Beddiüzzaman Said Nursi nin Kardeşleri Kimlerdir

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Beddiüzzaman Said Nursi nin kardeşleri
Nursi Hanedanı



Said Nursi, yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu Üç erkek, üç de kız kardeşi vardı İsimleri, doğum sırasına göre şöyleydi: Duriye, Hanım, Abdullah, Mehmed, Abdülmecid ve Mercan

Mirza Efendi, bütün çocuklarını okutmuştu Hepsi de çevrelerinde âlim olarak biliniyorlardı Bütün kardeşlerin de çok ibretli hayat öyküleri vardı

En büyükleri Duriye Hanım, ırmakta boğularak şehit olmuştu Duriye Hanım’ın oğlu Ubeyd de, dayısı Bediüzzaman Said Nursî’yle birlikte Ruslara karşı savaşırken şehit düşmüştü

İkinci çocuk Hanım ise, tanınmış bir âlim olan Molla Said Efendi’yle evlenerek Şam’a yerleşmişti Hanım’ın ilmi o kadar büyüktü ki, medrese hocası olan eşine derslerde sürekli yardım ediyor ve bilemediği konularda rehberlik yapıyordu Bu yüzden kendisine “Âlime Hanım” deniliyordu
Şam medresesinin bu iki büyük hocası, Mekke’de hac yaparken, Kâbe tavafı sırasında birlikte vefat etmişlerdi
Üçüncü kardeş Abdullah Efendi de, çevrenin çok büyük saygı duyduğu bir âlimdi Aynı zamanda Bediüzzaman Said Nursî’nin de ilk hocalarından birisiydiSayısız talebe yetiştiren Abdullah Efendi, bir cuma gecesi namaz kılarken, seccadesi başında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu Oğlu Abdurrahman ise, Bediüzzaman Said Nursî’nin en sevdiği talebesi olarak, çok büyük ve hayırlı hizmetlerde bulunmuştu

Ailenin beşinci çocuğu olan Mehmed ise, 1951 yılında Nurs Köyünde rahmetli olmuştu İnsanlar arasında çok sevilen Mehmed, fakiri ve yoksulu doyurup korumakla tanınmıştı

Mirza Efendi’nin âlim çocuklarından bir diğeri de, Abdülmecid Efendi’dir Yurdun çeşitli yerlerinde müftülük ve din dersi öğretmenliği yapan Abdülmecid Nursî, Türkiye’de tanınan önemli âlimlerden birisidirYetiştirdiği öğrencilerle gönüllerde yaşayan bu müstesna insan, 1967 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur Mezarı Konya’dadır

Ailenin en küçük çocuğu Mercan Hanım ise, kendi evinde ömrünün sonuna kadar öğrenci yetiştirmiştir Vefat tarihi tam olarak bilinmemektedir

Ailenin birbirinden üstün bu değerli bireyleri arasında, Bediüzzaman Said Nursî’nin çok önemli bir yeri vardı
Daha küçük yaşlarda, her şeyi sorgulayan, her şeyin sebebini öğrenmeye çalışan eşsiz kabiliyeti yüzünden sohbetleri çok severdi Özellikle de annesi Nuriye Hanım’ın anlattığı “İyilik-güzellik” öykülerine ve Abdülkadir Geylanî Hazretleriyle alâkalı hikâyelere büyük ilgi duyardı

Kendisini, Abdülkadir Geylanî Hazretlerine öylesine kaptırmıştı ki, onu hep hayalinde gezdirir, rüyasında görür, sanki onunla arkadaşlık ederdi
Bir gün elindeki cevizleri kaybeden Küçük Said, bunları aramış bulamamıştı Aklına Abdülkadir Geylanî Hazretlerini getirip;
“Ya Şeyh” dedi “Sana bir Fatiha, benim cevizimi buldur”
Ve ardından cevizlerini buldu
Bu olaylar Küçük Said’in çok büyük bir ruha sahip olduğunu, gelecekle ilgili büyük hayaller kurduğunu göstermektedir
O, çocuk yaşında, büyük insanların dünyasına girmeyi başarmıştı Bu da Küçük Said’in aile içindeki farkını ortaya koyuyordu
 
Üst