Hâli ne demektir?

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Hâli:
Tenhâ. Boş. Sahipsiz. Issız. İçinde bir şey olmama.
(Çünkü, hem münzevî, hem de camie gitmiyor ve çarşıda kalabalık yerlerde gezmiyor, yalnız otomobiliyle çıkıyor. İnsanlarla zaruret olmadan konuşmuyor, yalnız teneffüs için dağlar başında ve hâli yerlerde geziyor. Şimdi ehl-i dünyanın hiçbir hakkı yoktur ki vaziyetime, hâlime ilişsinler.E.L)

Hâlî:
Hâl ile, vaziyet ile. Tavra âit. şimdiki. Hâle mensub.


Halî:
Gamsız, kedersiz, gailesiz, dertsiz.
* Evlenmemiş erkek, bekâr adam.


Hâli':
Boşanmış erkek, zevcesini şer'an terketmiş adam. (Müennesi: Hâlia'dır.)
* İtaatsız, isyan eden, utanmaz, kayıtsız, hayasız.
* Kovulmuş.
* Soyulmuş.


Halî':
Ailesinden ayrılan kimse.
* Kurt.


K:Yeni Lûgat
 
Üst