Duanın Önemi Hakkında Kısaca Bilgi

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Kalkan okun geri tepmesine, kılıcın yara açmasına, yağmur, bitkilerin bitmemesine sebep olduğu gibi, dualar da belaların geri dönüp ilahi rahmetin gelmesine sebep olur. Ok ile kalkan karşılaştıklarında, kalkan oku geri ittiği gibi, bela ile dua karşılaşınca da dua belayı geri iter. Bu da Allah’ın bir hükmüdür. Allah’ın takdir ettiğine razı olmak ayrı, gelecek belaların defi için dua etmek ayrıdır. Bunların ikisi birbirine zıt dedğildir. Nitekim Allah’ü Teâlâ:
Tedbirinizi alınız” buyurmaktadır. (Nisâ suresi, 71)
“Tohum ekildikten sonra sulamaya ne lüzum var, eğer mahsul bitmesini Allah takdir etseydi bitecek, takdir etmediyse bitmeyecek, sulamaya ihtiyaç yok” denilebilir mi? Hatta böyle sebeplere başvurmak mecburiyetinde değil miyiz? Hayırları takdir eden Allah onu bir sebebe bağlamış, şerri de takdir ederek, onu defetmek için sebepler hazırlamıştır. İşte dualar, şerlerin define birer sebeptir.
Yalnız şunu hatırdan çıkarmamak lazımdır ki, yapılan dualardan umulan faidelerin tahakkuk etmesi için, duanın usul ve adabına tam manasıyla riayet edilmesi ve duaların ihlasla yapılması lazımdır. Yoksa gelişi güzel yapılan her duanın kabul edilmeyeceği izahtan vârestedir.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Dua, ibadetin ta kendisidir.” (Ebû Davud, Tirmizi)
“Allah indinde duadan şerefli bir şey yoktur.” (Tirmizi, İmam Ahmed, Hâkim.)
“Dua inadetin özüdür.” (Tirmizi)
“Şüphesiz ki duâ, hem başa gelen ve hem de henüz gelmemiş olan şeylere faydalıdır. Ey Allah’ın kulları duaya devam ediniz.” (Tirmizi)
“Kazaya duadan başka hiçbir şey mani olmaz. Ömrü de ancak iyilik ve ihsan uzatır”. (Tirmizi)
“Kim güçlük ve üzüntülü zamanlarda duasının kabul edilmesini arzu ederse, bolluk ve rahat zamanında çok çok dua etsin.” (Tirmizi)
 
Son düzenleme:
Üst