Allah rızası için yapılan niyet hakkında soru

Selamun Aleykum, Mesela sabah namazına camiye gidiyorum ama niyetimin ne olduğunu bilmiyorum. İçimden gidip namazı camide kılmak geliyor gidiyorum. Başka örnek namaz kılarken niyet edince Allah rızası için deyince dilim Allah rızası söylüyor ama kalbim tatmin olmuyor. Kısacası bir işi yapmaya niyet ederken sorun yaşıyorum. Dilim Allah rızası için diyor, kalbim demiyor gibi. Mesela kaza namazı kılarken Allah rızası için diyorum ama kalbim de kaza namazı borçlarını bitiripte hesap gününde sıkıntı çekmeyeyim Allah'a hesap verirken zorluk yaşamayayım diyor ne yapmalıyım ?
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Ve aleyküm selâm. Nefis muhasebesi yapmanız,kendinizi sorgulamanız çok güzel. Bu sayede bir takım aksaklıklar,hatalar, vs. tespit edilebiliyor. Bu da hataların telafisi için atılacak ilk adımdır. Önce İhlâs ne demektir,ona bakalım....
İhlâs:
* (Hulus. dan) Kalbini safi etmek. İçten, samimi, riyasız sevgi. İçten gelen sevgi ile doğruluk ve bağlılık.

* Sırf Allah emretmiş olduğu için ibadet etmek. Yapılan ibadet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakiki ve esas gaye etmeyerek yalnız ve yalnız Allah rızasını esas maksat ve gaye edinmek. İnsanlara riyakârlıktan, gösterişten uzak olmak.

Yani, ibadet olarak her ne yapılıyorsa yalnızca O'nun rızasını kazanmak için yapılmalı. Ne cennete ulaşmak,ne cehennemden kurtulmak amaç olmamalı. Çünkü zaten Cenâb-ı Hakk, razı olduğunu kuluna azap etmez. Kul da ne kadar ibadet ederse etsin, ibadetleriyle cenneti kazanamaz. Cenâb-ı Hakkın lütfu ve inayetiyle vermesi müstesna....
Bu durumda sözü Risale-i Nûr'a bırakalım,bakalım bu konuda neler söylüyor:

(
Ubudiyet, emr-i İlâhîye ve rıza-yı İlâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı Haktır. Semerâtı ve fevâidi uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münâfi olmaz. Belki zayıflar için müşevvik ve müreccih hükmüne geçerler. Eğer o dünyaya ait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa, o ubudiyeti kısmen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm bırakır, netice vermez. L.)


(
Elhasıl, hadiste vardır ki:

b664.gif
-1-
Yani, medar-ı necat ve halâs, yalnız ihlâstır. İhlâsı kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlâslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlâsı kazandıran, harekâtındaki sebebi sırf bir emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı İlâhî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlâhiyeye karışmamalı.
L.)

1-"İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar."

Yani,insan ilim öğrenmekle,öğrendiği ilimle amel etmekle,amelini sadece Allah rızası için yapmakla,ve yaptığı amelide muhafaza etmek, son nefesine kadar kaybetmemeye çalışmalıdır..


 
Şöyle bir şey ifade edeyim. Niyetim başkaları namaz kıldığımı görsün de beni övsün değil sadece ''Allah görüyor ve biliyor'' inancı aklımda ve başka hiçbirşey umrumda değil(Elhamdülillah) sadece niyet ederken sorun yaşıyorum işte.

1-"İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar."

Bu sözü bir sohbette duymuştum. İhlas sahipleri de yüksek derecede oldukları için eğer riyakarlık yaparlarsa daha kötü bir şekilde yere çakılırlar türünden bir şey anlatılmıştı.
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Aman Allah korusun,öyle olmasın zaten...Benim anladığım, gösteriş için kılmak,hiç kılmamaktan daha beter bir şey....
Evet,öylede denilebilir. Kişi ne kadar ilim sahibi olur,bunu da yaşamaya çalışırsa şeytan daha çok musallat olur.Kazandıklarını kaybettirmeye çalışır.İbadetlerini hoş gösterir, başkalarının kusurlarını göz önüne serer,"Sen böyle değilsin" der,gururunu okşar.Daha bunun gibi çok hilelerle mahvına çalışır.İşte bunun için ,kazandıklarını muhafaza etmek önemli.Yoksa hem sevaplarını kaybeder,hem de riya ile yaptıkları ibadetler Allah korusun cehenneme sürükler.

1- Dini yalanlayan şu kimseyi gördün mü?

2, 3- İşte odur, yetimi itip – kalkan ve yoksulun yiyeceği üzerine teşvik etmeyen kimse.

4, Bu nedenle, şu namaz kılanların vay haline!

5- Onlar namazlarından gafildirler,

6 - Onlar, gösteriş yaparlar,

7- Ve mâûnu vermezler.

Gösteriş için yapmadığınıza eminim zaten,sanırım fazla dürüstsünüz.Hepimiz"Allah rızası için " diye niyetleniyor olsak da az veya çok cehennemden kurtulma ve cennete kavuşma isteği oluyor.Bize düşen bunu Allah rızasını kazanmanın önüne geçirmemeye çalışmak.Niyetlenirken eşi ,benzeri olmayan,sonsuz kudret sahibi,aynı zamanda merhametli ve şefkatli yüce bir yaratıcının huzuruna çıkmaya hazırlandığımızı bilmeli,namaz gibi külli bir şükür,tazim,hürmet,zikir,hamd,O'nu bütün noksan sıfatlardan tenzih etmek hükmündeki ibadet için aklımızdaki diğer düşüncelerden kurtulmaya çalışmalıyız.

Bediüzzaman Risâle-i Nûr'da şöyle diyor:

(Birincisi: İnsan, sair hayvanata muhalif olarak, hanesiyle alâkadar olduğu misilli, dünya ile alâkadardır. Ve akaribiyle münasebettar olduğu gibi, nev-i beşer ile de ciddî ve fıtrî münasebettardır. Ve dünyada muvakkat bekasını arzuladığı gibi, bir dâr-ı ebedîde bekasını, aşk derecesinde arzuluyor. Ve midesinin gıda ihtiyacını temin etmeye çalıştığı gibi, dünya kadar geniş, belki ebede kadar uzanan sofraları ve gıdaları, akıl ve kalb ve ruh ve insaniyet mideleri için tedarik etmeye fıtraten mecburdur, çabalıyor. Ve öyle arzuları ve matlapları var ki, ebedî saadetten başka hiçbir şey onları tatmin etmiyor. Hattâ, Onuncu Sözde işaret edildiği gibi, bir zaman, küçüklüğümde, hayalimden sordum: "Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki fakat âdi ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?" dedim. Baktım, ikincisini arzulayıp birincisinden "Ah!" çekti. "Cehennem de olsa beka isterim" dedi. Ş.)

O ki bizi hiç yoktan yaratmış,vücud nimetini vermiş,bununla beraber taş ,toprak olarak bırakmamış,hatta hayvaniyetten kurtarıp insan olarak yaratmış,ebediyet gibi bir müjde vermiş,çok zaman sıhhat gibi sayısız nimetler ihsan etmişse, bırakalım bizi nasıl istiyorsa bizi öyle yapsın.Yeter ki bizden razı olsun.\:)
 
.Hepimiz"Allah rızası için " diye niyetleniyor olsak da az veya çok cehennemden kurtulma ve cennete kavuşma isteği oluyor

Elbet bu da az çok oluyor ama benim isteğim sadece Rabbim'in cemali bunun için daha çok isteğim oluyor. Şöyle diyeyim sabah kalkmakta zorlananlar oluyor elbette ben kalkarken ''Rabbim Senin cemalin için kalkıp namaza gidiyorum '' diye içimden geçiriyorum ve farkediyorum ki hemen kalkmışım hiç zorlanmadan
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Senin rızan için diye düşünmeye çalış istersen.o zaman O'nun rızası dışında hiç bir beklentin olmadığı için tam ihlası kazanmış olursun. O ,razı olduğu kulunu da memnun etmek ister ve her matlubunu verir zaten....\;)
 
Allah Teala razı olsun.

Bir şey daha belirteyim.

1)Rabbim Senin rızana uygun bir kul olmak için namaz kılıyorum,oruç tutuyorum,sadaka veriyorum vs.
2)Rabbim yaptıklarımı görüyorsun belki bu salih amelim Senin benden razı olmana sebep olur diye yapıyorum.

Niyetleri doğru ve sadece Allah rızası için olur mu?
 
Üst