Resulullah (asm) ve dua

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
O (S.A.V) duasına Cenab-ı Hakk’a övgü ile başlardı

Resulullah (asm) bir duaya başlarken mutlaka:

“Lütfu bol olan, ulu ve yüce Rabbimi bütün noksanlıklardan tenzih ederim.” ifadesiyle başladığını duymuşumdur. (İbn-i Ebi Şeybe)

O (asm) duasının başında ve sonunda mutlaka ayet okurdu

Resulullah (asm) yüz kere dua etmiştir. Her birinde:

“Ey Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!” ayetiyle başlar ve yine aynı ayetle bitirirdi. Eğer iki dua yapacaksa mutlaka onlardan
birinde sadece bu ayeti okurdu.” (Ebu’l Hasan Bin Ed Dahhak)

Peygamber Efendimiz (asm) dualarının başında ve sonunda salavat getirir ümmetine de bunu tavsiye ederdi

“Bazı şerait dahilinde dua makbul olur. Kabulün ictimaı nisbetinde makbuliyeti ziyadeleşir. Ezcümle dua edileceği vakit istiğfar ile manevi temizlenmeli, sonra makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikr etmeli ve ahirde yine salavat getirmeli. Çünkü iki makbul dua ortasında bir dua makbul olur.” (Sözler)

“Muhammed ve onun Ehl-i Beyt’ine, Salat ve selam getirmedikçe dua ile Allah arasında bir perde vardır.” (İmam Suyuti)

“Peygambere salat ve selam getirilinceye kadar, her dua kabul edilmeden bekletilir.” (İmam Suyuti)

Bana getirilen iki salat ve selam arasında, dua yapanın duası kesinlikle kabul olur. Her dua, gökte takılıp kalır. Bana, Salat ve selam getirildiği zaman o dua (Allah’a) yükselir.” (Tirmizi)

“Sizden biriniz Allah’tan bir şey isteyeceği zaman, Allah’a layık kelimeler olan hamd ile başlasın! Sonra Peygambere Salat ve selam getirsin! Sonra da dilediğini istesin! Böylece istediğine erişmeye daha layıktır.” (İmam Suyuti)

“Beni, hayvanına binen kimsenin su kabı gibi yapmayınız! Çünkü hayvana binen, su kabını doldurur. Yükünü hayvana yükler. Sonra da su kabını, semerin arkasına bağlar. Susadığı zaman içer ya da gerektiğinde abdest alır. Su içmeye ve abdest almaya ihtiyaç duymadığında da suyu döker! Duanın başlangıcında, ortasında ve sonunda bana Salat ve selam getirerek beni anınız!” (İmam Suyuti)


Peygamber Efendimiz (asm) dua ederken sözlerini üç defa tekrarlamayı severdi

“Resulullah (asm) dua ederken de, istiğfarda bulunurken de sözlerini üç kere tekrarlamayı severdi.” (Taberani)


Peygamber Efendimiz (asm) dua ederken seçili ifadelerden sakınırdı

Hz. Aişe (ra):

“Dua ederken seçili ifadelerden sakın. Çünkü Resulullah ve ashabı öyle yapmazlardı.” (Ahmed Bin Hanbel)


O (asm) özlü duaları tercih ederdi

“Resulullah (asm) özlü duaları tercih eder, diğerlerini bırakırdı.” (Ebu Davud)


O (asm) İsm-i Azam ile dua ederdi

Hz. Aişe (ra) anlatıyor:

“Resulullah (asm) şöyle yalvardılar:

“Allah’ım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla dua edildiği takdirde hemen icabet ettiğin, onunla Sen’den (cc) istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep edince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum.”

Hz. Aişe’nin (ra) belirttiğine göre, bir başka gün Peygamber Efendimiz (asm) kendisine:

“Ey Aişe! Kendisiyle dua edildiği takdirde icabet ettiği ismi, Allah’ın bana gösterdiğini sen biliyor musun?” diye sormuştu. Hz. Aişe (ra) derki:

Ben:

“Ey Allah’ın Resulü (asm)! Anam, babam Sana feda olsun, onu bana öğret.” dedim.

“Ey Aişe! Onu sana öğretmem uygun düşmez.” buyurdu.

Bu cevap üzerine ben de oradan uzaklaşıp bir müddet tek başıma oturdum. Sonra kalkıp başını öptüm ve:

Ey Allah’ın Resulü (asm)! Onu bana öğret diye ricada bulundum. O (asm) yine:

“Onu sana öğretmem uygun düşmez Ey Aişe! Onunla senin dünyevi bir şey talep etmen uygunsuz olur.” buyurdu.

Hz. Aişe (ra) devamla derki:

Ben de kalkıp abdest aldım, sonra iki rekat namaz kıldım, sonra:

Allah’ım! Sana Allah isminle dua ediyorum. Sana Rahman isminle dua ediyorum. Sana Birrurrahim isminle dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim güzel isimlerinin hepsiyle dua ediyorum. Bana mağfiret et, rahmet eyle” diye dua ettim.

“Bu duam üzerine Resulullah (asm) güldü ve:

“İsm-i Azam senin yaptığın şu duanın içinde geçti.” buyurdu. (Kütüb-i Sitte)


O (asm) Ashabının (ra) dualarına amin derdi

“Zeyd Bin Sabit’den (ra) şöyle rivayet ediliyor:

“Ben, Ebu Hureyre (ra) ve bir kişi daha Resulullah’ın (asm) yanında idik. Buyurdu ki:

“Dua ediniz.” Ben ve diğer arkadaşım dua ettik. Resulullah (asm):

“Amin” dedi. Sonra Ebu Hureyre (ra) dua etti. Dedi ki:

“Ya Rab! Ben iki arkadaşımın istediğini ve unutulmayacak bir ilim istiyorum.”

Resulullah (asm):

“Amin” dedi. Dedik ki:

“Biz de aynısını isteriz Ya Resulullah (asm)!” buyurdu ki:

“Devs’li delikanlı sizi geçti.” (Hakim)


O (asm) dua ederken ellerinin içini, bir şeyden Allah’a (cc) sığınırken ise ellerinin dışını çevirirdi

“Resulullah (asm) dua ederken el ayalarını yüzüne doğru çevirirmiş.” (Taberani)

Hz. Enes’den (ra) :

“Peygamber’in (asm) ellerinin içi ile de, dışı ile de böyle dua ettiğini gördüm.” (Ebu Davud)

Hallad Bin Es-Saib El-Ensari’den (ra):

“Peygamber (asm) dua ettiği zaman, ellerinin içini kendine doğru tutardı. Bir şeyin şerrinden Allah’a (cc) sığındığı zaman, ellerinin dışını kendisine doğru tutardı.” (İmam Ahmed)


O (asm) duası bitince ellerini mutlaka yüzüne sürerdi

“Resulullah (asm), duada ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi.” (Tirmizi)

“Resulullah (asm) dua ederken ellerini kaldırdığı zaman yüzünü mesh etmeden onları indirmezdi.” (Tirmizi)


O’nun (asm) daha ziyade dua etmemizi tavsiye ettiği vakitler ve mevkiler

“Namazın sonunda bilhassa sabah namazından sonra, hem mübarek yerlerde hususen mescitlerde, hem cumada hususen icabe saatinde, üç aylarda, hususen leyle-i meşhurede, hem Ramazan’da,hususen Kadir gecesinde dua etmek kabule karîn olması Rahmet-i İlahiyeden umulur.”(Mektubat)

Resulullah’dan (asm) soruldu:

“Ey Allah’ın Resulü! (asm) Hangi dua daha fazla kabule şayandır?” Şöyle buyurdu:

“Gecenin son kısmının ortasında ve her farz namazın ardında yapılan dualar.” (Tirmizi)

“Ezanla kamet arasında yapılan dua geri çevrilmez.” (Ebu Davud, Tirmizi)

“İki dua var ki onlar asla reddedilmez:

Ezan vakti yapılan ile düşmanla kıyasıya savaşılıp sıkıntıya düşüldüğü zaman yapılan dua ve yağmur altında yapılan dualar.” (Ebu Davud)

Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, secde halidir. Onun için secdede duayı çoğaltın!” (Müslim, Ebu Davud, Nesai)

Duaların kabul olduğu an¬lardan biri de aksırınca yapılan duadır, bu anda yapılan dua kabule iktiran eder.” (Cami’üs Sağir)

Kişi Müslüman kardeşine arkasından gıyabında dua ederse, melekler:

“Amin! Aynısı sana da olsun.” derler. (Müslim, Ebu Davud)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
4hb30g.jpg


RABBİM !
Beni Sana karşı şükreden,
Seni zikreden,
Senden korkan Sana itaat eden,
Sana icabet eden ve Sana dönen bir kul eyle
Tevbemi kabul et. Günahlarımı yıka. Duamı kabul et.
Delilimi sağlamlaştır. Kalbime hidayet et.
Dilimi doğrult. Kalbimden kini at.
Hazreti MUHAMMED [S.A.V]
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhüma-dan rivâyete göre Peygamber Efendimiz'in duâlarından biri şu duâ idi:

"Yâ Rabb! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, üs-tümü nurlandır, altımı nurlandır, önümü nurlandır, arkamı nurlandır ve beni nûr eyle (bir başka rivayette) benim damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, saçımı nurlandır, yüzümü nurlandır.” (1)

 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
6itx5t.jpg

Ya Rabb! Senden tükenmez bir ni'met, kesilmez bir göz ferahlığı
(yüzde açıkça görülen neş'e ve huzûr) istiyorum.
Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini istiyorum.
Hz. MUHAMMED (S.a.v)


alıntı:Ayışıgı ablama tesekkürler


 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Resulullah efendimiz, nasıl dua edileceğini bize öğretmek için, öyle dua etmiştir. Bazıları şöyledir:
(Bizi açık ve gizli bütün günahlardan koru!) [Taberani]

(Allah’ım, ürpermeyen kalbden ve doymayan nefsten sana sığınırım.)
[Müslim]

(Allah’ım, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, düşkün ihtiyarlıktan sana sığınırım.) [Hâkim]

(Allah’ım, bize dînî musibet verme! Bize acımayanları başımıza musallat etme!)
[Tirmizi]

(Allah’ım, bana öyle bir iman ve yakîn ver ki, sonu küfür olmasın!)
[Tirmizi]

(Allah’ım, denizlerin arasını ayırdığın gibi, beni Cehennem azabından koru!
[Tirmizi]

(Allah’ım, bizi dostlarınla dost, düşmanlarınla düşman olanlardan eyle!)
[Tirmizi]

(Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, kabul edilmeyen amel ve duadan sana sığınırım.)
[Müslim]

(Allah’ım, senden, bilip bilmediğim her hayrı ister, her şerden sana sığınırım.)
[Taberani]

(Allah’ım, bizi dünya zilletinden ve âhiret azabından muhafaza eyle!)
[Müslim]

(Allah’ım, günahımı affet ve rızkıma bereket ver!)
[İ. Ahmed]

(Allah’ım, kötü huy, kötü iş, kötü arzu ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.)
[Ebu Davud]

(Allah’ım, yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.)
[Nesai]

(Allah’ım, ölüm anındaki sıkıntılara karşı bana yardım et!)
[Tirmizi]

(Allah’ım, beni çok şükreden ve çok sabreden kullarından eyle!) [Bezzar]

(Allah’ım, beni çok zikreden ve emrine uyan kullarından eyle!)
[Tirmizi]

(Allah’ım, ilmimi arttır!)
[Tirmizi]

(Allah’ım, kulak, göz, dil, kalb ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım.)
[Nesai]

(Allah’ım, nankörlükten ve kabir azabından sana sığınırım.)
[Müslim]

(Allah’ım, bana hidayet, takva, tok gözlülük ve zenginlik nasip eyle!)
[Müslim]

(Allah’ım, bana sıhhat, iffet, güzel ahlâk ver ve kaderine rıza göstermemi nasip et!)
[Taberani]

(Allah’ım, gazabından rızana, cezandan affına, azabından rahmetine sığınıyorum.)
[Müslim]

(Allah’ım, her zorluğu bana kolaylaştır! Dünya ve âhirette âfiyet ver!
) [Taberani]

(Allah’ım, kalbimi ve amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten koru!) [Hatib]

(Allah’ım, beni ilimle zengin et, hilmle süsle, takva ile şereflendir!) [İ. Neccar]

(Allah’ım, iyiliğimi gizleyen, kötülüğümü yayan hilekâr dosttan sana sığınırım.) [İ. Neccar]

(Allah’ım, fakirlikte de, zenginlikte de tutumlu olmayı nasip et!)
[Buhari]

(Allah’ım, borç altında ezilmekten ve düşmanın galebesinden sana sığınırım.)
[Nesai]

(Allah’ım, ölüm anında, şeytanın galebesinden sana sığınırım.
) [Nesai]

(Allah’ım, kötü kadınların fitnesinden sana sığınırım.) [Harâiti]

(Allah’ım, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.)
[Nesai]

(Allah’ım, bize öyle bir şifa ver ki, geride hiç bir hastalık kalmasın!)
[Ebu Davud]

(Allah’ım, Cenneti elde edip Cehennemden kurtulmayı senden istiyoruz.) [Hâkim]

(Allah’ım, sana dua edilince kabul ettiğin, bir şey istenince verdiğin, musibet ve sıkıntıların kalkması istenince kaldırdığın ismin hürmetine, senden istiyorum.)
[İbni Mace]

(Ya Rabbi, ölümü bana kolaylaştır!) [İbni Ebi-d-dünya]

Tergib’de bildirilen hadis-i şeriflerden bazılarının meali de şöyledir:
(Ya Rabbi, Sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle!)

(Ya Rabbi, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün kötülüklerden de koru!)

(Ya Rabbi, her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru!)

(Ya Rabbi, işinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan ve doğru konuşanlardan eyle!)

(Bedenime, kulağıma, gözüme sıhhat ver! Küfürden, fakirlik ve kabir azabından sana sığınırım.)

(Ya Rabbi, kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı ödememizi nasip et!)

(Ya Rabbi, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, sıkıntılardan kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım.)

(Ya Rabbi, ölünceye kadar ibadet etmemizi, ömrümüzün hayırlı amellerle sona ermesini nasip et ve Cennetini ihsan eyle!)

(Bize dünya ve ahirette iyilik, güzellik ver ve Cehennem azabından bizi koru!)

 
Üst