Tavşan Ile Civciv

Serdar Yıldırım

Deneyimli Üye
Üye
Tavşanın biri, okumaya meraklıymış. Okuduğu her yazıdan sonra, okuduklarını anlatacak birini ararmış. Bir gün bu tavşan bir civcivle karşılaşmış. Civciv tavşanın anlattıklarını ilgiyle dinlemiş. Bir süre sonra epey bir bilgi birikimine sahip olmuş ama okuma-yazma bilmiyormuş.

Tavşana:
" Bana okuma-yazma öğretebilir misin? " diye sormuş.

Tavşan:
" Aman efendim, ne demek? Tabi ki, okuma-yazma öğretirim, " demiş.

Aradan günler geçmiş. Civciv okuma-yazma öğrenmiş. Kitapları çok sevmiş. Onların içinde bilim, bilgi, kültür saklıymış. Okumuş, okudukça okuyacağı gelmiş. Hayatı sorgulamaya başlamış. Hemen her söylenene inanmamış. Araştırmış. Bakalım bunlar doğru mu, diye.

Günlerden bir gün civcivin aklına şöyle bir düşünce gelmiş: " Tavuk yumurtasından çıkana civciv deniyor. Ben kalabalıkta değil ayrı durmalıyım. Adı şu denince, ha bildim onu, diyebilmeli canlılar. "

Kendine özel isim aramış ve sonunda bulmuş. Benim adım Civcettin demiş. Bunu arkadaşı tavşana söylemiş. Tavşan konuya akılcı yaklaşmış ve Civcettin'ın beklemediği bir atak yapmış:
" O zaman benim adım da Tavşaniye. "demiş. Tavşaniye ile Civcettin birbirlerine sıkıca sarılmışlar.

Onlar okumuşlar, çok okumuşlar. Okuduklarımız bizde kalmasın, başkalarına da ulaşsın diyerek diğer canlılarla fikir alışverişinde bulunmuşlar. Sonunda, o canlıların karanlıktan kurtuldukça aydınlık yarınlara selam verdiğini görmüşler. Aydınlığın her zaman karanlığı yeneceğinden emin olmuşlar ve mutlu olmuşlar.

SON


Serdar Yıldırım
 
Üst