Ân ne demektir?

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Ân:
En kısa bir zaman.Lahza. Dem. Cüz'i bir zaman.

Ân-be-ân: Zaman ilerledikçe,gittikçe.

El'ân: Şimdi, şimdilik,hâl-i hazırda.

Ân-ı vâhid: Bir an.
*Aniden, birdenbire.

Ân-ı seyyâle:Gelip geçici az bir an,geçip giden en kısa zaman.

(Vâcibü’l-Vücuda intisabını bilen veya intisabı bilinen herbir mevcut, sırr-ı vahdetle,Vâcibü’l-,vücuda mensup bütün mevcudatla münasebettar olur. Demek herbir şey, o intisap noktasında hadsiz envâr-ı ,vücuda mazhar olabilir. Firaklar, zevâller, o noktada yoktur. Bir ân-ı seyyâle yaşamak, hadsiz envâr-ı ,vücuda medardır.Eğer o intisap olmazsa ve bilinmezse, hadsiz firaklara ve zevâllere ve ademlere mazhar olur. Çünkü, o halde, alâkadar olabileceği herbir mevcuda karşı bir firakı ve bir iftirakı ve bir zevâli vardır. Demek, kendi şahsî ,vücuduna hadsizademler vefiraklar yüklenir. Bir milyon sene ,vücutta kalsa da (intisapsız), evvelki noktasındaki o intisaptaki bir an yaşamak kadar olamaz.Onun için, ehl-i hakikat demişler ki: “Bir ân-ı seyyâle vücud-u münevver, milyon sene bir vücud-u ebtere müreccahtır.” Yani, Vücud-u Vacibe nisbetle bir an vücut ,nisbetsiz milyon sene bir vücuda müreccahtır.Hem bu sır içindir ki, ehl-i tahkik demişler: “Envâr-ı vücud ise Vâcibü’l-Vücudu tanımakladır.” Yani, o halde kâinat, envâr-ı vücut içinde olarak, melâike ve ruhaniyat ve zîşuurlarla dolu görünür. Eğer Onsuz olsa, adem zulümatları firak ve zevâl elemleri herbir mevcudu ihata eder. Dünya, o adamın nazarında, boş ve hâli bir vahşetgâh suretinde görünür". Mek. )

K:Yeni Lûgat


 
Üst