Allah Velidir.(Görüntülü ve Sesli-Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Velî
Allah velidir.

Ayeti kerimede:
"Şüphesiz ki benim dostum, Kitap'ı indiren Allah'tır. Sâlihlerin işlerini O görür." (A'râf: 196).

Allah sevdiği kullarının velisi, vekili, mevlasıdır. Allahu Teala bu benim kulumdur dediği kullarını hıfzı himayesine alır. Onları dilediği gibi yaşatır ve yetiştirir. Allahın peygamberleri zatına en çok yaklaştırdıklarıdır. Çünkü onları sevip, seçmiştir. Tüm hayatlarında onların yardımcısı, dostu, vekili, mevlası olmuştur. Onlara bilmedikleri ilimleri öğretmiştir. Kitaplar vermiş, mucizeler indirmiş, peygamberleri vesilesiyle yüce dinini kullarına duyurmuştur. Allah işlerini kulları aracılıyla yapar. Melekler, insanlar, cinler hep Allahın kullarıdır. Elbette hiçbir yaratılana Allahın ihtiyacı yoktur. Ol der oluverir. Dilediğini, dileği sebeplere bağlamıştır. Nasıl ki hasta olunca doktora gidiyoruz, doktorda ilaç içiyoruz. Fakat bu sebeptir. Şifayı yaratanda verende Allahtır. Yeryüzünde kullarına hafaza melekleri vermiştir. Bu melekler kullarını koruyor. Belki koruyan yine Allahu Tealadır. Zaten melek kulları asla Allahın emrinden çıkmaz. Çokta güçlüdürler, kanatlarıda vardır. Bunlar bir vesiledir.

Yeryüzünde ve sonsuz Allahı aciz bırakacak hiçbir yaratılan yoktur. Zaten herşeyden haberdar olup, işlerini dileği şekilde yürütür. Kimse Allahın hüküm ve emrine karşı gelemez. Çok yüce, güçlü melekler dahi, Allah korkusundan boyun büker. Bu melekleri bir kanadıyla dağları güçtedir parçalayacak. Bunlara ucuz zayıf, cahil insan neyine güvenirde isyan eder.

Ayeti kerimede:
Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Hepsi O boyun'na eğmişlerdir. Bakara: 116).

Allahu Teala bizlere saygın kiramen katibi melekleride sağımıza ve solumuza koymuştur. Bunlar hiçbir şey eksik kalmayacağına kadar herşeyi yazarlar. Kulun ağzından çıkar onun kelime, her davranış kayıt altındadır. Bu yazıcı melekler emindir. Allahın emriyle işlerini layıkıyla yapar. Sağ taraftaki melek sevapları, sol taraftaki melek günahları yazar. Allah Bunlarıda biz inkar edemememiz için koymuştur. Yoksa Allahu Teâlâ hazretlerimiz herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Herşeyi görür, duyar, bilir, haberdardır. Zerre dahi onun hükmünün sorumluluğu çıkamaz. Ondan izinsiz yaprak düşülmez. Bir hareket, bir iş onun takdirine bağlı. Dünya imtihan olup ibtilalar, musibetler, dertler, iyi ve kötü tüm olaylar imtihanımızın bir toplu. Kimi kullarının imanını artıran olaylar, kimi kulların isyan ve inkarına sürükler.

Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve Allah'tan, Peygamber'inden ve müminlerden başkasını kullanma sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılmayı mı sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Tevbe: 16).

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor? Kıyame: 36).

Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olacaksınız. Sizden önce dünyada kitap verilen kitaplardan ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, bilmiş olun ki bu, üzerinde sebat yapılacak işlerdendir. Ali imran: 186).

Allah nasıl peygamberlerini kendisi seçip beğenmişse, sevdiği veli kullarınıda kendisi seçer. Halkın seçtiği değil, Hakkın seçtiği veli.

Velilerin veli oldukları kerametlerinden çok kuran ve sünnete uymaları, yaşayışları, çevrelerini nurlandırıp irşad etmeleri, kalpleri nurlandırmaları, sayfalarda olmayan mafiretullah ilminden bahsetmeleri ile bilinir. Makam, ün, mevki, menfaat, riya, kibirden pak ve temiz olan bu kullar göründüğünde dahi Allah akla gelir. Her sözleri hikmetli olup, Tanımasan dahi kalpte onlara karşı saygı ve sevgi doğar. Allahın sevdiklerini sevmek rahmete sebep olduğu gibi, sevmediklerini sevmek azaba layık olmak demektir.

Hadisi şerifte:
"Her asırda benim ümmetimden sâbikûn = öncüler vardır." (Nevâdir-ül usûl)

"Öyle ilimler vardır ki, gizlenmiş mücevher gibidir. Onu ancak Arifbillâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah '

Binaenaleyh Allah-u Teâlâ'nın fazl kendi fazladan ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Allah Azze ve Celle onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti. "
(Erbain).

Ayeti kerimede ise:
Allah'tan korkar takvâ sahibinden olursanız mualliminiz Allah olur. Allah her şeyi bilir. Bakara: 282).

Onun hali ve yaşantıları islamdır. Onlar bazen Allahı hatırlayanlardan değildir. Heran Allahı zikir eden, aklında ve içinde bulunduranlardır. Veli kulların dahi Allaha yakınlığı ve dostluğu derece derecedir. Kimi sevmiş ve zatına ne kadar yaklaştırmışsa oo kadar değerlidir. Allahın yüce katında kim değerli, şerefli, izzetliyse o öyledir. Halk bilsin veya bilmesin. Burda yaratan tek Rabbimizin benzer sevgisi ve katından izzet, şeref ve üstünlükler kullarının değerli olması.
Yaratan Rabbine kim ne kadar değer veriyor, emir ve yasaklarına ne kadar uyuyor, sevgisi ve rızasını kazanmak için ne kadar gayret, çaba, azim uygulaması o kadar Rabbinin onu sevmesine yakındır. Bu saf ve temiz sevgiye, imana asla dünyalık ve ahretlik bir şey konulamaz. Zaten Allahın sevdikleri Allahın takdirine kayıtsız, şartsız boyun bükenlerdir.

İman veren Allah, hidayet veren Allah, doğru yola ileten, zatına çeken Allahtır. O zaman kulda ne hüküm kalmıştır. Dünyada Allahın yüce sevgisini kazanmaya yardımcı elbette kurtuluşa Rabbimizin lutfüyle erişir.

Ayeti kerimesinde:
Allah dilediği kulunu zâtına seçer ve yöntemi yönelen kimseyi de hidayete iletir. Şura: 13).

Peygamberler en başından beri peygamberdi. Veliler ise Allaha yönelmesi, azim ve gayretiyle veli olabilir. Buda yine Allahın takdirdir.
Kullar verilmesi Rabbini beğendirmesi, azim ve gayret etmesi gerekir. Heleki nefsin pislik duygularından kibir, riya, haset, şehvet, öfke gibi kötülüklerden arınması gerekir. Aksi halde diğerleri sadece lafta kalır. Kibirlenmem dersin kibirlenirsin, riya yapmam dersin yaparsın. Riya ise çok tehlikeli olup tüm hayrı ve sevabı götürür. Allahu Tealanın ise riya ve gösterişle yapılan amelleri kabul etmez. Bizim amellerimiz nasıl saf ve temiz olmalı ki alemlerin Rabbi bizi sevsin ve katında kabul etsin.
Biz bir şey üretsek onun hemen beğenilmesi isteriz. Takdir ve tesekkur bekleriz. Oysa herşeyi yaratan ve yaşatan zaten Allahu Tealadır. Ona olan şükürler, hamdler, dualar nasıl olmalıdır. Kalpten, içten gelmeli. Unutulmamalıdır ki kalplerin özünü bilen yalnız Allahtır. Bizler kimi kandırmaya çalışıyoruz. Bir rüzgarla uçacak imanla nereye gidiyoruz. Kibir ve riya girmiş amellerle kurtulacağımızı sanıyoruz.
Allahın dostluk ve sevgisini kazanmak o kadar kolaymıdır?

Ayeti kerimede:
De ki: “Allah bizim de Rabbimiz Sizin de Rabbiniz iken, O'nun hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da bedeninizi âittir. Biz O'na gönülden bağlananlarız. ” Bakara: 139).

Namazları ve orta namazı muhafaza edin, gönülden boyun eğerek Allah için namaza durun. Bakara: 238).

(O takvâ yapma): “Ey Rabbimiz! Biz şüphesiz ki inandık, günahlarımızı bağışla bizi ateş azabından koru! ” derler.
(Onlar) sabredenler, sâdıklar, huzurunda gönülden boyun bükenler, Allah için infak edenler ve seher vaktinde istiğfar edenlerdir.
Allah kendisinden başka ilâh olmadığına şâhitlik diğer. O'ndan başka ilâh olmadığına şâhitlik ettiler. O Azîz'dir, hükmünde hikmet dendi.
Ali imran: 18).

Gönülden bağlanmak, takva sahibi olmak gerekir. Sevgimize, imanımıza madde, menfaat katmamak gerekir. Dini ticarete dökenleri görüyoruz.

Oysa ayeti kerimede:
"Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar doğru yoldadırlar." Yasin: 21). Buyurulmaktadır.

İmanı artırmanın yolları emir ve yasaklarını gönülden boyun eğmek, Allahı bilerek ibadet etmeye çalışmaktır. Allahı bilen en çok korkar. Amellerinide, namazınıda, zikrinide, ibadetlerinide ona göre yapar.

Allah korkusuna uzaklaşır kötülüklerden. Nefsine Allahın korkusuyla boyun eğmez, nefsiyle mücadele eder. Günahlarından sürekli tevbe ve istiğfar eder. Allaha yaklaştıracak sâlih ameller işlemeye bakar.
Allah peygamberlerini seçerken onları halka sormadı. Veli kullarını seçerkende kimseye soracak değildir. Halk beğensin veya beğenmesin önemi yoktur. Allah için sevenler, Allahın sevdiklerinide onun için sever. Onun sevdikleri hürmetin bağışlanma dilerleri.
Allahın sevmedikleri ise Allahtan en uzak olanlardır.

Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı Allah'a âittir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı yeri bilir. Tükürük hepsi apaçık bir Kitap'ta (Levh-i mahfuz'da) dır. Hud: 6).

Allah'ın katından dönüşü olmayan bir gün gelmezden önce yönünü dosdoğru dine çevir. O gün bölük bölük ayrılacaklardır. Rum: 43).

Dinde zorlama yoktur. İman ile küfür birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. Kim Tağut'u inkâr edip de Allah'a iman ederse muhakkak ki o kopması mümkün olmayan en sağlam bir kulpa sımsıkı sarılmış olur. Allah işitendir, bilendir. Bakara: 256).

Allaha samimi sekilde yönelen kullarını, Allah hidayet diye bildiriyor. Doğru yolu bize aittir.

Ayeti kerimede:
Biz onların gönüllerindeki kinleri çıkarır atarız. Altlarından ırmaklar akmaktadır. Ve onlar derler ki: “Lütfedip hidayeti ile bizi buna kavuşturan Allah'a hamdolsun. Allah bizi doğru yola iletmeseydi, biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Andolsun ki Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. ”Onlara:“ İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık olarak o boyut miras verildi. ”Diye seslenilir. Araf: 43).

Allahın peygamberlerini dahi beğenmeyenler çok olmuştur. Ahir zamanda namaz kılmaz, oruç tutmaz, nefsinin kölesi, kuran ve sünnet bilmez cahiller Allahın dostlarını dillerine dolamıştır. Onları alaya çaylar.

Peygamberleri alaya alan sapkın kavimlerin hali ayeti kerimelerde:
Biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise; hakkı, bâtıla engel kaldırmak için mücadele verirler. Onlar âyetlerimi ve uyarıldıkları da gördüğünüz alaya alırlar. Keyf: 56).

İşte onların cezası cehennemdir. Çünkü kâfir olmuşlar, âyetlerimi ve peygamberlerimi almışlardır. Keyf: 106).

Rablerinden alın gelen yeni zikri (öğüt ve uyarıyı) mutlaka alaya alarak dinlerler. Enbiya: 2).

Andolsun ki, senden önceki peygamberle de alay edilmişti. Onları alaya alanları, o alay ettikleri şey kuşatıverdi. Enbiya: 41).

Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. ”Diyorlardı. “Siz ise onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız beden benim zikrimi, beni anmayı unutturuyordu. Ve hep gülüyordunuz onlara! " Müminun: 109, 110).

Seni gördüklerinde: “Bu mu Allah'ın elçi olarak gönderdiği?” diye mutlaka alaya alırlar. Furkan: 41).

Ne yazık şu kullara! Kendilerine peygamber gelse, onu hemen alaya alırlardı. Yasin: 30).

Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alarak kötülük yapanların kötü kötü oldu. Rum: 10).

Hak ona geldiğinde yalanladılar. Fakat alaya aldıkları şeyin haberleri yakında ortaya çıkacaktır. Enam: 5).

Allahın saygın peygamberleriyle alay edenler ancak başka edenlerdir. Çünkü onların cahilce inkar ve yaptıkları onların saygınlığından hiçbirşey azaltmaz. Burada kullar çok dikkatli olmalıdır. Allahın sevdiklerini sevmemek, onları alaya almak helaka sebeptir. Allahu Teala Nasıl peygamberleri seviyorsa, Yüce Allaha dost olan, dost olduklarının velisi olan Rabbimiz elbette onların koruyucusudur. Onları incitenleri, saygısızlık yapanları, alaya alanları elbetteki hakkettikleri cezalara er verecek.
Tevbe ve istiğfar edilmelidir. Allaha kul, nefsimize düşman olmalıyız. Peygamberlerini kafir, münafık, müşriklerin şerrinden koruyan Rabbimiz, sevdiklerinide koruyup kollamakta, onlara yardımcı olmaktadır.

Ayeti kerimede:
Andolsun ki biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Demiri de indirdik. Onda çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri ortaya çıkar çıkmasıdır. Şüphesiz ki Allah kuvvetlidir, yegâne galiptir. Hadid: 25).

Onlar ki, başka değil, sırf: “Rabbimiz Allah'tır. ”Dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmışlardır. Şüphesiz ki Allah, bir medyanın diğer bir kısmı ile bertaraf edip savmasaydı; manastırlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allah'ın ismi çok anılan mescidler yıkılır giderdi. Allah elbette yardım edenlere elbette yardım eder, şüphesiz ki Allah pek kuvvetlidir, aziz olandır.Hac: 40).

Peygamberlerin varis ve vekilleri olan veliler, evliyalar, Allah dostları Allahın yeryüzünde, dininin yardımcılarıdır. Peygamberin izlerini bozmadan yürüyen bu mübarek kulları, Allah katından rahmet ve destekle desteklemiştir.
Halk olsun, nice kalpleri katı doğru yoldan sapanlar olsun. Bu kulların bilememişler, onları alaya almışlar, onların değerini küçültmeye uğraşmışlardır.
Oysa bu veli kullar, katı kalpleri, günahlarla kararan kalpleri, Allahın zikri ile, tevbe ve istiğfar ile yıkattırıp, onlara nefsle mücadele yollarını öğretmişlerdir. Onun işin bir öğretmeni, bir hocası dersine göre tasavvuftada mürşidi kamiller ile kulları gönüllerini Allaha bağlarlar. Bir hoca, öğretmen olmadan bir meslek öğrenilemeyeceği gibi, bu dosdoğru hak yolunda nefsi temizlemek ancak veli kullar, mürşidi kamiller ile olur. Herkes birer aracıdır. Allah onun kulunu vesile ederek işlerini dilediği gibi yürütür. Zahiri ilimler nasıl öğrenilirse, batıni ilimlerde tasavvufla öğrenilir.

Ayeti kerime de:
“Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve nimeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyar giderdiniz. ” (Nisâ: 83).

Nefsimizi ıslah etme ayeti kerimelerde:
Rabbinin huzurunda durmaktan korkan ve nefsini hevâ ve hevesten alıkoyan kimseye gelince, Şüphesiz ki cennet onun varacağı yerin tâ olacaktır. Naziat: 40, 41).

Nefsini tertemiz yapıp arındıran felâh bulmuş, kurtulmuştur. Şems: 9).

Biz peygamberleri ancakjdeciler ve korkutucular olarak göndeririz. Kim inanır nefsini islah ederse, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. Enam: 48).

Allahın dini kıyamete var olucağına göre elbetteki veli kullarıda kıyamete kadar var olucaktır. Zaten dininide veli kullarınıda koruyan Allahı Tealadır.

Ayeti kerimede:
İçinizde hayra çağıran, iyilikleri emreden, kötülükten sakındıran bir toplulukta bulunsun. İşte onlar gerçek kurtuluşa erenlerdir. Ali imran: 108).

Zaten tüm günahlar, zalimlikler, kötülükler hep nefsden kaynaklanır. Hayvan gibi olan nefsini ıslah edemeyenler, öfke, hainlik, şiddet, nefret, haset, şehvet ile nice günahlar işlemektedirler. Haliyle suça olup engel, ağır cezalar verilmezse elbetteki suçun artacağı açıktır. Peki nefslere uyanların artması, kötülükden vazgeçirmamasının sonuçları nedir?

Ayeti kerimede:
Siz beşeriyet için çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz oluşur. İyiliği emreder kötülükten kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız. Ali imran: 180).

Daha nefsin varlığından haberi olmayan nice insanlar var. Ruh ahirete, nefs dünyaya yönelir. Eğitilmeyen bir hayvan nasılsa nefsde öyledir. Bu nefs eğitimi elbette bir hoca, bir öğretmenle verilir. Hangi meslek hocasız öğrenilebilir. Anlaşılması için bunlar örneklerdir.

Kafir nefslerinimizin binbir oyunu yanında, birde şeytanlarınak ve oyunları var. Bu yürünmesi gereken dosdoğru yolda, varlığını bir atmak var. Bunlarda ibtilalar ile olmaktadır. Kendi başına nefsle mücadele gerçektende hele bu ahir zamanda nasıl olacaktır?

Ayeti kerimede:
Allah'a tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku ve secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah'ın hududunu koruyanlar var ya, işte bu müminleri müjdele!Tevbe: 112).

2 rekat İstihare namazıyla herkez doğru yolda olmadığını Rabbine sormalıdır.

Ayeti kerimede:
Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslahlara bakın. Siz doğru yolda sapanların boyutu zararı olmaz. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman yaptıklarınızı size haber verecek. Maide: 105).

İman edip de imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var! İşte güven onlarındır ve doğru yolda olanlar da onlardır. Enam: 82).

O, bir topluluğu hidayete erdirdi, bir havuza da sapıklık hak oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları dost edindiler. Böyle iken onlar kendilerinin doğru yolda bulunduklarını, hidayete erdirilmiş bilgili zannederler. Araf: 30).

Allah kimin doğru yolda çok iyi bilir.

Ayeti kerimede:
De ki: “Herkesin kendi yaratılışına (mizaç ve karakterine) göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu daha iyi bilir. ”İsra: 84).

Allahın saptırdığını doğru yola iletecek yoktur. Bunlarda aşırı gitmelerinden ötürüdür. Allah onların yaptıklarından haberdardır.

Ayeti kerimede:
Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Alay edilenler belki de Allah katında kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidir. Kendi kitabınızı ayıplamayın, birbirinizi kötü lâkapla çağırmayın. İnandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü addır! Kim de tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerdir.Hucurat: 11).

Müslümanlar kuran ve sünnet ile Allah ve Resulünde birleşmeli, birbiriyle çekişerek, kalp kırarak, bölücülük yaparak fırka fırka olmamalıdırlar.
Hak bildiğimizi yine söylemek durumundayız. Milyonların imanını çalan yanlış yollara ileten imansız imamlar kendi menfaatlerince halkı yolmuş, halkın imanı çalmıştır. Fetö gibi imansız imamlar islammış gibi görünerek, münafıklık yapan halkın hem ceplerini, hem imanlarını çalmıştır. Ahir zamanda ortalık bu kadar korkunçken, istihare namazı kılmamak akıllıca değildir. Rüya ile iş istih mı diyen cahiller namazına küçümsemez. Biz tavsiyemizi yapalım dosdoğru yoluna iletecek ancak Allahu Tealadır.

Ayeti kerimede:
“Oğulcuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir. Bu hususta sana isabet edecek eziyete katlan! Çünkü bunlar azmedilmeye değer işlerdendir. ” Lokman: 17).

Ayeti kerimede:
Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. İşi işi Allah'a kalmıştır. Sonra O yaptıklarını haber verecek. Enam: 159).

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Ümmetim benden sonra yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna, diğerleri hep ateştedir.

- Onlar kimlerdir Yâ Resulellah?

Benim ve Ashâb'ımın yolunda olanlardır. "
(Ebu Dâvud).

Allahın dini dimdik ayakta duran bir dindir. Peygamberleriyle, kitaplarıyla, evliyalarıyla Allah dinini korumuştur. Dinini onlara yaşatmıştır. İslamı kalpten çevrede bu kulların bilginide nurlandırdıkları açık. Allahın zatına yönlendirdiği kulları, sevdiği kullarla buluşturur

Ben bilirim, ben yaparım, ben yaparım diyen, riya ve kibre batmışlar ancak nefslerinin peşinden gider. Hangi yoldada, yolunun garantisinida umursamaz. Örneğin nam, ün, makam, mevki, madde, menfaat elde edildi.
Oysa Allahu Teala iman, hidayet, doğru yolu bildirmek ve buldurmak bana ait diye tüm kullarına duyurmaktadır.

Ayeti kerimede:
Doğru yola iletmek sadece bizim işimizdir. Leyl: 12).

O zaman uydum kalabalığa diyerek nereye, niçin gittiğini bilmeyenler ahirette hüsran, perişan olucaklardır.

Ayeti kerimede:
Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. ”De ki:“ Gerçek hidayet Allah'ın hidayetidir. ”(Onlar kendi aralarında şöyle dediler):“ Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğine, veya Rabbinizin katında boyutu onların delil getireceklerine de inanmayın. ”De ki:“ Allah'ın Lütuf ve ihsanında, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geliştirmesi, O her şeyi bilir. ”
Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük lütuf ve kerem.
Ali imran: 73, 74).

Allahu Teala nice ayetlerinde tek ümmet olduğumuz, dosdoğru yolunun kurtuluş olduğunu, hidayet edeninde kendisi olduğunu bildirmektedir. O zaman kullar ilk önce samimiyetini ve kalbini Allaha bağlasın. Ona yönelsin ona tevekkül etsin. Gerçekten kurtulmak isteyenler Ya Rabbi sevdiği sevdirmediği sevdirme. Bizi dosdoğru yoluna sıratel müstekimine ilet diye yalvarmalıdır. Bundada samimi olmalıdır. Nefs ve şeytanla mücadele yapmak için gereken zorluklar.

Ayeti kerimede:
Derler ki: "Kendilerini dünyada kötü saydığımız kimseleri burada niçin göremiyoruz?"
"Onları alaya alırdık. Yoksa gözler şimdi onlardan başka tarafa mı kaymıştır (da onları göremiyoruz)?
Sad: 63, 64).

Münafıkları Müslüman sananların hali ortadadır. Ben bilirim, ben ederim diyenlerin halide ortadadır. Kurtuluş ancak Allahu Celle ve Celalühü ile mümkündür. Kurtuldum diye birşey yoktur. Son nefese kadar imanımızda samimi olmamızı cümlemize Allah nasip etsin inşaAllah.

Peygamberleri beğenmeyenlerin ilim kibriylede beğenmedikleri ayeti kerim bildiriyor:
Peygamberlerinde onlara apaçık delilleri getirince, kendilerinde olan ilim ile gururlandılar. Alaya aldıkları şey onları kuşatıverdi. Mümin: 83).

Simdi ahir zaman zahir alimleri, batıni ve ledüni ilmi anlamayıp inkara kalkışmakta, velileri inkara kadar sözler sarfetmektedirler. Geçmişten günümüze yaşamış evliyalarımıza ümmet şahitti. Onun hali Allahtı. Sizin alim şehit kimdir. Şüphesizki gerçek islam alimleri ise Allahın veli kullarına her zaman saygı ve sevgi beslemiş, hürmet göre.

Evliyalar eserlerinde uydurma aldis diye aklınca alay edenler, kafa karıştıranlar çıktı. İlimleri var mı dışardan var içerden yok. İlimleri zahirde kalmış, mafiretullah ilminden batini ilimden habersizler. İlimleri kibir ve riya ile ancak kendilerinin helakını sağlamıştır.

Tekrar yazıyoruz hadisi şerifte:
Hadisi şerifte:
"Her asırda benim ümmetimden sâbikûn = öncüler vardır." (Nevâdir-ül usûl)
"Öyle ilimler vardır ki, gizlenmiş mücevher gibidir. Onu ancak Arifbillâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah'tan gafil olan kimseler anlamazlar.
Binaenaleyh Allah-u Teâlâ'nın fazlından ilim ihsan kullandığı âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Azze ve Celle onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti. "
(Erbain).

Anlamadlarını inkar cahillerin işidir.

Ayeti kerimede:
Kendilerine ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onu alaya alırlardı. Zuhruf: 7).

Şimdikilerin evliyaları inkar halide farksız değildir. Peygamberleride Allah seçti, veli kullarıda Allah seçti veli yaptı. İnkar edilsin veya edilmesin.

Ayeti kerimede:
Yaptıklarının kötülükleri (amel defterinin okunmasıyla) çevrilmiş göründü ve aldıkları şeyler çepeçevre kuşattı. Casiye: 33).

Bu böyledir. Çünkü siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı. O gün ne oradan çıkarılırlar, ne de özürler dinlenir. Casiye: 35).

Bakıyoruz ki sünneti inkar eden, yalnız kuran yeter diyen, peygamberi devreden çıkarmak isteyenler. Allahın tüm kulları velidir demeye başlamış. Bunları diyoruz ki Allahtan korkun.

Her dosdoğru yoldan çıkmış, dini parça parça olmuşler velimidir. Bize göre Allahın taşsız dosdoğru yoluna ilettiği, zatına dost edindiği kullar velidir. Bu veli kullarıda zaten Allaha ve Resülune davet eder. Dosdoğru yolda olduklarından davetide dosdoğru yoladır.

Sapık 72 fırkayada veli demek, Bu doğru yolda saymak elbetteki, fırkayı Naciye, kurtuluş fırkası olan tek fırkaya hakarettir.
Onun ben kuran ve sünnete uyuyorum diyende doğru değildir. Yine en doğru yolda olanı Allahu Teâlâ bilir.

Ayeti kerimede:
Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. İşi işi Allah'a kalmıştır. Sonra O yaptıklarını haber verecek. Enam: 159).

Bizde Allaha havale onları yapıyoruz.

Ayeti kerimede:
Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk vardır ki, onlar Hakk'a iletirler ve hak ile hüküm verirler. Araf: 181).

Kıyamete kadar bu topluluk var olucaktır.

Ayeti kerimede:
İnsanlar ilk önce bir tek ümmet idiler, sonradan ayrılığa düşler. Eğer Rabbinden ezelde bir takdir geçmemiş olsaydı, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu. Yunus: 19).

Allah dininide, dosdoğru yolunuda ayet ve hadislerle anlatmıştır.

Ayeti kerimede:
. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Eğer bir şey hakkında anlaşmazlığa düşerseniz, onu hemen Allah'a ve Peygamber'e arzedin, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız. Bu sizin için daha hayırlı ve netice bakımından daha güzeldir. Nisa: 59).

Peygamberi devreden çıkaranlar namazlarını kılamayacakları ve güzel islamı hükümlerinden birinin yaşayacağı açıktır. Sünnet olmadan islam yaşanamaz.

Hadisi şerifte:
"Mikdam İbnu Ma'dikerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu Vesselam) buyurdular ki: " Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken benim bir hadisim ulaştığı zaman: "Bizimle ar sizin Allah kitabı'nın vardır. helal yoğun onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram adderiz "diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalatu damaram) 'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri "

Ebu Davud'un rivayetinin başını şu ziyade vardır:" Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi. "Rivayetin gerisi halkı manada devam eder.

Ebu Davud'un rivayetinin sonunda şu ziyade de mevcuttur: "Haberiniz olsun (Kur'an'da zikri geçmiyen) ehli eşeğin eti de boyut helal değildir, vahşi hayvanlardan parçalayıcı dişi (köpek dişi) olanlar, keza muahedeli olanların yitikleri de haramdır. sahibi, İhtiyacı olmadigi İçin, kasden terketmişse o müstesna. Bir kimse Bir kavme uğradığı zaman, ona ikram etmek, o kavme Vazife olur. şayet ikram etmezlerse, o kimse, hak Ettiği ikramın mislince onlari cezalandırır. "
Ebu Davud, Sunne, 6, Kaynak kütübi sitte: 55).

Ayeti kerimede:
Biz o bölücülere (azap) indirmişizdir. Onlar Kur'an'ı parça edenlerdir. Rabbin hakkı için mutlaka soracağız. Yaptıkları şeylerden. Resulüm! Sen emrolunduğun şeyi hakkında bilgi ve müşriklerden yüz çevir. Hicr: 90, 91, 92, 93, 94).

Hiçbir hükmü yoktur. Yakında yaptıklarının karşılığını ahirette alıcaklardır.
Zaten Peygamberler, veliler Allahındır. Yüce katında çok saygın, izzetli ve şereflilerdir. Ahirettede gıpta edilenlerdir.

Ayeti kerimede:
İyi bilin ki, Allah'ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar. Yunus: 62).

Alemlerin Haham Allahu Tealanın dost edindikleri hiç korku duyarmı? Onlar zaten dünyada da Allah ileydi, vefat edincede Allah ileler. Kabirdede, mahşerdede, terazidede, sırattada, cennettede Allahlalar.
Yoldan çıkmışlara veli demek velilere hakaret olur.
Allah-u Teâlâ'nın dostluğu, yardımı, desteği, inayeti; iman edip, Hakk yolda yürüyenler ve Hakk'ı savunanların üzerinedir.

Ayeti kerimede:
"Asıl dost Allah'tır." (Şûra: 9)

Allahın dostu olmak için onun kul elbette çabalamalıdır. Hayırlı amellerde birbirileriyle yarışmalıdır. Yüceler yücesi Rabbimizin gönlünü için çok çalışılmalıdır. Ondan başka Rab yok, kurtuluş kapısı yok.
Peygamberin velileri, varisleri olan veli kullara saygılı olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki insan ne çekerse dilinden çeker. Kötü söz sahibine aittir. Sevdiklerini koruyan yine Allahtır.
Namaz kılmaz, içki iç, nefsinin kölesi olmuş, islamın, i, harfini bilmeyenler veli kulları dillerine dolamıştır. Oysa unuttukları bir şey var ki Allah onları sevmiş, seçmiş, beğenmiş, himayesine geçmiş, katında yüceltmiş, kalplerine mafiretullah ilmini, nurunu akıtmıştır. Ne kadar uğraşsanız boşunadır.
Allahın veli kulları müridlerinin nefslerini terbiye etmiş, nice talebe yetiştirmiş, ilim irfan öğretmiş, gönüllerini Allah sevgisiyle doldurmuş, kalplerini zikirler ile yıkatmış, Allahın ayetlerine kalpten iman ettirmiş, eserleriyle hem islamı fitnelerden, fesatlardan ve bölülerdircülerin şerrinden ayıruş, hemde batıldan korumuş . Nice akılları karıştıran nice vicdansızlar maalesef halkın imanını çalmakta, halkı şaşırtmada, halkı doğru yoldan saptırmaktadırlar.
Bu zaman ahir zamanın sonları olup, herkesin dünyayı bırakıp, ahirete yönelme zamanıdır.

Ayeti kerimelerde:
Amma ne var ki, insanlar kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük kendi parçalarının kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir. Şimdi sen onları bir süreye kadar kendi sapıklıkları ile başbaşa bırak. Kendilerine servet ve oğullar vermekle zannediyorlar mı ki, Müminun: 53).

Onlar ki dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka oldular. Onun fırka kendi tuttuğu yoldan memnudur, yanında bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir. Rum: 32).

Madem ki herkez yolunda memnun. Bizlerde memnunuz Elhamdülillah.
Kibir, riya, madde, menfaat, ün gibi şeylerden uzak olup, bu yolda sadece Allahın rızası vardır. Dünya menfaat üzerine dönmekte bunuda zaten isteyecek azında azıdır. Alim alim desinler diye, hoca hoca desinler diye, namaz kılan namaz kıldı desinler diye, hac eden hacca gitti desinler diye olursa olsun girer. Buda amellerin boşa gitmesi demektir.

Hadisi şerifte:
"İnsanlar helak olmuslardir, Ancak Alimler Müstesna
. Alimler de helak olmuslardir İlmi İle Amel Edenler Müstesna
. İlmiyle Amel Edenler de helak olmuslardir İhlas Sahipleri Müstesna
. İhlas Sahipleri de Büyük Bir Tehlike Üzerindedirler"

(Keşfül Hafa).

Ayeti kerimede ise:
"Asra Yemin Olsun ki, İnsan Gerçekten Hüsran İçindedir.
Ancak İman Edip Amel-i Salih İşleyenler,
Birbirlerine Hakk'ı Tavsiye Edenler ve Birbirlerine Sabrı Tavsiye Edenler Müstesnâ. "

(Asr: 1-3).

Bir büyük evliya şöyle satın alıyor:
“ Bütün insanlar hüsran içindedirler, ancak iman edenler ve sâlih amel işleyenler kurtuluyor.
Kulun yapacağı var: Nuh halis olacak, ameli sâlih olacak, helâl lokma yiyecek, mahviyeti tercih edecek .
Bu dört şeye dikkat EDECEK.
Samimi bir kalp ile Hazret-i Allah'a yönelmeniz, ihlâslı arkadaslarla meşgul olmanız haram lokmadan kaçmanız sizi Cenab-ı Hakk'a ulaştırır.
Sıdk ile İhlas ile teslim Olan ihvanları yürütürler de, ihvan yürüdüğünü bilmez .
Fakat yürütürler. Kimi? İhlâs ve sadakati olanı. İnsan Hakk yolunda ne kadar takip, ihlâsla çalışırsa Allah-u Teâlâ ona o kadar yol verir.
Bu yol Hazret-i Allah ve Resulullah'a ait bir yoldur. Yeter ki ihlâs ile yürüyelim.
İlim, amel, ihlâs, mahviyet olmadıkça terakkiyat mümkün değildir. ”
Satın alıyor.

Ayeti kerimede:
"Namaz insanı her türlü hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar." (Ankebût: 45)
.
Korumuyorsa demekki eksiklikler var, zahirde kalınmış, kalpten, gönülden kılınamıyor.

Allah sevdikleri hürmetin bizleride dosdoğru yola iletsin. Allah bizleride velileri hürmetine kurtarsın amin. velimiz Allahtır dost olarak Allah bize yeter.
 
Üst