Mustafa CİLASUN'un Kendi Kaleminden Şiirler...

[Mustafa Cilasun]

Onları bu hale getiren

Yar...
Gelin mi kadersiz
Sual etmeden veren vicdansız mı densiz
Yaratılmış bir kız olarak dünyaya gelmek kedermiş
Nereye gidersem gideyim, kimi dinlersem dinleyeyim bedelmiş
Çaresizdir, hizmet ehlidir, şefkate muhtaç nefestir, saf ve masum nasipmiş
Onları bu hale getiren, ötelemek için bahaneler üreten ruhundan habersiz sefilmiş
En büyük rakipleri hemcinsleri olduğunu bilen tercihlermiş, sabır deyip, boyun büken ömürlermiş
Onların en naif ve nezih hallerini görmeyecek kadar kör olan, hiddet ve şiddetle davranan insanlıklarından habersiz rezillermiş...


Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Yaşamak adına

Yar...
Bilmediğimiz
Nice dert ve keder sahipleri var
Issız sokaklarda sabahlayan, bir şekilde yalnızlaşan
Kapı kapı umut arayan, gözlerinin yaşını silerek konuşan
Derin bir edep ve nezaket içinde bulunan, bahtına küsüp yüreği kararan
Bir sevinç ve umut içinde gittiği evde horlanan, kocası tarafından aldatılan
Bir nafaka uğruna el kapılarında ter döküp sabırla rızkını arayan, eşi tarafından anlaşılamayan
Zan ve önyargılarla umutlarını karartan, kin ve nefretle bir birlerini dışlayan, derdine bir çare olarak ortak arayan
Can sıkıntısından ne yapacağını şaşıran, bu bakımdan zafiyetlere dalarak an ı yaşamak adına savrulan insanlar ne yapar...


Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Yâdınla bir ömür

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Yar...
Seni sensiz yaşamak
Umut dağlarını aşarak sabırla arınmak
Halin deminde meftun olduğum sevdana kanmak
Bir ömür firkatiyle yarenlik yapmak, gözlerin yaşıyla durulmak
Huzur ve sürurun, muhabbet ve sadakatin şevkiyle mutmain olarak yaşamak
Seni senden almak değil maksadım, senin yâdınla bir ömür umut içinde yanmaktır...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Dilediği gibi yaşasın...

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x540px.

Söyleyin
O yâre beklemesin
Gözyaşlarıyla umutlarını beslemesin
Bin sitem içinde ömrünü viran eylemesin
Bu yol bir başka yol olduğunu bilsin, can adanır güvensin
Dünya adına ne kadar heves ve arzu varsa, geride bıraktırır anlasın
Bu yolun yolcusu değilse nafile yere kahır içinde yaşamasın, dilediği gibi yaşasın...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Gönül kararır ve katılaşır...

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Yar...
Bir olana bağlan
Ona kul olmanın haşyetiyle yan
Her umudunda aşk ve sevdasına inan
Akıl ve iraden için ilim, irfansız bir yol olmayacağına kan
Hesapsız akıl beladır, Nefs tahayyül edemeyeceğin kadar büyük canavardır
Yaşamaktan maksat hak ve hakikat için adanmaktır, yoksa aşk ve sevda niçin ardır
Ruhunda ve kalbinde mavera heyecanı yoksa ihsan ve ihlâs çok uzaksa gönül kararır ve katılaşır...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Derin bir hüzün var

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Ey can
Yüce Rabbim
Umutlarınıza nail eylesin,
Hüzün ve hicran
Yüreğinizi
Çok az ziyaret etsin,
Sürur ve muhabbet
Bir ömür ruhunuza
Refakat etsin inş

...
Size her ne kadar
Şevk ve azim içinde
Nazar etsem de,
Derin bir hüzün var
Yüreğinizde,
Boynunuz bükülmesin,
Melülle şen haliniz
Devem etmesin,
Geciken umutlarınız
Sinenize sancı zerk etmesin,
Sabrın dirilttiği,
Yeni umutların inşa edildiği,
Ben olmaktan ziyade
Hiçliğe bilenmeyi Rabbim
Hepimize nasip etsin inş

.
En kalbi selam ve selamet dileklerimle
Esenlik içinde bulunmanızı niyaz ediyorum...


Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Şiddetli bir ayaz vardı

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x638px.

Asker…
Nöbetteydi
Gecenin bir yarısında
Mütebessim bir halde sevinçliydi
Son iki gün kalmıştı çıkacağı izine
Ne umutlar, ne hayaller birikmişti kalbinde

Nihayet
Hazırlığını yaptı
Ve yola revan olmuştu
Garın mesafesi çok uzaktı, para azdı
Bir şekilde gitmeliydi gara, binmeliydi ona
Garipler için tren ne büyük umut ve sığınaktı

Yolcular
Her biri birbirine benzeyendi
Neşesiz, şevksiz, solgun ve yorgunlardı
Kim bilir beklide acıkmışlar ve aç kalanlardı
Derin bir hüzün kapladı yüreğini, boynu büküldü
Kendi evleri geldi aklına, kış ve kıyametin farkıyla

Nihayet
Gelmişti köy yoluna
Valizi yüklendi koyuldu umutlarına
Şiddetli bir ayaz vardı, kimi bacalar tütüyor
Kimi bacalar suskundu, odun, kömür olmalıydı
Kapıya geldi, biraz nefeslendi ve bir sesle irkildi

Pencereden
Görmüşlerdi, sıcaklık içine işledi
İki çocuk, refikası karşıladı, babası ağladı
Ev soğuktu, birkaç tezek olsa bile yakacak yoktu
Babası mahcubiyetinden dayanamadı ve yine ağladı
Asker, babasını teselli etmeye çalıştı, sonra hiç durmadı

Baltayı alıp
Ormanlığa doğru çıktı
Kesilmiş ağaç köklerine baktı
Gözüne kestirdiği kök için niyetlenip başladı
Zaman hayli ilerlemişti, hiç yoktan yakacak elde edildi
Merakla bekleyen eşi ve çocukları gözlerini yola dikmişlerdi

Yokluk
Başka bir şey
Rabbim kimseyi bununla
Terbiye etmesin, ruhunu incitmesin
Gönlünde derin bir hüzün ve hicranlar umutları biçmesin
Eş ve dostlara, varlık içinde yaşayanlara hassasiyet versin

Hiç kimseyi ve bir kulunu muhannete muhtaç edip, üzmesin.(Âmin)

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Dil şad olalım

Orjinal boyutu icin tiklayin 800x545px.

Yar…
Gel kördüğüm olalım
Bir vehme kapılmaktan kurtulalım
Kul olmanın şevkiyle en yakına bağlanalım
Ruhumuzdan ve kalbimizden uzaklaştıracak andan arınalım
Samimiyet ve sadakatimizi Onun emir ve nehiyleriyle birliğini sağlayalım
Nefsi zafiyet ve hesapsız heveslerden geri durarak, ruhumuzla dil şad olalım
Yaşatmak için can olalım, deva olmak için kan olalım, her canın imdadına yetişen vicdan olalım…

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Dinlemedin…

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Oysa
Ne kadar isterdim
Sabırla bir ömür ümit içindeydim
Bir an olsun dinlemeni, fırsat vermeni bekledim
Anlaman için serdim, ferdim, varlığını hasreden biriydim
Yazık ettin, hem kendine ve hem de ümitlerimi hiç acımadan biçtin
Yıllar sonra görüşmek istedin, name yazıp gönderdin, artık ben değişmiştim
Namus ve haysiyetimi şerefi bilen, kalbi hassasiyetini esirgemeyen eşimle evlenmiştim…

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Yaşat ki yaşayasın

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Yar...
Çare ol çaresizlere
Umudu kararan masum gönüllere
Ummanlaşan o yüce ruhun ve kalbinle
İçinde beslediğin şefkat ve muhabbetin vecdiyle
Bir başkasını yaşat ki yaşayasın, farkında lığın hakkıyla anlaşılsın
Yaratan Rabbin rızasına nail olmak için akıl ve irade irfanınla sinelerini aydınlatsın
Sevdası olan kutlu bir yolun sürur zerk eden hicranı umutlarda iştiyakla açığa çıksın.

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Hassasiyetten uzaklar...

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Yar...
Bilirim saf ve nezihsin
Şefkat ve muhabbet içinde filizlenmişsin
Boran ve poyrazla karşılaştığında çok etkilenirsin
Nisan yağmurlarını ne çok seversin, hazan vaktinde boyun bükersin
Mehtaplı gecelerde derin bir ah çekerek başka diyarların özlemiyle nefeslenirsin
Ruhi ve kalbi ihtiyaçlarını ilim ve irfanla gidermek için gayret edersin, sen ne büyük değersin
Halinde tezahür eden bu suhuletin ve ülfetin farkında olmuyorlar, seni yıpratıyorlar, hassasiyetten uzaklar...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Gözlerime bakıyorlar


Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Yar...
Ne söylesem
Annem ve babam tepki vermiyorlar
Garip bir endişe içinde gözlerime bakıyorlar
Kimi zaman sen daha iyisini bilirsin diyerek susuyorlar
Her ne hikmetse aynı hayatı benimle birlikte yaşamıyorlar
Kendi dünyaları içinde kaybolup gidiyorlar, hüzün ve hicranla nefesleniyorlar
Bu durum karşısında içim acıyor, bir şeyler yapmak istiyorum hiç fırsat vermiyorlar
Yeter ki sen oku istikbalini kazan, o bize yeter, en büyük iyiliktir diye gönlümü alıyorlar
Aynı lisanı ve aynı zamanı yaşadığımız halde niçin bu kadar sabır ve tahammül içinde davranıyorlar
Duydukları ezan sesiyle irkiliyorlar, sanki o an kendilerinden geçiyorlar, sessizce gözlerinden bırakıyorlar...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Sorma...

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x730px.

Yar...
Henüz vakıf olmadığım
İdrakiyle kalbi inkişafa açılmadığım
Ruhumdan nükseden nidayı umutlarda yaşatmadığım
Hülyalar diyarından henüz bir netice alamadığım efkârı sorma
Düşlemeden, düşünmeden, fikir haline getirmeden, halde demlemeden sorma
Sığ sular neye yarar, ırmaklar hiç durmadan akar, denizler umut saçar, umman ruhumda yaşar
Kalbim irfan ve basiretiyle en yakına kul olmak için yanar, varlık adına ne varsa Onun kudretine kanar...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Ah yar, o nasıl bir sevda

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x640px.

Yar...
Umutların bir vakti var
Ruhundan beslenmedikçe neye yarar
Kalbin inkişaf ve inşirah için şevk ve azmine bakar
Sılaya hasret sinende sönmeyen ne suhuletli ve ülfetli ar
Niçin sessizce gözlerin akar, gecenin bir vaktinde kalbin konuşmaya başlar
Divana durunca dünya senden kopar, ruhun yücelir, umutların yeşerir, söyle kim anlar
Ah yar, o nasıl bir sevda ve aşk ki sürur ve hazzıyla içimizde yaşar, nar ne müjdeler zerk eden Nevbahar
Haydi, durma, bir an olsun vehme kapılma, gün yüzüne hasret ne kadar ümitlerin kalmışsa hakkıyla yaşa...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Tekâmül eden insan

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px.

Yar...
Önceleri
Pek bilmezdim
Ne söylenirse itibar ederdim
Masumane bir şekilde güvenirdim
Anlatılan ve inandırılan bir dine itibar ettim
Niçin yalan ve yanlış söyleşenler diye, teselli verirdim
Cami ve müştemilatını çok severdim, ezanı hakkıyla okuyamayanı garipserdin
İmam efendinin kendinden emin tavırlarına ve hükmeden edalarını hiç anlayamazdım
Basmakalıp sorular ve cevaplar karşısında şaşkınlık yaşardım, sosyal hayattan kopuk olarak algılardım
Din öğretisi ve müfredat konularında her ne hikmetse yıllardır takılı kaldım, tekâmül eden insana göre yapılandırılmasını çok arzulardım...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Her lahzada "O"nu hatırlatan

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x640px.

Yar...
Meftun eden bir feyz var
Aşk, ruhunun ve kalbinin yüceliğine bakar
Sevdanın karası olmaz, aşk ten ve nefisle uğraşmaz
Heves ve arzuların etrafında aranmaz, avuntulara hiç kanmaz
Feda olan bir can varsa, candan geçiren hissiyatsa, ruh ve kalp ondan uzakta
Seni senden alan, adanman için vecdine ve şiarına bakan, ihsan ve inayetinle hayat bulan
Her lahzada "O"nu hatırlatan ve rızası için sınır tanımayan, her türlü cefa ve çile karşısında bent olan
Yaşayan Kur'an olarak umutlarında anlam bulan, İbrahim'i bir vuslatın kapısını aralayan ve sevdasını yaşatan bir ikbal...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Eylül bana acıyarak bakar

Orjinal boyutu icin tiklayin 800x500px.

Yar...
Sımağında
Temaşa ettiğim
Bir mahşer kalıntısı var
Bu nasıl bir haşyet ve hassasiyettir yar
Her secdenin izi ruhumda derin yaralar açar
Her an gaflet ve delaletim açığa çıkar, gönül ağlar yar
Ne olur himmet ve hamiyet göster, niyazında bana da bir yer ver
Yoksa halim perişan, umutlarım ziyan, artık hiç acımıyor bana zaman
Şimdi nereye baksam Eylül bana acıyarak bakar, zemheri yakamı yakalamak için sabrını zorlar
Yıllar sonra sımsıcak yakınlığı, ruhuma ve kalbime hitam eden insicamı seninle buldum, sen benim için bir umut oldun...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Garip gitmek istedim

Orjinal boyutu icin tiklayin 899x681px.

Yar...
Bir gün ölürsem
Musalla taşında yattığımı görürsen
Bir ömür güftelediğim ümitlerimi merak edersen
Uykusuz gecelerde, yorgun heceler, viran olmuş kelimeler gibiydim
Ne kadar sinemden firar etmek isteyen umutlar varsa, sabrın toprağına gömmüştüm
Ondan gizli olan, zatına malum olmayan, yaratan, sultanlık tanıyan, kulum diyen başka kim vardı
Susmak, sükût etmek, nasibin vaktini beklemek, edeple nefeslenmek, ilim, irfanla kalbi beslemek şiardı
Varlık adına ne varsa benlikten uzak yaşayarak, ne derler'i dışlayarak, azimet ve ihlastan taviz vermeyerek adanmak maksattı
Garip geldim ve yine garip gitmek istedim dünyadan, Rabbim hiç kimseyi itibardan düşürmesin, kendine kul olmaktan mahrum etmesin...

Mustafa Cilasun

 

[Mustafa Cilasun]

Zafiyet gösteriyordu...

Orjinal boyutu icin tiklayin 960x960px.

Ahmet...
Henüz işten gelmişti
Refikası kuru fasulye pişirmişti
Turşu ne güzel bir nimetti, iştah açan lezzetti
Muhabbet içinde afiyetle yediler ve istirahata çekildiler
Bir vakit sonra kahve içtiler, daha sonraları çay içmeye niyetlendiler
Ahmet televizyonda bir dizi seyrediyordu, dalmıştı, eşinin seslendiğini duymadı
Eşi biraz alınganlık yaparak televizyonu kapattı, Ahmet şaşırmıştı, biraz durakladı
Sonra eşine niçin kapattığını sordu, eşi de hiç benimle ilgilenmiyor ve seslendiğim halde duymuyorsun diyerek çıkıştı
Ahmet, yerinden kalktı ve televizyonu yeniden açtı, eşi mırıldanarak bir hışımla odadan çıktı ve bir daha konuşmadı
Oysa Ahmet haftada bir gün oynanan Yedi güzel adam diye güzel bir diziyi seyrederken geçmiş yıllara ve anılarıyla yaşıyordu
Bu durumdan habersiz olan ve önyargıyla kendini savunmaya kalkışan eşi, saygı ve nezaket kurallarını ihlal ediyor, zafiyet gösteriyordu...


Mustafa Cilasun