Hz. Peygamber ve kardeşlik hukuku

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
En basit bir bireyin canını, malını, neslini, inancını
ve düşünce özgürlüğünü, toplumun en üst düzeyindekilerinki
kadar saygın ve dokunulmaz sayan bir hukuk
düzeni,
Halife ile gayrimüslim bir vatandaşını hâkimin karşısında
yan yana ayakta tutan bir adalet sistemi,
Yalanla imanı bir araya gelmez kabul eden, samimiyeti
dinin özü sayan, ‘Kendisi için istediğini başkaları
için de isteyebilme, kendisi için istemediğini başkaları
için de istememe’ ilkesini mensuplarının temel
anlayışı haline getirmeyi hedefleyen bir ahlak felsefesi,
Başkalarının derdini dert edinmeyeni Müslümanlardan
saymayan bir toplumsal şuur...
Bütün bunlar, Kur’an ve sünnetin temel ilkeleri
ışığında ortaya konmuş İslam kardeşliğinin olmazsa
olmazı niteliğinde bazı temel yaklaşım ve anlayışlardır.
İnsanları Arap ve Arap olmayan/Arap-Acem diye
ikiye ayıran ve Arap olmayanların hiçbir şekilde Arap
olanlara eşit olamayacağı anlayışına sahip bulunan bir
toplumda Allah Rasulü, ‘Arap’ın Arap olmayana hiçbir
üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arab’a hiçbir
üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir’ şiarını
öylesine gür bir sada ile seslendirmiştir ki bu sada, insanların
ve toplumların yaşadığı pek çok sorunun temelinde
yatan tahakküm anlayışını yerle bir etmiştir.
Böylece insanın insana, insanın topluma, toplumun
insana, bir ırkın bir başka ırka, bir toplumun bir başka
topluma, bir sınıfın bir başka sınıfa tahakkümü anlayışı
ortadan kaldırılmış ve İslam kardeşliği bu sağlam
temel üzerine kurulmuştur. Böylece müminler cihanşümul
bir medeniyetin üzerine kurulabileceği çok büyük
bir nimete nail olmuşlardır..............
Yazının dewamı için tıklayın


Dr. Ekrem KELEŞ
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı

 
Üst