Allah Reşiddir.(Görüntülü ve Sesli - Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye

Reşîd
Allah Reşiddir.

Ayeti kerimede:

"İman eden adam dedi ki:" Ey kavmim! Siz bana uyun ki beden doğru yolu göstereyim. " (Mümin: 38).

Bütün işleri ezelî takdirine uygun bir nizam ve hikmet ile birlikte ulaştıran Allahtır.

Onun iş O'nun dilemesi ile gelir. Hükmünde hata değişimi, tedbirinde yanılması düşünülemez. Hükmünde hikmet sebzeleri. İnsanları istikamete, iyiye ve güzele sevkeder. Yanlış yaradılış gayesine uygun olarak hedefine ulaştırır.

Kaza ve kadere inanmak demek, hayır ve şer, iyi ve kötü, acı ve tatlı, fayda ve zarar, kazanç ve ziyanların hepsinin; Allah-u Teâlâ'nın takdiri ile, tertibiyle, dilemesi ve yaratması ile ortaya çıkmasına inanmak demektir.



Bir Âyet-i kerime'de:



"Biz her şeyi bir kader ile yarattık." Buyuruluyor. (Kamer: 49).



Diğer bir Âyet-i kerime'de ise şöyle satın alıyor:



"O Rabb ki yaratıp düzene koymuştur. Her şeyi takdir edip (plânlayıp) doğru yolu." (A'lâ: 2-3)



Kader ve takdir; bir şeyi belirli bir ölçüye göre yapmak, plânlamak, tayin etmek demektir. Sınırlama, ölçü, miktar, hüküm ve hükümlerine da gelir.



İslâm dini'ne göre; Allah-u Teâlâ'nın ezelden ebede kadar yaratılmış ve yaratılacak şeylerin yerini ve zamanını, en ince teferruatına varıncaya kadar her şeyi ezelî ilmi ile bilip takdir etmesine kader denir.



Allah-u Teâlâ'nın ezelde irade ve takdir satın alma, zamanı gelince Levh-i mahfuz'da yazılı olarak meydana getirilirse kaza denir.



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde şöyle buyurur:



"Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen her hangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan evvel, bir Kitap'ta yazılmış olmasın Şüphesiz ki bu Allah'a göre kolay.



Bu, elinizden çıkana üzülmemeniz ve Allah'ın boyutu verdikleri ile sevinip şımarmınızdır. "
(Hadid: 22-23).



OImuş, olacak, geçmiş, gelecek herşeyi ilmiyle bilen, kuşatan, takdir edip düzene koyan, yöneten Allahu Tealadır. Akılların ötesindedir. Allahın işlerini yine en iyi zatı bilir.

Ayeti kerimelerde:

Onlar acaba buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerin gelecekte gelmesini mi bekliyorlar? Halbuki iş bitirilmiştir. Bütün işler Allah'a döner. (Bakara: 210).



Ancak Rabbinin rahmetine nâil olanlar müstesnâdır. (Onlar bu ihtilâfın dışında kalmışlardır). Esasen bunların için (rahmet etmek için) yaratmıştır. Rabbinin: “Andolsun ki ben cehennemi cinlerle ve insanlarla dolduracağım!” sözü tamamen yerine. (Hud: 119).

Sizin de hesabınızı ele alacağız, ey deli ve cin! (Rahman: 31).

Kâfirler: "Kıyamet saati bize gelmez." Dediler. De ki: "Hayır! Gaybı bilen Rabbime andolsun ki, o mutlaka boyut gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü de daha büyüğü de, şüphesiz ki apaçık bir kitapta (Levh-i mahfuz ' da) dır. "( Sebe: 3).



Yaratması, yaşatması, öldürmesi, diriltmesi, rızıklandırması, koruması, affetmesi veya cezalandırması Allahın işlerindendir. Dünya imtihan olup, güzel başımıza gelen olaylarda imtihandır.



Ayeti kerimede:

Sana gelen her iyilik Allah'tandır, bütün kötülükler de kendi nefsindendir. (Nisa: 79).

Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, sapıklıkta, dilediğine de hidayet verir. İşlediklerinizden andolsun ki sorumlu tutulacaksınız. (Nahl: 93).

Başınıza gelen hangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. O yine de çoğunu affeder. (Şura: 30).

Biz sizi pek yakında gelecek bir azap ile uyardık. Kişi o gün kendi elleriyle işlediklerine bakar. O gün kâfir: "Ah ne olurdu, ben toprak olaydım!" der. (Nebe: 40).

Allahu Teala dilediği zalimliğe, dilediği günahada engel olabilirse kulunu korumayı dilerse. Fakat nefsiyle başbaşayı bıraktığı şeyi vardır ki kulunu dener.

Dünyanın bu hali ise Allahın emir ve yasaklarının uygulanmamasıdır. Adaletli olmak, iyi olmak, kötülüklerden kaçınmak, iyi ve güzel ne varsa, hayır olarak ne varsa onları işlemek, kötü olan ne varsa, güç yetmek engellemek hep Allahın emirlerindendir.

Allahu Teala nice zalimleri yeryüzünden silerek muhtemelen insanlara büyük yardımlarda bulunan. Peygamberlerinin elleriylede kafir kavimleri helak etmiş, dilediği azabıylada onları yeryüzünden silmiştir.

Ayeti kerimede:

İnsanların elleriyle işlediklerinden 'karada ve denizde fesat başgösterdi. Allah işlediklerinden bir kısmını onlara tattırıyor ki, belki dönerler. (Rum: 41).

Zalim hükümdarları, firavunları Allah bir yok etmiş, mümin kullarınada yeryüzüne varisler kılmıştır. Herşeye müdahale etse elbetteki imtihan olmaz.

İşleyebildiğimiz bir zerre hayır varsa Allahın rahmetinin eseridir. Bir zerre günahımız, kötülüğümüz varsa kendi nefsimizdendir.



Ayeti kerimede:

De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha önce geçenlerin âkıbetinin nasıl oldugunu görün. Çünkü onların başka musrik idi. ” ( Neml: 69).

Bu azgın, zalim, günahkar, bozguncu, fitne ve fesatçı kavimleri helak etmeseydi gerçektende yeryüzünde yaşanabilirmiydi.

Allah'ın dinini peygamberleriyle, kitaplarıyla, mucizeleriyle desteklemiştir.

İnananlara büyük mükafat vaat günü. Allah vaadinden asla dönmez. İnkar edenlere ise büyük azap vaat günü. Allah vaadinden asla dönmez.

Allah herşeye herşeyden yakın olup zerre zülüm etmez, zerre haksızlık etmez. Adaleti ise sonsuz olup onun adaleti gibi adalet yoktur. Kulları ise hem Allahın işlerini, takdirlerin, adaletini kavrayamaz, anlıyamaz. Beşer aklın dışında olup Allah ise herşeyi kuşatandır.



Kul kulübe yapacak, herşeyi Rabbinden bilecek. Zarara uğrarsa nefsini şuçlayacak, hayırı ise Allahtan oldugunu bilecek.

Ayeti kerimede:

O hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. O Azîz'dir, çok bağışlayıcıdır. (Mülk: 2).

Allahın olmadan olmadan bir iş tamamlanamaz. Başarıyada ulaşamaz. Allah takdir edicek ki o iş gerçekleşsin.

Ayeti kerimede:

Gaybın anahtarları Allah'ın katındadır, bularından başkası bilemez. Karada ve denizde olanı da O bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içindeki tek bir tane, yaş ve kuru her şey apaçık bir kitapta (Levh-i mahfuz'da) yazılmıştır. (Enam: 59).

İnsanların kendi elleyle işlediği zülümlerden, zararlardan, kötülüklerden Allahu Telayı sorumlu ancak tutmak en yüksek cahilliktir. Oysa Allah kullarının hepsine iyiliği emretmiştir.

İnsan bir nefesini yavaşlatıp güç yediremez. Allah yaşatır, korur. Tüm rızıkta ondandır.

Ayeti kerimede:

İnsanı nutfeden (bir damla kerih sudan) yaratmıştır. Böyle iken o nasıl oluyor da apaçık bir hasım kesiliyor? (Nahl: 7).

Allahın emir ve yasaklarına uymamak, günahlardan tevbe ve istiğfar etmemek, nankörde ve isyanda diretmek ancak yeniden kullanım verir zarar. Çünkü Allah alemlerden müstağnidir. Kullarına zülüm edici değildir. Bizde ne varsa hepsi Allahın olup hiçbir şeye sahip değiliz. Kabirde daha iyi anlaşılacaktır.

Hadisi şerifte:

Yine de Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Aleyhissalatu Vesselam'a:" Ey Allah'ın Resûlü dedik, senin yanında kalplerimiz maneviyatta rikkate gelip inceliyor, dünyaya karşı alakamız gibi kesiliyor ve ahireti sanki gören oluyoruz. Yan ayrılınca ailemizle ünsiyet edip çocuklarımızı kokladık mı, önceki halimizi inkar yapmak, bunun sebebi nedir? "

Aleyhissalatu damaram şu cevabı verdi:

"Eger siz, ayrıldıktan sonra da yanımdaki halinizi devam ettirseydiniz, melekler, sizi evlerinizde ziyaret eder, yollarda sizinle müsafahada bulunurdu. Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi toptan yok eder, günah işleyip istiğfar edecek yeni bir mahlûk yaratır ve onları mağfiret ederdi."
(Tirmizi, 5534).

Günah, kusur, hata ettiğimizde Rabbimize yönelmeli, af ve bağışlanma dilemeli, tevbe ve istiğfar etmeliyiz. Ne günahlardan bağışlanacağına emin bir halde, nede günahlarımız bağışlanmayacak gibi bir halde olmamalıyız. Bunun orta olmayız.

Allah kullarını çok iyi biliyordu, elbette günah işleyeceklerinide biliyordu. Kulunu kulundan daha iyi bilendir. Bunun için tevbe ve istiğfara devam edilmeli, büyük günahlardan uzak durup, Allaha sığınılmalıdır.

Dünyaya günahlara dalmak, tevbe ve istiğfara gerek duymamak zaten helak olmaktır.

Ayeti kerimede:

Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ay'ı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedir. Resulüm! Biz senden önce hiçbir beşere ebedîlik vermedik. Simdi sen ölürsen, sanki onlar ebedî mi kalacaklar? Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Sonra bize döndürüleceksiniz. (Enbiya: 35).

Ölüm red edilemeyen gerçektir. Öldükten sonra ise ahirete hayatına geçiş yapılır.

Pişmiş hepsi Allahın kaderidir.

Kaza ise aslında.

Hadisi şerifte:

"İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor:" Resûlullah (aleyhissalatu Vesselam) buyurdular ki: " Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmış demektir. Allah'a taleb edilen (dünyevi şeylerden) Allah'ın en çok sevdiği afiyettir. Dua, inen ve henüz inmeyen her çeşit (musibet) için faydalıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyle ise sizlere dua etmek gerekir. "(Tirmizi, 1732).



Allahu Tealanın iptilaların, musibetlerine, imtihanlarına sabır ve rıza gösterenler, Allahın mükafatıyla mükafatlandırılırlar.

Hadisi şerifte:

İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri'nden bir rivayette Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle satın alıyorlar:



"Hazret-i Allah Şaban ayının gecesinde, olacak şeylerin hükümlerini verir. Kadir gecesinde ise bu vazifeli meleklere teslim eder."



Kur'an-ı kerim de bu gecede Levh-i mahfuz'dan topluca dünya semâsına nazil olmuş, Kadir gecesinde ise âyet yeryüzüne indirilmeye başladı.

Ayeti kerimede:

Doğrusu Rabbinin katında bir gün, sizin saydıklarınızdan bin yıl gibidir. (
Hac: 47).

Allah alemlerden gani, hamde ve övgüye layık, sonsuz yüceliktedir.

Emir oldan ibaret olup daha eski oda olur. Onun zerre, daha küçüğü ve daha büyüğü onun emrin boyun eğer. Dünyada insana hayır ve şer şeçim ruhsatı verilmiştir. Dünya hayatı bittiğinde hükümsüz oda görücektir. Tek ilah, hükümdar, hakimlerin hakimi, hüküm edenlerin hükmedeni, melik, Mevla Allahtır. Herşey onundur, Herşey ondandır.

Hayat verirse, hayat verirse, hiç vefattasın. Ruhları diriltecek olan Allahtır.

Ayeti kerimede:

Bir ölüde kimse dirilttiğimiz, ona insanlar arasında yürüyebileceği bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp ondan hiç çıkamayan gibi olur mu hiç? Kâfirlere yaptıkları böylece süslü. . Böylece biz her memleketin ileri gelenlerini (kodamanlarını veya idarecilerini) en büyük günahkârlar yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki aslında aslında yalnız çalar aldatıp hile yaparlar, amma farkında olmazlar. ( Enam: 122,123).



De ki: “Allah bizim için ne yazmış, ne seçilmiş ise, ancak bize o ulaşır. O bizim sahibimizdir. Müminler yalnız Allah'a güvenip bağlansınlar. " (Tevbe: 51).
 
Üst