~ s ı r ~

!!_serp!L_!!

Deneyimli Üye
Kademeli
Atasözümüzde ne güzel ifade edilmiştir: “Söyleme sırrını dostuna, onun da dostu vardır, o da söyler dostuna.”Şairin tembihi de bu atasözümüzü destekler: Sırrını kimseye fâş etme (ortaya dökme), sırrın fâş olur. Sen kendi sırrını saklayamazsan, el sana nasıl sırdâş olur.

İmam Şâfî “Sırrını saklamasını bilen, işinin hâkimi olur.” der. Çünkü ser verip sır vermeyen, serverdır.

Hiçbir sırrı olmayan insan, bu yüce ve ilâhî kaynaklardan hangi sırrı anlayabilir ki! Allah katında değeri olan insanların yazdıkları da sırlarla bezenmiştir Sırlar açıyor yerden gökten. İbn Arabi’nin Füsûs'ül-Hikem isimli eserinde belirttiği üzere, “her mevcûdun ezelde bir ayn-ı sabitesi vardır. Mevcut, bu ayn-ı sâbitenin gerektirdiği biçimde dış âlemde gerçekleşir. Neyin neyi gerektirdiğini sadece Allah bilir.” Dolayısıyla her varlık bir sırdır.

Sır olduğunu bilen; sırlanan ve sırlarıyla ayna olabilen bir varlık, hem Hakikat’in aşkıyla yanar, kavrulur, hem de O’nun rengine bürünür.Sonsuzluk yolu, ayna olmanın özelliklerini kazanabilen sırdaş iki kişinin varlığı ile başlayabilir. Yoksa, bir şeyden haberi olmayanlarla sürekli oturup kalktık mı, bu yolu yitirdik demektir.

İnsana kendisini ve insan olanı gösteren aynadaki sır, herkese söylenemeyen şeydir; gizli bir hakikattir. Bu hakikat, Müşâhedetullah’ının mahalli olan kalpteki lâtife olarak yer alır. Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, tecrübe ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanını anlatmak için de sır kavramını kullanırız. “Mânâ itibariyle; ilmin hakikati ve hâlin marifeti üzerine yoğunlaşan insan, sırra erebilir. Sırra ermek deyimi, gizli tutulan veya sır durumunda olan bir şeyi anlamak ve kavramaktır.


Bir veliye tevhid nedir diye sorulmuş. Verdiği cevap çok mânidardır : “İki ayna arasında bir elmadır.” İki ayna arasındaki cisim sonsuza çıkar; ama bir tanedir. Bu cümleyi derinlemesine tahlil etmeliyiz ki, aynanın rolünü kavrayabilelim. Sonsuzluk yolu, ayna olmanın özelliklerini kazanabilen sırdaş iki kişinin varlığı ile başlayabilir. Yoksa, bir şeyden haberi olmayanlarla sürekli oturup kalktık mı, bu yolu yitirdik demektir: Ehil olmayanlarla bir soluk bile eğleşme, aynayı suya atma gibidir, ayna suda kalırsa paslanır elbet. İnsan için ten mi aynadır yoksa can mı? Cevabını Mesnevi ilk beyitlerinden verelim:


Ten canın aynasıdır, can tenin

Lâkin olmaz can gözü her kimsenin.
 
Üst