Hem meselâ, adâletperver, ihkâk-ı hakkı sever ve ondan zevk alır bir hâkim, mazlumların haklarını vermekten ve mazlumların teşekkürlerinden ve zâlimleri tecziye etmekle, mazlumların intikamlarını almaktan nasıl memnun olur, bir zevk alır.
İşte, Hakîm-i Mutlak ve âdil-i Bilhak ve Kahhâr-ı Zülcelâl, değil yalnız cin ve inste, belki bütün mevcudâtta ihkâk-ı haktan, yani, herşeye hakk-ı vücudu ve hakk-ı hayatı vermekten ve vücud ve hayatını mütecâvizlerden muhâfaza etmekten ve dehşetli mevcudları tecavüzlerden tevkif ve durdurmaktan, hususan mahşerde ve dâr-ı âhirette cin ve insin muhâkemesinden başka, bütün zîhayata karşı tecellî-i kübrâ-i adl ve hikmetten gelen maânî-i mukaddeseyi kıyas edebilirsin.S.)
K:Yeni Lûgat
Mazlumun hakkını zâlimden almak. Hakkı yerine getirmek. Hak ile hasmına galib olmak.
İhkâk-ı hak:
Haklıya hakkını vermek. Hakkı, usülü dairesinde yerine getirmek.
(Hem meselâ, adâletperver, ihkâk-ı hakkı sever ve ondan zevk alır bir hâkim, mazlumların haklarını vermekten ve mazlumların teşekkürlerinden ve zâlimleri tecziye etmekle, mazlumların intikamlarını almaktan nasıl memnun olur, bir zevk alır.
İşte, Hakîm-i Mutlak ve âdil-i Bilhak ve Kahhâr-ı Zülcelâl, değil yalnız cin ve inste, belki bütün mevcudâtta ihkâk-ı haktan, yani, herşeye hakk-ı vücudu ve hakk-ı hayatı vermekten ve vücud ve hayatını mütecâvizlerden muhâfaza etmekten ve dehşetli mevcudları tecavüzlerden tevkif ve durdurmaktan, hususan mahşerde ve dâr-ı âhirette cin ve insin muhâkemesinden başka, bütün zîhayata karşı tecellî-i kübrâ-i adl ve hikmetten gelen maânî-i mukaddeseyi kıyas edebilirsin.S.)
K:Yeni Lûgat