Fitneden Sakınınız!

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
Mü'min, diğer mü'min kardeşleri ile fitneye düşmemek hususunda elinden geldiğince çaba göstermelidir. Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

"Bir de öyle fitneden sakının ki, o fitne içinizden sadece zulüm yapanlara dokunmakla kalmayacaktır." (Enfal, 25)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

"Fitne uykudadır. Allah, onu uyandıranın belasını versin." (Rafii)

Allah-u Zülcelal kullarına dinin emir ve nehiyleri etrafında birleşmelerini ve ayrılığa düşmemelerini emretmiştir. Salih zatlardan birisi ölürken oğullarına şöyle demiştir: "Bana birer tane çubuk getirin.". Bunun üzerine çocukların her biri bir çubuk getirdiler. Adam sopaları demet yaptı ve: "Haydin bunu kırın!" dedi. Çocukların hiç biri çubuk demetini kıramadılar. Bunun üzerine adam çubukları birbirinden ayırarak: "Şimdi herbiriniz bir çubuk alın ve kırın." dedi. Çocukları aldıkları çubukları kırdılar. Adam dedi ki; "İşte siz benden sonra böyle olacaksınız. Eğer biraraya gelirseniz sizi kimse bozamaz. Şayet birbirinizden ayrılırsanız, düşmanınız sizi kolaylıkla ele geçirip, helak edebilir."

Onun için Hz. Ali (Radıyallahu Anh) demiştir ki: "Sakın tefrikaya (ayrılığa) düşmeyin. Çünkü cemaat rahmettir, tefrika azaptır. Ey Allah'ın kulları! Birbirinize kardeş olun." Kim fitne kapısını açarsa, kendi önünde cehennem kapısını açmış olur. Her kim de fitne kapısını kapatırsa, kendisini cehennemden kurtarmış olur. Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

"Bir toplum kendi durumlarını bozmadıkça, Allah onların durumlarını bozmaz." (Rad, 11)

Bütün bu anlatılanlara bakarak, İslam dininde mü'min kardeşliğinin ve mü'min kardeşlerini Allah için sevmenin ve Allah için buğzetmenin ne kadar değerli olduğu anlaşılmıştır. Onun için insan mü'min kardeşini Allah için sevmek için kendisini zorlamalı ve nefsine baskı yapmalıdır.

Kettani (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir: "Adamın biri bana arkadaş oldu. Fakat arkadaşlığı bana ağır geliyor ve sıkıntı veriyordu. Kalbimdeki bu hal kaybolsun diye,

"Hediyeleşin, birbirinizi seversiniz." (İmam-ı Malik, Muvatta, 2/98)

hadis-i şerifine uyarak, adama hediye verdim. Fakat sıkıntım kaybolmadı. Adamı alıp evime götürdüm ve "Ayağını yanağıma bas ki, kalbimdeki bu sıkıntı hali gitsin." dedim. Adam "Olmaz yapamam." dedikçe, ben ısrar ettim. Sonunda isteğimi yerine getirdi. Allah-u Zülcelal kalbimdeki sıkıntıyı alana kadar adamın ayağını yanağımdan kaldırmamasını sağlamaya çalışmak için azmetmiştim. Nihayet kalbimdeki sıkıntı hali kayboldu. Adama,"Artık ayağını yanağımdan kaldırabilirsin." dedim.

Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

"Eğer siz birbirinize dost olmazsanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur." (Enfal, 72)

Allah için sevmenin bir sebebi de Allah için iyi kimselerle arkadaş olmaktır. Onun için Alkame (Radıyallahu Anh) oğluna şöyle öğüt vermiştir: "Oğlum, insanlarla arkadaş olmak istediğinde, kendisine hizmet ettiğin zaman seni koruyan, sohbet ettiğin zaman sana değer veren, sıkıntıya düştüğün zaman seni sıkıntıdan kurtaranlarla arkadaş ol. Elini bir hayra uzattığın zaman, onu hayra doğru çeken, bir iyiliğini gördüğü zaman söyleyen, bir kötülüğünü gördüğünde gizleyenlerle arkadaş ol."

Bişr-i Hafi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir: "Kötü insanlarla arkadaşlık yapmak, iyi insanlara kötü zanda bulunmaya sebep olur." Malik bin Dinar (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir: "İyilerle taş taşımak, kötülerle hurma tatlısı yemekten daha iyidir." Allah-u Zülcelal'de bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

"O gün zalim kimse, ellerini ısırıp; 'keşke filancayı dost edinmeseydim' diyecektir." (Furkan, 27-28)

Onun için daima iyi kimselerle arkadaş olmaya gayret etmek, mü'min kardeşlerimizi Allah için sevmeye çalışmak lazımdır. Allah-u Zülcelal bir başka ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar da birbirlerinin dostlarıdırlar. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve peygamberine itaat ederler. İşte bunlara Allah, rahmet edecektir." (Tevbe, 71)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

"Mü'minle dostluk kur ve yemeğini de takva sahibi yesin." (Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed bin Hanbel)
 
Üst